“KÜME için Balkan ülkeleri vazgeçilmeyen bir nokta olacak”

Geçtiğimiz aylarda İstanbul’da BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar öncülüğünde kurulan Kültür ve Medeniyet (KÜME) Vakfı Genel Müdürü Serhat Kula ile yeni kurulan vakıf, yapacakları çalışmalar ve Balkanlara yaklaşımları üzerine samimi bir sohbet gerçekleştirdik. Kültür ve Medeniyet ana başlıklarında gündemi ve şu anı yakalamak istediklerini kaydeden Kula, “KÜME için Balkan ülkeleri vazgeçilmeyen bir nokta olacak.” dedi.

Seyyid EMİN / TIMEBALKAN ÖZEL

Selçuk Bayraktar, Sümeyye Erdoğan Bayraktar, Abdullah Eren ve Mehmet Ali Nart tarafından İstanbul merkezli olarak kurulan KÜME Vakfı Genel Müdürü ve Üsküp Yunus Emre Enstitüsü’nün önceki dönem Müdürü Serhat Kula, yeni kurulan vakıf ve vakfın çalışmalarıyla ilgili TIMEBALKAN’a özel açıklamalarda bulundu.

KÜME Vakfı’nın Selçuk Bayraktar himayelerinde BAYKAR şirketlerinin bir hayır kurumu olarak kurulduğunu söyleyen Serhat Kula, “BAYKAR’ın getirdiği başarıların arzulandığı, gençlerin, yeni nesillerin bundan faydalanması için geleceğe dair hamilerimizin bir hayrı olarak ortaya atılacak olan bir nişane olarak konuşuldu.” dedi.

Yunus Emre Enstitüsü’ndeki görevinin öncesinde kendisiyle iletişime geçildiğini kaydeden Kula, “Yönetim kurulu üyeliği ve ardından da icra kurulu olarak değerlendirildi ve işin başına geçmemi ve İstanbul’daki yeni kurulacak olan ana merkezde görevimi icra etmemi istediler. Tabii ki çok memnun olduk bu süreçte ve katkı sunmayı çok istedik. Biz de böyle baktık ve memnuniyetle görevimizi kabul ettik. Nisan ayı itibariyle de Yunus Emre Enstitüsü’nde görevimden de istifa edip artık yeni göreve başlamış oldum.” ifadelerini kullandı.

BAYKAR bünyesi kapsamında birden çok vakfın bulunduğunu, bunlardan T3 Vakfı’nın teknoloji alanında Can Sağlığı Vakfı’nın genetik araştırmalar üzerinde durduğunu ve KÜME Vakfı’nın da kültür alanında çalışmalara imza atacağını belirten Kula, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kültür-Medeniyet vakfı aslında KÜME vakfı olarak biz isimlendirdik çünkü KÜME hem iki kelimenin birleştiği bir nokta. Kültür ve medeniyet birbirinden farklı iki anlam. Çünkü kültür tamamen somut medeniyet ise soyut anlamları içeriyor. Dolayısıyla bunun ikisinin de kesişimine de KÜME dedik. KÜME de ismiyle de kesişim ifade ediyor.”

Vakfın Kültür ve Medeniyet iki ana başlığı altında çalışmalar yapacağını ifade eden Kula, “Kültür kısmı ağırlıklı olarak sanat içeren alan. Kültür-sanat dediğimiz alan bu iki kelime bir araya gelerek söylenir Türkiye’de. Kültür-sanat da aslında sergi sanatları, sahne sanatları ve perde sanatları dediğimiz bütün bu güzel sanatlar ve konservatuarı içerecek şekilde müzik, tiyatro bu tarz sanatlar sahne sanatları, sinema, belgesel, medya içeriklerinin üretimi gibi alanları kapsayacak.” şeklinde konuştu.

– İslam Medeniyeti’nin zorluk yaşanan konulara “ne söyleceği” gibi olgular ele alınacak

Vakfın ikinci ana başlığı olan medeniyetle ilgili de konuşan Kula, “Medeniyette de kavramlar üzerine; medeniyet şuuru, medeniyet nedir insancıl olmak  haklı olmak birlikte yaşamak felsefe dünya varlığı insanlık varlığı insanın hakları hukukları, hitabet insanlara duyurulmak insanlara seslenmek insanların siyaset ve politikasını üstlenmek gibi birçok alanda faaliyet gösterecek bir alan.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’de bu alanda daha önce yapılagelen işlerle ilgili bir şura tertip edeceklerini ifade eden Serhat Kula, “Bütün dünyadaki Müslümanların özelikle Gazze’de ve Müslümanların zorluk yaşadığı konuların ele alınması ve bu konuların incelenmesi öncelikle İslam medeniyetinin buna ne söyleyeceği, ne konuşacağı yarın ikinci bir Gazze vakası olduğu zaman nasıl bir tertip alacağı gibi olgular ele alınacak. Çünkü bir şeyleri yaşıyoruz ve ders çıkarmamız gerekiyor. Başta bizim mütevelli heyet başkanımız Selçuk Bayraktar beyin de bu konuda hassasiyetleri çok fazla. Bu alana işaret etmek istiyor.” diye konuştu.

– KÜME vakfı biraz daha “an”da kalan bir vakıf

Kültür alanında da yine Gazze konusunu ele aldıklarını ve orda da bir “protest farkındalığı” oluşturmak istediklerini söyleyen Kula, “Dolayısıyla bugün derneğimiz tam anlamıyla şu anda Müslüman dünyası, Türk dünyası ne sorun yaşıyorsa ne gündemi varsa bu gündemi ele almak gibi bir gayemiz var. Geçmiş ve gelecek kısmı şu anda vakfın biraz daha az ele aldığı bir konu. Biz gündemi konuşmak istiyoruz, bu anı konuşmak istiyoruz. An üzeri hareket etmek istiyoruz, çünkü hem geçmiş hem gelecek kısmında biz anı kaçırıyoruz. Yarın daha güzel olacak diyoruz ya da eskide daha iyiydi diyerek kendimizi avutuyoruz. KÜME vakfı biraz daha anda kalan bir vakıf.” şeklinde konuştu.

KÜME’nin Balkanlar perspektifiyle ilgili de açıklamalarda bulunan Serhat Kula, “Buralı olduğum için burada doğduğum için hala üzerimde Üsküp’ün, Gostivar’ın, Kalkandelen’in, Makedonya’nın kokusu devam ettiği için çok fazla kendimi değiştiremiyorum. Hala bir şekilde gündemi Makedonya’ya çekmeye çalışıyorum dolayısıyla da şöyle söyleyebiliriz, KÜME için Balkan ülkeleri vazgeçilmeyen bir nokta olacak. Bunu net olarak söyleyebilirim. Yönetimimizle de mütevelli heyetimizle de bu konuyu konuştuk. Buradaki farkındalığın, buradaki ihtiyaçların göz önüne alınması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

– Vakıflarımız ile Balkanlarda teşkilatlanmak istiyoruz

Balkanların sadece Türk ve Müslüman coğrafyası olmasının dışında hem mental olarak hem gelişmeye açıklık olarak hem Avrupa ile konsantre olması açısından da gelişmeyi ve kalkınmayı hak eden bir bölge olduğunu vurgulayan Kula, “KÜME ile T3 ile ve Can Sağlığı ile hep birlikte burada bir yerleşke tasarlamayı, bu üçünün de teşekkül ettiği bir noktaya dönüşmek istiyoruz. Şu anda buraya tekrar bir amaçla ziyarete gelmiş oldum bu vesileyle bu iki günde yaptığım görüşmeler sonucunda T3 vakfı genel başkanıyla da bir görüşme yapmış olduk ve en kısa zamanda T3’ü de buraya getirip birlikte hem KÜME hem T3 ile daha sonra da Can Sağlığını aramıza katarak bölgelerde teşkilatlanmak istiyoruz.” açıklamalarında bulundu.

– Türkiye’de ne kadar faaliyet gösteriyorsak bu bölgelerde de o kadar faaliyet göstereceğiz

Balkanların zaten kültür ve medeniyet meselesinin bir dönem tamama erdiği, zirveye çıktığı noktalar olduğunu kaydeden Kula, “Bu yüzden Amerika’yı yeniden keşfetmektense burada yapılmış işlerin üstüne aynı çizgiyi devam ettirecek şekilde yerimizi almak isteriz. Türkiye çok büyük bir nüfus. Onlara ulaşmaya çalışırken burayı ihmal ederiz gibi gözükebilir ama öyle olmayacak. Eş zamanlı olarak, yani Türkiye’de ne kadar faaliyet gösteriyorsak bu bölgelerde de o kadar faaliyet göstereceğiz.” dedi.

Bunu sadece gönül birliği, gönül coğrafyası olduğu için yapmayacaklarını anımsatan Kula, “Bu bölge bunu hak ediyor, buna kapasitesi var. Dolayısıyla reel bakarak da burası inşa ediliyor. İşin romantik kısmını geçelim reel olarak kalkınmaya en çok ihtiyacı olan ve en çok muktesebatı olan bölge burası. Duygusal tarafımızdan çıkarsak buralı olmamdan da çıkarsak, evlad-ı fatihan gibi duygusallıktan da çıkarsak neticede böyle bir sonuç çıkıyor ortaya. Sonuç burayı işaret diyor.” şeklinde konuştu.

– Resmi olarak görevi teslim etsek de Balkanlardan vazgeçiş yok

Üsküp Yunus Emre Enstitüsü Müdürlüğü sırasında buranın ihtiyaçlarını tamamlayamasa da en azından analiz ve dert etme fırsatı yakaladığını kaydeden KÜME Genel Müdürü Serhat Kula, “Bu fırsatları da anlatmaya ve ilgisi olan başka insanlarla buluşturmak için de medyaya ihtiyacımız oldu. O konuda çok büyük destek gösterdiniz. Sizin bu çabalarınız ve bu gayretleriniz bu süreçlerde bizlerin daha fazla iş yapmamıza vesile oldu. Aslında bugün burada Makedonya’da Türk kurumları olarak bir şey yapıyorsak sizler gibi bunlara önem veren, dikkate alan, takibe alan medya görevlilerimiz ve medya destekçilerimizle bunları sağlamak için motive olduk. O yüzden gerçekten çok teşekkür ediyoruz.” diye konuştu. 

Resmi olarak Makedonya’da bir görevi olmamasına rağmen bölgeyle ilişkisini, bağını ve iletişimini devam ettireceğine dikkati çeken Kula, “2-3 aylık mütemadi ziyaretlerimde aynı bu kadar zaman burada ne yaptıysak işte görüşmelerimiz, sohbetlerimiz, ihtiyaç dinleme, çözüm üretme gibi buna yine devam edeceğiz. Benim bundan sonraki hayatımı, yani kariyer hayatımda da insani olarak sosyal hayatımda da Balkanlar hiçbir şekilde görevden ayrılmak, görevi teslim etmek evet resmi olarak teslim ettik ama bir kopma, bir vazgeçiş yok. Evet veda ediyorum ama her veda elveda değildir diyorum.” diyerek sözlerini noktaladı.

Read Previous

TİKA Başkanı Kayalar, Makedonyalı misafirleri ağırladı

Read Next

Fenerbahçe’nin Bosna Hersekli futbolcusu Krunic’e Suudi Arabistan’dan talip çıktı