Küçük: HÖH, Bulgaristan’ın Ukrayna’yı destekleyici duruşuna temel oluşturdu

NOVA TV’nin “Bu Sabah” programına konuk olan Avrupalı ​​​​liberallerin lideri İlhan Küçük, “Hiç şüphesiz Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski’nin ziyareti ülke olarak Bulgaristan ve Avrupa Birliği (AB) için büyük önem taşımaktadır” diye yorum yaptı.

Küçük, “Bu ziyaret aynı zamanda Bulgaristan’ın önümüzdeki on yıllarda olmasa da önümüzdeki yıllarda oynayacağı rol açısından da çok önemlidir” diye ekledi.

AB Parlamentosu Üyesi, “Artık iki sandalyede oturulamaz. Bulgaristan, AB’nin yetkin, üye olduğu örgütlere sadık bir üyesi olmalı ve bunun için tam zamanıdır. Yani farklı seslerle konuşamayız. NATO ve AB içinde ortak bir ulusal uzlaşı pozisyonunu alması gerektiği fikri kesinlikle zorunludur” diye kesin konuştu.

Küçük, “Birçok kez karışık sinyaller gönderdik. Tamamen bölünmüş bir hükümetimiz olduğunda Kuzey Makedonya ile ilgili bazı olayları hatırlatmama izin veriniz. Ukrayna konusunda da çok tutarlı değildik. Bazıları – evet, yardım etmek gerekiyor, çünkü onlar bir kurban derken bazıları da – hayır, bu aralarında çözülmesi gereken bir tür çatışma, yani – saldırgan, Rusya Federasyonu ile Ukrayna, kurban arasında çözülmelidir. Bu böyle devam edemez” dedi.

AB Parlamentosu Üyesi, “Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin (HÖH) çeşitli boyutlarıyla ortaya koyduğu çabaların, özellikle de temel oluşturan bildirgesi ve iki yıl önce açıkladığı pozisyonuyla şimdiden ülkemizin politikası haline gelmesinden ve kararların Meclis’te alınıyor olmasından memnunum” diye belirtti.

Küçük, “Bu kadar uzun bir aradan sonra parlamenter bir cumhuriyet olduğumuzun farkına varmamız çok önemli ve tüm önemli kararlar parlamentoda tartışıldıktan sonra alınmalıdır” diye vurgulayarak, liderliğin kendisini tam olarak zor anlarda gösterdiğine dikkat çekti.

Bulgaristan ile Ukrayna arasında Belene Nükleer Elektrik Santrali’nin teçhizatına ilişkin müzakereler hakkında da yorum yapan AB Parlamentosu Üyesi, “Biz bu teçhizatı hediye etmiyoruz, satıyoruz. Avrupa Komisyonu zaten Ukrayna’ya sağlanan fonlarla onu satın alabileceğini söyleme fırsatı buldu. Yani tamamen ücretsiz bir şey verdiğimiz, bir hediye verdiğimiz tezi kesinlikle yanlıştır” dedi.

Hollanda’daki siyasi kriz ve Mark Rutte hükümetinin istifasının ardından Bulgaristan’ın Schengen üyeliğine ne olacağı sorusu üzerine Küçük, şunları söyledi: “Hollanda’da olup bitenler, daha fazla göç politikası olup olmayacağı, kimin AB’ye girebileceği ve kimin kontrol edebileceği gibi büyük tartışmanın gerekliliğini gösteriyor. Başka ülkelerin güveni başka, bizim ülke olarak yapmamız gerekenler başka bir konudur. Cumhurbaşkanımız da Schengen konusu üzerinde çalışıyordu ve şimdi yeni hükümet de bunu yapıyor.”

AB Parlamentosu Üyesi, “Bu haftaki iyi haber şu ki, halihazırda iyi uygulama olarak belirlenmiş bir raporumuz var ve bu rapor kabul ediliyor. Bulgaristan için ikinci iyi haber de iş birliği ve doğrulama mekanizmasının kaldırılacağına dair açık işaretlerin olmasıdır” dedi.

Küçük, “Bizler, AB Parlamentosu Üyesi olarak bu hafta Avrupa Parlamentosu’nda konunun yeniden ele alınmasını istedik. Konuyla ilgili bir karar alınacak. Bu sefer Schengen meselesini Bulgar diplomasisi, Bulgar siyasi seçkinleri için başarılı kılacak ve nihayetinde Schengen Bölgesi’nin bir parçası olmadığımız için Bulgaristan vatandaşlarının damgalanmamasını sağlayacak bir kesişme noktası bulma arzusu var ve bana öyle geliyor ki, bu sadece görünüşe göre değildir” diye kaydetti ve ülkemizin daha fazla çabayı birleştirme yönde bir adım daha atması gerektiğini ekledi.

AB Parlamentosu Üyesi, yolsuzluk, Yüksek Yargı Konseyi ve raporun ciddi suçlardan hüküm giymiş üst düzey yetkililerin bulunmadığı yönündeki saptamalarına ilişkin olarak şunları söyledi: “Anayasayı değiştirerek bu sorunların büyük bir bölümünü çözmek istiyoruz. Bir buçuk yıl önce temel yasanın değiştirilmesi gerektiğine dair net, ayrıntılı, profesyonel bir okuma yapmamız tesadüf değildi.

Biz HÖH olarak hiçbir zaman en iyi tasarıyı sunduğumuz iddiasında olmadık. Bunu ilk önce biz yapmış olsak da uzmanlarımız, anayasacılarımız, bu konuda uzun yıllardır emek vermiş kişilerle birlikte başkalarının bakış açılarını dinlemek, tasarılarını görmek istiyoruz. Çünkü bu bir devlet inşası meselesi, Bulgaristan’ın Avrupa Komisyonu’nun bize sunduğu sorunları ve öte yandan, bence bu daha önemli,  Bulgaristan vatandaşlarının her gün dile getirdiği endişeleri ele alabilmemiz için en iyi yolun ne olduğuna dikkatlice bakıp değerlendirmeliyiz.”

Küçük, “Tüm hükümetler Bulgaristan vatandaşlarına Bulgaristan’ın Avro Bölgesi’nin bir parçası olmasının faydalarını açıklama fırsatını kaçırdılar. Gerçeği söyleyelim – Avro Bölgesi’ne ilişkin kararların tüm olumsuzluklarından etkileniyoruz ama bir faydasını göremiyoruz. Fiilen 1997’den beri avronun kullanıldığı kulüpte yer almak için yolumuzu seçtik” dedi.

HÖH’ün Dimitır Radev’in Bulgaristan Merkez Bankası (BNB) Başkanlığı adaylığının arkasında durup durmayacağı sorusuna Küçük şöyle yanıt verdi: “Bu, gerekli uzman, tartışılmaz ve siyasi kararı vermek için henüz partinin yönetim organlarında tartışılacak. Ama Bulgaristan BNB Başkanı’ndan bahsettiğimizde bana öyle geliyor ki, bu, ülkenin uluslararası imajı için çalışan, otoritesi kanıtlanmış bir kişi olmalıdır. Kişisel görüşümü ifade edebilirim. Evet, Dimitır Radev’in böyle biri olduğunu düşünüyorum. Ama siyasi partimin ne karar alacağı tartışılır” dedi.

Slavi Trifonov’un, Böyle Bir Halk Var (İTN) liderinin Andrey Gyurov ve Petır Çobanov’u BNB Başkan Yardımcılığı’na seçilmeleri için Dimitır Radev’in desteklenmesi konusunda anlaşma olduğuna dair şüphelerini dile getirdiği gönderisi hakkında yorum yapması istenen İlhan Küçük, şöyle konuştu: “Böyle bir bilgim yok. Ancak Petır Çobanov’un iyi bir profesyonel olup olmadığını sorarsanız, Petır Çobanov’un uzun yıllardır Bulgaristan Cumhuriyeti’nin kamu maliyesinin hazırlanmasında Ulusal ve Dünya Ekonomisi Üniversitesi’nde profesör olarak hem uzman sıfatıyla hem de bir politikacı ve finansör olarak aktif bir katılımcı olduğu aşikardır. Bildiğim kadarıyla Petır Çobanov halen Meclis Bütçe ve Maliye Komisyonu Başkanı olmaya devam ediyor. Bu, profesyonel camianın bir uzman olarak onun hakkında iyi bir görüşe sahip olduğuna dair yeterli kanıttır. Ben, bir politikacı olarak da onun hakkında böyle bir görüşe sahibim” dedi.

Değişime Devam (PP) partisini ALDE üyesi olarak görüp görmediği sorulduğunda İlhan Küçük, şu yorumu yaptı: “Liberaller ve Demokratlar İttifakı’nın ilkesi açık kapı politikasını sürdürmektir. Bu, 1976’da kurulmuş bir parti olarak açık kurallar ve prosedürler olduğu anlamına gelir. Hem Avrupa demokrasileri hem de Avrupa partileri değerler, kurallar ve prosedürler aracılığıyla çalışır. Arzu edildiğinde prosedür başlatılmalı ve prosedür aracılığıyla söz konusu siyasi partinin liberal değerlere sahip olup olmadığı tespit edilir. Hak ve Özgürlükler Hareketi bundan başka bir şey söylemedi, ben de Avrupalı ​​liberallerin lideri olarak başka bir şey söylemedim. Avrupalı liberallerin partisi olarak büyük olmamız, yaklaşan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde bir faktör olmamız bizim çıkarımıza, ancak aynı zamanda temel ilkelerimizi de baltalayamayız. Çünkü onlar bizi güçlü kılar, bir arada tutar.”





Kırcaalihaber

Read Previous

Srebrenitsa soykırımının 28’inci yılında Sırbistan’da anma töreni düzenlendi

Read Next

TBMM, Srebrenitsa soykırımının yıl dönümünde bildiri yayınladı