Kosova Başbakanlığı bünyesindeki İyi Yönetişim Ofisi, Priştine’de “Roman, Aşkali ve Mısırlı toplulukların haklarının geliştirilmesi – başarılar ve zorluklar” başlıklı bölgesel bir konferans düzenledi.
Terre des hommes Kosova, “Romanların, Aşkalilerin ve Mısırlıların Sesi” (VoRAE) ve HEKS Vakfı iş birliğiyle, “Romanlar, Aşkaliler ve Mısırlılar için Sosyal Adalet” projesi kapsamında gerçekleştirildi.
Toplantıya Karadağ, Kuzey Makedonya, Arnavutluk ve diğer Avrupa ülkelerinden kurum ve sivil toplum temsilcileri katıldı.
Bölgeden ve Avrupa’dan kilit aktörler, yapısal ayrımcılık ve Roman karşıtlığı (antigipsizm) sorunlarını ele alarak, AB’nin 2020–2030 Roman, Aşkali ve Mısırlılar Stratejik Çerçevesi’nin uygulanmasını ve kapsayıcı politikaların geliştirilmesinde sivil toplumun rolünü tartıştı.
İyi Yönetişim Ofisi Direktörü Habit Hajredini, Roman, Aşkali ve Mısırlı topluluklara yönelik ayrımcılıkla mücadele için yıllar önce kurulan ulusal platformun olumlu sonuçlar verdiğini söyledi. Hajredini, bugüne kadar platforma 69’dan fazla ayrımcılık vakasının bildirildiğini, bunların büyük bölümünde savcılık, yargı ve polis tarafından kurumsal düzeyde ilerleme kaydedildiğini belirtti.
“Ayrımcılığın önlenmesi ve mağdurların hukuki destekle korunması alanında ülkede ciddi bir ilerleme görüyoruz,” diyen Hajredini, Kosova’daki bu deneyimin Karadağ gibi bölge ülkeleri için de örnek olabileceğini vurguladı.
VoRAE İcra Direktörü Isak Skenderi ise konuşmasında, Slovenya’da Roman topluluğunu etkileyen ve uluslararası insan hakları örgütlerinin ciddi kaygı duyduğu yeni uygulamalara dikkat çekti. Skenderi, yerleşik demokrasilerin dahi korku, siyasi baskı ve popülist söylemler karşısında geriye gidebileceğini belirterek, “Demokratik kazanımların korunması sürekli bir teyakkuz gerektirir,” dedi.
Konferansta Slovenya’ya, tartışmalı güvenlik önlemlerini gözden geçirmesi ve anayasal yükümlülükler ile Avrupa değerleri doğrultusunda eşitlik ve ayrımcılık yasağına bağlılığını yeniden teyit etmesi çağrısı yapıldı. Kasım ayında Slovenya Parlamentosu’nun kabul ettiği ve polise mahkeme kararı olmadan evlere girme ile “riskli bölgelerde” gözetim yetkisi tanıyan yasa, eleştirmenler tarafından Roman mahallelerini hedef aldığı ve etnik profilleme riski taşıdığı gerekçesiyle eleştiriliyor. Amnesty International da düzenlemenin temel hakları ihlal edebileceği ve ayrımcı şekilde uygulanabileceği uyarısında bulunmuştu.
