Sığınmacı akınını engellemek için sınırına tel örgü çeken Macaristan çözümü referanduma gitmekte buldu.
Macar hükümeti 2 Ekim’de halkına “Macar meclisinin onayı olmadan, AB’nin Macar vatandaşı olmayan kişilerin Macaristan’da ikametine karar vermesini istiyor musunuz?” sorusunun yöneltecek.
Referandumdan çıkacak sonucun AB kararlarını etkilemeyeceği belirtilse de Avrupa’da çok sayıda siyasetçi Macaristan örneğinin diğer üye ülkeler tarafından da takip edilmesinden endişe ediyor.
Hükümet sözcüsü Zoltán Kovács: “Macar meclisinin onayı olmadan, AB’nin Macar vatandaşı olmayan kişilerin Macaristan’da ikametine karar vermesini istiyor musunuz?” sorusuna cevap vermek için çok sayıda kişinin referanduma katılmasını istiyoruz.” şeklinde konuştu.
Macar muhaliflerse konu hakkında farklı fikirlere sahip. Aşırı sağ Jobbik partisi referandum için “Hayır” propagandası yaparken Macar Liberal Parti referandumda “Evet” oyu kullanılması gerektiğini savunuyor. Diğer siyasi partilerse halkın bu siyasi oyunda yer almaması yani oy kullanmaması gerektiği görüşünde.
Bazı sivil toplum kuruluşları halkın fikrini beyan etmesi gerektiğini savunurken, bazılarıysa geçersiz oy kullanılması gerektiğine inanıyor.
Macar İki Kuyruklu Köpek Partisi (Two-Tailed Dog Party) ise “Bir Macarlının hayatında mülteciden çok uzaylı görme olasılığı çok daha yüksek” gibi satirik pankartlarla referandumu etkisiz hale getirmeye çalışıyor.
Macar İki Kuyruklu Köpek Partisi (Two-Tailed Dog Party) Gergő Kovács: “Eğer çok sayıda geçersiz oy olursa hükümete kin politikaları yürütmenin faydasız olduğunu gösterebilirler.“dedi.
Macaristan’da halkın büyük bir çoğunluğu referandumun içeriği hakkında net bir bilgiye sahip değil. İstatistiklere göre hükümet karşıtı seçmenler bile göçmen politikasından oldukça memnun.
Referandumda “hayır” oylarının büyük bir çoğunluk sağlayacağı belirtiliyor. Ancak asıl soru referandumun ne derece geçerli olacağı.
Siyasi analist Attila Juhász’a göre referandum hem ulusal hem de küresel alanda büyük önem taşıyor.
“Ulusal çaptaki soru Viktor Orban’ın referandumla gücünü daha da arttırıp zayıf olan muhalefeti tamamen ortadan kaldırıp kaldırmayacağı. Uluslararası sorunsa Orban’ın AB’nin dengesini bozan bir buçuk yıl süren bu politikalarında ne kadar ileri gidebileceği ve AB ülkelerini ne yönde bölebileceği.”
Macaristanlı yetkililer AB’nin öngördüğü “zorunlu kota” uygulamasını ulusal egemenlik haklarına yapılan bir müdahale olarak algılıyor. AB ise böylesi bir referandumun Avrupa’nın temel değerlerinden biri olan dayanışmayı reddetmek anlamına geldiğini savunuyor. Ancak analistlere göre mülteci sorunlarıyla AB dağılırsa, Birlik’te kalan ülkeler “daha küçük ancak daha sıkı ve güçlü bir birlik oluşturur.”
Yapılan bir araştırmaya göre halkın Eylül ayından bu yana göçmenlere yönelik bakışında olumsuz yönde bir artış gözlemlendi. Macarların sadece yüzde 44’ü mülteci sorununun insani bir şekilde ele alınması gerektiğini kanısında. Yüzde 63’ı mültecilere yardım etmenin kendi görevleri olmadığını düşünürken, geçen yıl halkın yüzde 67’si göçmenlerin elinden tutulması gerektiğini savunuyordu.
Dünya Bülteni