Kuzey Makedonya’daki iç karışıklıkları sonlandıran Ohri Çerçeve Anlaşması’nın 23. yılı

Kuzey Makedonya’da, 2001’de meydana gelen iç karışıklıkları sonlandıran Ohri Çerçeve Anlaşması’nın (OÇA) imzalanmasının üzerinden 23 yıl geçti.

O dönemki adıyla Makedonya’da, Eski Yugoslavya’dan 1991’de savaşmadan ayrılarak bağımsızlığın ilan edilmesinin ardından kabul edilen ilk anayasa, başta Arnavutlar olmak üzere ülkedeki diğer azınlık grupların haklarına bazı kısıtlamalar getirmişti.

Ana dillerinde yüksek eğitim hakkı talep eden Arnavutlar, 1994’te üniversitelerini kurmuştu.

Dönemin hükümeti tarafından desteklenmeyen bu hareket sonrası polis, üniversite binasını yıkmıştı. Burada çıkan arbedede bir kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi yaralanmıştı.

Arnavut bayrağının kullanılması için de direten Arnavutlar, yoğun olarak yaşadıkları Gostivar ve Kalkandelen’deki belediye binalarına 1997’de kendi bayraklarını asmış ancak hükümet yetkilileri bu hareketi yasa dışı ilan ederek bayrakları indirtmişti. Polisin müdahalesi, yeni gözaltılara ve ölümlere neden olmuştu.

Ohri Çerçeve Anlaşması’na giden yol

Ohri Çerçeve Anlaşması’na giden yolda iç karışıklıklar, 22 Ocak 2001’de bir grup silahlı Arnavut’un ülkenin kuzeybatısındaki Kalkandelen şehrine bağlı Teartse köyündeki polis karakoluna yaptığı saldırıyla başlamış, bir polis hayatını kaybetmiş, üç polis yaralanmıştı. Saldırının sorumluluğunu, Ulusal Kurtuluş Ordusu (UÇK) adlı grup üstlenmişti.

Çatışmalar, bahar aylarında ülkenin diğer şehirlerinde farklı yoğunlukta devam etmişti.

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ile NATO arabuluculuğunda 5 Temmuz’da genel ateşkes anlaşmasına varılmıştı, sonrasında her iki taraf da birçok kez anlaşmayı ihlal etmişti.

Kimilerine göre “iç savaş” olarak nitelendirilen ve 22 Ocak-12 Kasım 2001’de meydana gelen olaylarda, çatışan her iki taraftan yüzlerce kişi hayatını kaybetmiş, on binlerce kişi yerlerinden edilmişti.

Çatışmalar, ülkenin kuzey ve kuzeybatısındaki bölgelerin yanı sıra başkent Üsküp yakınlarında da devam etmiş, ülkenin farklı şehirlerinde şiddet olayları yaşanmıştı.

Ohri Çerçeve Anlaşması

Ülkedeki en büyük siyasi partiler, 13 Ağustos 2001’de Avrupa Birliği (AB) ve ABD’den özel temsilcilerin bulunduğu taraflarla, iç karışıklıkları sona erdiren Ohri Çerçeve Anlaşması’na, ülkenin güneybatısındaki Ohri şehrinde yaklaşık 2 ay süren müzakerelerin sonunda imza attı.

Anlaşmayla çatışmalar son ererken etnik Arnavutların ülkedeki haklarının artırılması için bir başlangıç noktası oluşturmuştu.

Anlaşmada, Arnavutçanın resmi dil olmasının yanı sıra yerel yönetimlerin gelişimi, ayrımcılık yapılmaması, adil temsil, dil, kültür, eğitim ve semboller gibi konularda özel meclis prosedürlerinin uygulanması, eğitim, kimlik gibi konular da yer almıştı.

Bu kapsamda, Makedoncanın yanında Arnavutçanın da resmi dil olmasını öngören, 11 Ocak 2018’de Kuzey Makedonya Meclisinde onaylanan “Dillerin Kullanımı Yasası” ile Arnavutça, ancak 15 Ocak 2019’da ülke genelinde ikinci resmi dil oldu.

Ayrıca ülkenin herhangi bir şehrinde Makedoncanın yanı sıra yüzde 20’nin üzerinde konuşulan bir dilin daha resmi dil olması kararı alınmıştı. Bu kapsamda Türklerin yoğun olarak yaşadığı birçok belediyede Türkçe de resmi dil olmuştu.

Anlaşmanın uygulanması kapsamında 2004’te hükümetin parçası olan Ohri Çerçeve Anlaşması’nın uygulanmasından sorumlu sekretarya da kurulmuştu. Sekretarya daha sonra Siyasi Sistem ve Topluluklar Arası İlişkiler Bakanlığına dönüştürülmüştü.

Ohri Çerçeve Anlaşması’nda Türkler

Ülkede nüfusun yaklaşık yüzde 4’ünü oluşturan Türkler ise anlaşmanın üzerinden yıllar geçmesine rağmen “haklarının yeterince verilmediğini” düşünüyor.

Kendilerini, ülkenin kurucu unsurları arasında sayan Kuzey Makedonya Türkleri, başta yerel yönetimler olmak üzere devlet düzeyinde de daha fazla temsil edilmek istiyor.

Türkler, “Kuzey Makedonya’nın üçüncü büyük topluluğu olarak”, OÇA’nın, kendilerini de kapsayacak şekilde revize edilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

AA

Read Previous

Kosova ve Arnavutluk özel kuvvetlerinden ortak tatbikat

Read Next

Filistin İstatistik Bürosu: Gazze nüfusunun yüzde 1,8’i İsrail saldırılarında hayatını kaybetti