İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın FETÖ’nün Balkan yapılanmasına yönelik soruşturması kapsamında, MİT’in, Kosova’da yakalayarak Türkiye’ye getirdiği 6 sanık hakkında dava açıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca, FETÖ’nün yurt dışı yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) Kosova istihbaratıyla yürüttüğü çalışmalar sonucu yakalanarak Türkiye’ye getirilen 6 kişi hakkında iddianame hazırlandı.
Gönderildiği İstanbul Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, tutuklu sanıklar Cihan Özkan, Hasan Hüseyin Günakan, Kahraman Demirez, Mustafa Erdem, Osman Karakaya ve Yusuf Karabina hakkında, ”Silahlı terör örgütü yöneticiliği yapmak” ve ”Uluslararası casusluk” suçlarından ayrı ayrı 16 yıl 6 aydan, 28 yıl 6 aya kadar hapis cezası istendi.
FETÖ’nün yapısı eylemleri ve örgütün yurt dışı yapılanmasının anlatıldığı iddianamede, silahlı terör örgütünün Güney Amerika ( Brezilya, Arjantin ), Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarındaki bazı ülkelerde okul, şirket ve kurum/kuruluşunun bulunduğu bildirildi.
İddianamede, FETÖ’nün bu okul, şirket, kurum ve kuruluşlar vasıtasıyla örgütsel faaliyetlerde bulunduğunun tespit edilmesinin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca örgütün tüm yurt dışı okul yapılanması ve müzahir dernekleriyle ilgili soruşturma emrinin verildiği anımsatıldı.
İddianamede, ”Her ne kadar örgüt tarafından yurt dışında eğitim-öğretim faaliyeti yürütüldüğü algısı ulusal ve uluslararası kamuoyuna verilmeye çalışılsa da asıl amacın; eğitim -öğretim faaliyeti görünümü altında o ülkelerin güvenlik ve istihbari bilgilerini temin edip iş birliği yaptığı ülke ve devletlere aktararak uluslararası casusluk suçu olduğu anlaşılmaktadır.” denildi.
Rus istihbaratı: FETÖ’nün okullarında çalışanlar ajan
Rusya Federal Güvenlik Servisi’nin (FSB), FETÖ okullarında çalışan öğretmenlerin ABD ve İngiltere adına ajanlık yaptığı ve bazı Türk Cumhuriyetlerinde darbe girişimlerine katıldığını tespit etmesi üzerine Rusya’nın bu yapıya ait okulları kapatarak, öğretmenleri sınır dışı ettiği hatırlatılan iddianamede, FETÖ/PDY terör örgütünün Rusya’daki temsilcisi Tolerans Vakfı Başkanı Mustafa Kemal Şirin’in de ülkeye girişinin yasaklandığı anımsatıldı.
İddianamede FETÖ’nün, yurt dışında sözde eğitim-öğretim kurumları vasıtasıyla oluşturduğu bu istismarcı algıyla faaliyette bulunduğu birçok ülkenin yönetimlerinden destek gördüğü ve bu alanda rahatlıkla lobi oluşturduğu vurgulandı.
“FETÖ, yurt dışında sahte iyilik hareketi algısı oluşturmaya çalışmış”
Özellikle ekonomik açıdan gelişmemiş Balkan ülkeleri, Afrika ülkeleri, Türk Cumhuriyetleri ve diğer ülkelerde örgütün asıl amacının, o ülkelerin yönetiminde etkin olan iş adamları ile askeri ve devlet yetkililerinin çocuklarına okullarda sözde eğitim vererek kendi örgütsel ve ideolojik görüşlerini empoze etmek olduğu anlatılan iddianamede, şu değerlendirme yer aldı:
”Ülke yönetimlerinde ileride söz sahibi olacak çocuklar ve gençler, bu okullarda yetiştirilip devlet yönetimlerine sokularak örgütün koyduğu hedefler doğrultusunda ülke yönetimleri ve siyasetinin kontrol edilmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda bu faaliyetleri gerek ulusal düzeyde gerekse uluslararası alanda masum göstermek amacıyla ‘Türkçe dil olimpiyatları’, kurban/zekat ve diğer bağış ve gezi organizasyonları yapılarak sahte iyilik hareketi algısı oluşturulmaya çalışılmış, bunda da başarılı olunmuştur.”
İddianamede, örgütün Türkiye aleyhine lobicilik faaliyetlerini açık şekilde yürüttüğü ve bulundukları ülkelerin yöneticilerinin Türkiye aleyhinde tavır almalarını sağlamaya çalıştığı belirtildi.
Örgütün Balkan yapılanmasında yer aldığı tespit edilen ve MİT tarafından Türkiye’ye getirilen 6 kişinin yakalanmasının ardından örgüt elebaşı Fetullah Gülen’in açıklama yaptığı belirtilen iddianamede, ”(Örgüt elebaşı) Kosova ülkesinden deport edilerek yurda getirilen FETÖ/PDY silahlı terör örgütü yöneticisi şüphelileri sahiplenerek icra edilen yasal faaliyetin “eşkıyalık” olduğunu beyan etmiştir. Örgüt elebaşı bu beyanlarıyla Kosova’dan getirilen 6 şüpheliyi sahiplenerek ümit ve moral verici beyan ve açıklamalarda bulunmuştur.” denildi.
Sanıklar hakkındaki suçlamalar
İddianamede yer alan tüm sanıkların FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün dış yapılanma/Kosova ülkesi yöneticilerinden olduğu belirtildi. Dışişleri Bakanlığı Araştırma ve Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen yazı içeriğine göre sanıkların FETÖ ile iltisaklı olduğu, örgütün Kosova’da faaliyet yürüten eğitim kurumlarında görev yaptığı anlatılan iddianamede, bu kişiler hakkındaki tespit ve deliller tek tek sıralandı.
Sanıklardan Cihan Özkan’ın, Kosova’da Gjakova yerleşim merkezinde faaliyet gösteren silahlı terör örgütü FETÖ/PDY’ye ait Gülistan Eğitim Kurumları bünyesinde faaliyet gösteren eğitim kurumu görünümündeki Mehmet Akif Koleji’nde 6 yıldır sözde öğretmenlik yaparak örgütsel faaliyet yürüttüğü anlatılan iddianamede, sanığın kolluk ve savcılık ifadesinde, FETÖ’nün, silahlı terör örgütü niteliğinde olduğunu kabul etmediği kaydedildi.
Sanık Özkan’ın, örgüt talimatının ardından Bank Asya’daki mevduatını artırdığına ilişkin tespite de yer verilen iddianamede, telefonunda, örgüte müzahir olduğu gerekçesiyle kapatılan kurum veya kuruluşların telefon aplikasyonlarını kullandığı kaydedildi.
Sanıklar, susma ve inkar yolunu seçmiş
Sanık Hasan Hüseyin Günakan’ın ise kollukta ifadesinin alınacağı sırada hakkındaki iddiaları dahi dinlemeden susma hakkını kullandığı, savcılıktaki ifadesinde ise üzerine atılı suçlamaları, örgütsel tavır göstererek inkar ettiği anlatılan iddianamede, sanık Günakan’ın da yine Kosova’da Mehmet Akif Kolejinde sözde öğretmenlik yaparak örgütsel faaliyette yer aldığı aktarıldı.
İddianamede, sanık Günakan’ın örgütün şifreli mesajlaşma programı ByLock kullanıcısı olduğu, ayrıca telefonunda Eagle programının da kalıntısına ulaşıldığı belirtildi. Sanığın telefonunda yapılan incelemede, örgüte müzahir olduğu gerekçesiyle kapatılan kurum veya kuruluşların telefon aplikasyonları ile örgüt elebaşının videolarının bulunduğu vurgulanan iddianamede, örgüte müzahir yayın organlarını takip ettiğine dair arama geçmişinde kayıtların da yer aldığı ifade edildi.
İddianamede, FETÖ/PDY soruşturması sırasında şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan K.A’nın teşhis ettiği sanık Günakan’ın, Kosova’daki kolejde 2010-2013 yıllarında ”Serrehber” olarak örgüt adına faaliyet yürüttüğünü söylediği aktarılan iddianamede, sanığın FETÖ/PDY’nin tepe yönetiminde yer alan Ali Bayram ve Recep Uzunallı gibi kişilerle çok sayıda irtibatının bulunduğu kaydedildi.
Sanık Kahraman Demirez’in ise Gülistan Eğitim Kurumları’nda Genel Müdürlük yaparak örgütsel faaliyet yürüttüğü anlatılan iddianamede, sanığın Bank Asya’daki mevduatını örgüt talimatı sonrasında artırdığı ve örgüte müzahir olduğu gerekçesiyle kapatılan Umut Özel Eğitim AŞ isimli firmada, SGK kaydıyla çalıştığının tespit edildiği belirtildi.
İddianamede, sanık Demirez’in de kolluk ve savcılıktaki ifadesinde terör örgütüne ve örgüt liderine ilişkin sorulara cevap vermek istemediğini beyan ettiği ve suçtan kurtulmak amacıyla örgütsel tavır geliştirerek inkar yoluna gittiği vurgulandı.
FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan M.A.G’nin, Demirez’in eniştesi olduğunu, ablası ile yurt dışında tanışarak evlendiğini, sanığın örgütün Kosova’daki bir okulunda çalıştığını beyan ettiği kaydedilen iddianamede, örgüte müzahir olduğu gerekçesiyle kapatılan Kimse Yok Mu Derneğine bağışlarda bulunduğunun da tespit edildiği bildirildi. İddianamede sanığın el konulan telefonunda ise örgüte müzahir olduğu gerekçesiyle kapatılan kurum veya kuruluşların telefon aplikasyonlarını kullandığının belirlendiği ifade edildi.
ByLock yazışmaları ele verdi
Sanık Mustafa Erdem’in de Gülistan Eğitim Kurumları’nda müdürlük yaparak örgütsel faaliyet yürüttüğü belirtilen iddianamede, sanığın Bank Asya mevduatını örgütün talimatının ardından artırdığı, aynı zamanda ByLock ve Falcon kullanıcısı olduğu kaydedildi.
İddianamede, sanık Erdem’e ait ByLock mesajları incelendiğinde ise örgütsel konu ve içeriklerle Kosova’daki okul yapılanmasına dair birçok yazışmanın mevcut olduğu vurgulandı.
Sanık hakkında yapılan açık kaynak araştırmasında ise Türkiye’de, örgütün Kosova yapılanması ve Gülistan Eğitim Kurumları aleyhine yapılan bir haberle ilgili olarak Mustafa Erdem adına yapılan ihtarname ile bu haberlerle ilgili tekzip yayınlanmasının talep edildiğinin belirlendiği anlatılan iddianamede, FETÖ soruşturmasında şüpheli sıfatıyla beyanı alınan K.A’nın ifadesinde, sanık Erdem’i teşhis ederek 2013 yılı sonrasında örgütün Kosova’daki “abisi/imamı” olarak görev yaptığını söylediği belirtildi.
Kosova yöneticilerine ait içerikler
Sanığın telefonunda, örgüte müzahir olduğu gerekçesiyle kapatılan kurum veya kuruluşların telefon aplikasyonlarını kullandığının tespit edildiği anlatılan iddianamede, ayrıca telefonunda örgütsel faaliyetlere ilişkin çok sayıda notun mevcut olduğu, bu notlar arasında Kosova devleti üst düzey yöneticilerine ait içerikler ile FETÖ elebaşına ait videoların yer aldığı kaydedildi.
İddianamede, sanıklardan Osman Karakaya’nın da kollukta ve savcılıkta alınan ifadeleri sırasında örgütsel savunma geliştirerek suçtan kurtulmak amacıyla inkar yoluna gittiği anımsatılarak, KHK ile FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisakının tespit edilmesinden dolayı kamu görevinden ihraç edildiği vurgulandı.
Sanık Karakaya’nın, terör örgütüyle iltisakından dolayı kapatılan Kimse Yok mu Derneğinin de üyesi olduğu belirtilen iddianamede, Yalova Başsavcılığınca Yalova Üniversitesinde, örgütün yapılanmasına dair hazırlanan iddianamede sanığın uzmanlık alanı olmamasına rağmen usulsüz biçimde sosyal hizmet bölümüne atandığı ve bu şekilde fakülte yönetim kurulunda, örgüt adına faaliyetlerde bulunduğunun tespit edildiği bildirildi.
İddianamede, sanık Karakaya’nın terör örgütü içinde sorumlu düzeyde faaliyetler yürüttüğü, kamuoyunda 17/25 Aralık süreci olarak adlandırılan dönemden sonra Kosova’da faaliyetlerine devam ettiği aktarıldı. Daha öncesinde Mali’de de bazı faaliyetler yürüttüğünün tespit edildiği anlatılan iddianamede, örgütün tepe yöneticilerinden Tuncay Delibaşı, Mustafa Yeşil, Ahmet Kirmiç, Mahmut Akdoğan, Ali Ursavaş ve Kudret Ünal ile 2007-2014 yılları arasında 131 kez görüşme kayıtlarının mevcut olduğu vurgulandı.
Ergenekon’da usulsüz rapor tanzim etmiş
İddianamede, sanık hakkında açık kaynaklar üzerinden yapılan araştırmada, Karakaya’nın FETÖ’nün kumpas şeklinde planlayarak icra ettiği, kamuoyunda “Ergenekon” olarak adlandırılan dava sürecinde örgütün talimat ve politikaları doğrultusunda usulsüz raporlar tanzim ettiğinin tespit edildiği anlatıldı.
Sanık Yusuf Karabina hakkında da Gülistan Eğitim Kurumları bünyesinde faaliyet gösteren Mehmet Akif Kolejinde müdürlük yaparak örgütsel faaliyet yürüttüğü bildirilen iddianamede, sanığın ByLock kullanıcısı olduğu ve terör örgütünün Kosova’daki faaliyetlerine yönelik birçok yazışmanın da telefonunda yer aldığı belirtildi.
FETÖ soruşturmasında ifadesi alınan K.A’nın beyanında, Karabina’nın terör örgütünün Kosova’daki muhasebesinden sorumlu olduğunu söylediği aktarılan iddianamede, sanığın telefonunda örgüte müzahir olduğu gerekçesiyle kapatılan kurum veya kuruluşların telefon aplikasyonlarını kullandığının tespit edildiği vurgulandı.
İddianamede, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında dahi silahlı terör örgütü FETÖ/PDY’nin yurt dışı eğitim yapılanması içerisinde Kosova’da faaliyette bulunan yönetici konumundaki sanıkların eylemlerinin ayrıca ”Uluslararası casusluk” suçu olarak da değerlendirildiği ifade edildi.
Kaynak: AA