Kuzey Makedonyalı genç kadın baterist Martina Barakoska, bir yandan mesleğini profesyonelce icra ederken diğer yandan başta çocuklar olmak üzere farklı yaş grubundan öğrencilerine Türkiye üretimi enstrümanlarla bateri dersleri veriyor.
Müzik gruplarının her üyesi yapılan müziğe kendine özgü katkı sağlıyor ancak “bateristin ne kadar iyiyse, grubun o kadar iyidir” ilkesi müzik dünyasının bilinen ilkeleri arasında yer alıyor.
Birçok müzik grubunun bateristi genellikle erkek olsa da 23 yaşındaki Üsküplü Barakoska, bu mesleği genç nesillere aktarmak için çaba gösteren kadın bateristlerden biri.
Kuzey Makedonya’daki “Funk Shui” müzik grubunda bateristlik yapan Barakoska, AA muhabirine, müzik aletinin özellikleri, verdiği bateri kursları ve bu mesleği icra ederken karşılaştığı zorluklar hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Küçük yaşlardan müziğe ilgisi olduğunu belirten Barakoska, sanatını bateri yoluyla icra etmeye çalıştığını ve bildiklerini diğerlerine aktarmak adına bateri dersleri verdiğini dile getirdi.
Barakoska, “Daha önceden 7 ila 30 yaşlarında öğrencilerim vardı ve çok güzeldi. Salgın başladığında bir nevi kenara itilmiştim ve bir şeyler yapmam gerekiyordu. Bu nedenle Skype ve Zoom üzerinden ders vermeye başladım. Başlarda birçok insana bu uygunsuz geliyordu ancak hepimiz için ilginç olan şey, zaman geçirmek için bir yöntem bulmuş olmamızdı.” diye konuştu.
Bateri çalmada önemli olanın güç değil, kullanılan teknik ve bu yöndeki bağlılık olduğunun altını çizen Barakoska, “Söz konusu enstrümanı çalma noktasında, bunun daha çok ‘erkek enstrümanı’ olduğu ve ses çıkarmak için kim bilir ne kadar vurman gerektiği yönünde gerçek olmayan bir bakış açısı mevcut.” dedi.
Bateri çalmayı öğrenmek isteyen genç kızların sayısının her geçen gün artmaya devam ettiğini söyleyen Barakoska, en küçük öğrencisinin 4 buçuk yaşındaki bir kız çocuğu olduğunu ifade etti.
Bateri çalmaya başladığında kullandığı ilk halilenin Türkiye’deki bir şirket tarafından üretildiğini dile getiren Barakoska, bu halilelerin çıkardığı sesin özel olduğunu ve bu yüzden baterisinde vazgeçilmez bir yeri bulunduğunu vurguladı.
Barakoska, “İstanbul Mehmet halileleri, bu modern dönemde el yapımı üretilen nadir enstrümanlardan biri. İstanbul’daki fabrikada üretilen her halile, kelimenin tam anlamıyla parmak izi gibi üretiliyor, hiçbiri birbiriyle aynı değil. Hiçbirinin sesi aynı değil. Bu da çok güzel bir şey. Fırında pişiriliyor, ardından dövülerek çok güzel bir ürün ortaya çıkıyor. Kulağa hoş geliyor.” diye konuştu.
Farklı müzik projelerinde yer aldığını aktaran Barakoska, “Müzik daha önceleri, insanların sıkıntılarını daha kolay anlatmaları için üretilmiş. Bunun da güzel bir yöntem olduğunu düşünüyorum. Hiçbir şeyin değişmediği kanaatindeyim.” ifadelerini kullandı.