Kosova, 17 Şubat 2008’de ilan ettiği bağımsızlığının 15. yılını kutluyor.
Kosova, 117 ülke tarafından bağımsız bir devlet olarak tanınmış olmasına rağmen, kuzeyinde devam eden etnik gerginlikler ve Birleşmiş Milletlere (BM) üye olamaması nedeniyle Avrupa’nın “donmuş ihtilaf” bölgelerinden biri olarak nitelendiriliyor.
Yugoslavya’nın dağılma süreci ve Kosova Savaşı
Yugoslavya’da, kurucu lider Josip Broz Tito ile yaşanan altın çağın ardından, ülkenin halihazırda ana sorunlarından biri olan topluluklar arası kutuplaşma, Tito’nun ölümüyle daha da artarak yerini çatışmaya bıraktı ve 1990’lı yıllarda Balkanların ana gündem maddesi bağımsızlık savaşları oldu.
Slovenya, Hırvatistan, Kuzey Makedonya ve Bosna Hersek’in “Güney Slavya” ülkesinden bağımsızlıklarını ilan etmelerinin ardından, özerk bölge statüsüne sahip Kosova’da da bağımsızlık fikirleri Arnavutlar tarafından yayılmaya başladı.
Kosovalı Arnavutlar, eski Sırbistan Cumhurbaşkanı Slobodan Miloseviç önderliğinde yükselen Sırp milliyetçiliği ile mücadele edebilmek için ülkenin bağımsızlığında da rol oynayacak Kosova Kurtuluş Ordusunu (UÇK) kurdu ancak UÇK, Yugoslavya ordu teçhizatını miras alan Sırplar ile tek başına başa çıkamadı.
Bağımsızlık isteyen UÇK’ye yönelik Sırp asker, polis ve paramiliter birliklerin 1998’de Kosova’nın çeşitli bölgelerinde başlattıkları saldırılar, uluslararası toplumun Bosna Hersek’te yaptığı hataların tekrarlanmamasını isteyen NATO tarafından 1999 yılında eski Yugoslavya’ya önce hava, sonra da kara harekatı düzenlemesiyle son buldu.
Kosova’nın fiilen (de facto) Sırbistan’dan kopmasını ve Sırp ordusundan temizlenmesini sağlayan bu savaşta, çoğu Arnavut 10 binden fazla Kosovalı öldürülmüş, 1 milyonunun üzerinde farklı etnik gruplardan Kosovalı evlerini terk etmek zorunda kalmıştı.
Bağımsızlığa giden yol
Kosova Savaşı’nın tamamlanmasının ardından geçen yıllarda ülkenin statüsünün belirlenememesi nedeniyle büyük çaptaki ilk kriz 2004’te yaşandı. “Mart Ayaklanmaları” olarak adlandırılan bu olaylarda 11’i Arnavut, 8’i Sırp olmak üzere 19 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı.
“Mart Ayaklanmaları” Kosova’nın demografik yapısının Arnavutların lehine çevrilmesini sağlayan kırılma noktalarından biri olarak kabul ediliyor. Binlerce Sırp ülkeden göç etti ve artık ülkenin nüfusunun yüzde doksandan fazlasını Arnavutlar oluşturmaya başladı.
Dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın 2005’te Kosova Özel Temsilcisi olarak görevlendirdiği Martti Ahtisaari, 2007’de Kosova’nın bağımsız olması gerektiğini ifade ettiği raporu BM Güvenlik Konseyine iletti. Sırbistan bunu reddederek “denetimli özerklik” önerisinde bulundu. Ahtisaari’nin hazırladığı plan ve BM’nin 1244 sayılı kararı doğrultusunda Kosova Meclisi 17 Şubat 2008’de Sırbistan’dan tek taraflı bağımsızlığını ilan etti.
Türkiye başta olmak üzere çok sayıda ülke Kosova’nın bağımsızlığını hemen tanıdı ve son tanıma 2020’de İsrail’den geldi ancak Rusya ve Çin’in vetosu ve etki alanlarındaki ülkelerden tanınma gelmeyince ülke BM’ye üye olamadı.
Öte yandan birçok ülke sınırları içerisinde barındırdığı azınlık toplulukların “Kosova modeli” bağımsızlık talep etme ihtimali yüzünden Kosova’yı bağımsız bir devlet olarak tanımadı.
UÇK komutanlarının yargılanması devam ediyor
Kosova Özel Odaları ve Özel Savcılığı, Hollanda’nın Lahey kentinde, Kosova’da 1998-2000 yıllarında işlendiği öne sürülen savaş suçlarını araştırmak ve yargılamak amacıyla kuruldu.
2020’den beri Lahey’de tutuklu bulunan UÇK komutanları, eski Cumhurbaşkanı Haşim Thaçi, eski Meclis Başkanları Yakup Krasniçi ve Kadri Veseli ile eski Milletvekili Recep Selimi’nin hakkındaki ilk iddianame 26 Ekim 2020’de onaylandı.
İddianamede adı geçenlerin 100 kişinin ölümünden sorumlu oldukları öne sürülürken, şüphelilerin cinayet, sürgün ve işkence gibi savaş suçlarıyla itham edildikleri bildirildi.
Savcılık, Thaçi ile diğer 3 sanığın yargılanmasının martta başlayacağını açıkladı ve yargılamanın öngörülen 5 yıldan fazla sürebileceği bildirildi.
Uluslararası kuruluşlara üyelik ihtimali
Kosova Başbakanı Albin Kurti, geçen yıl ülkesinin Avrupa Birliğine (AB) üyelik başvurusunu birliğin dönem başkanlığına teslim etti.
Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani de başvuruyla ilgili yaptığı açıklamada, “Avrupa’yı seçtik çünkü biz Avrupa’yız. Kosova Cumhuriyeti, halkımızın bizi Avrupa Birliği ailesinin bir parçası olarak görme hayalini ve arzusunu gerçekleştirerek, resmi olarak AB üyeliğine başvurdu.” ifadelerini kullandı.
Bu yılın AB dönem başkanları İspanya ile İsveç’in, Kosova’nın AB entegrasyonuna çok sıcak bakmaması ve gelecek yıl düzenlenecek AB parlamento seçimleri dolayısıyla sürecin hızlı ilerlemeyeceği öngörülüyor.
Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu da Kosova vatandaşlarına vize serbestisi verilmesi konusunda anlaştı ve süreç sorunsuz tamamlanırsa, Kosova vatandaşları 1 Ocak 2024’ten itibaren Şengen Bölgesi’ne vizesiz seyahat edebilecek.
Kosova ayrıca Avrupa Konseyinin Ukrayna’ya yönelik saldırıları nedeniyle Rusya’yı üyelikten çıkarmasının ardından konsey üyeliğine başvurdu ve ülke NATO üyeliği için ön koşul olan Barış İçin Ortaklık Programı’na da bu yıl üye olmayı hedefliyor.
Ülkenin demografik yapısı ve bu yıl gerçekleşecek nüfus sayımları
Kosova, bağımsızlığını yakın zamanda kazanmış olması ve genç nüfusun fazlalığı nedeniyle “Avrupa’nın en genç ülkesi” olarak tanınıyor.
Türkler, çoğunluğunu Arnavutların oluşturduğu ve toplamda 1 milyon 780 bin nüfusa sahip Kosova’nın yüzde 1,1’ini oluşturuyor ve ülkenin kuruluş, bağımsızlık, kalkınma gibi kritik dönemlerinde de önemli görevler üstlendi.
Mavi arka plan üzerine 6 beyaz yıldız ve onun altında bulunan sarı Kosova haritasından oluşan Kosova bayrağındaki yıldızlar ülkede yaşayan 6 topluluğu (Arnavutlar, Sırplar, Türkler, Boşnaklar, Goralılar ve Romanlar) temsil ediyor ancak topluluklar Kosova bayrağı yanında ana ülkelerinin bayrağını da kullanma hakkına sahip.
Kosova’da eylül ayında düzenlenecek nüfus sayımları, son yıllarda Batı ülkelerine doğru yaşanan göçün artması nedeniyle büyük önem taşıyor.
Ülkede yaşayan toplulukların temsiliyet hakları belirlenirken nüfus sayım sonuçlarında çıkan sonuç baz alındığı için her topluluk kendi sayısını olabildiğince fazla göstermeye çalışıyor.
Ekonomik sıkıntılar
Sağlık ve eğitim alanlarının gelişmemiş olması, yolsuzluk, işsizlik ve maaşların düşük olması gibi ana sıkıntıların yanında son yıllarda yaşanan Kovid-19 pandemisi ve Rusya-Ukrayna savaşının getirdiği yüksek enflasyon oranları da eklenince Kosova halkı, geçinmenin gittikçe zorlaştığı bu dönemde çözümü Batı’ya göç etmekte buluyor.
Özellikle genç nüfusun ve sağlık çalışanlarının sistematik bir şekilde ülkeyi terk etmesiyle ülkede nitelikli iş gücü eksikliği hızla artıyor yurt dışından gelen yatırımcıların karmaşık bürokrasi nedeniyle yatırımlarını başka ülkelere kaydırması durumu daha da ağırlaştırıyor.
Ancak yine de son yıllarda ihracatın artması ve bilişim alanında yapılan başarılı girişimler, Kosova’nın ekonomik kalkınma alanında izlemesi gereken adımlar için ipuçları barındırıyor.
Kosova’nın kuzeyinde çözülemeyen gerginlikler
Kosova’nın kuzeyinde yaşayan Sırplarla meydana gelen anlaşmazlıklar son yıllarda çok defa yolların barikatlarla kapanmasına ve halklar arasında gerginliğin artmasına neden oldu.
Barikatlar, genellikle Kosova polisinin kuzeyde gerçekleştirdiği operasyonlara ve Kosova hükümetinin aldığı kararlara tepki olarak kuruluyor. Kosovalı yetkililer, barikatların Sırbistan tarafından organize edildiğini savunuyor ancak Sırbistan bu iddiaları reddediyor.
Kosova’nın elektrik, su gibi faturaları dahi ödetmeyi başaramadığı bu bölgede yaşanan her gerilim, özellikle Rusya-Ukrayna savaşının yaşandığı dönemde savaştan bıkmış bölge insanının aklına ister istemez “Yeniden savaş çıkabilir mi?” sorusunu getiriyor.
Ülkeyi halihazırda NATO’nun barış gücü KFOR birlikleri koruyor ancak Kosova, toprak bütünlüğünü korumak için kurduğu Kosova Güvenlik Gücü’nü büyütüp, geliştirmeye devam ediyor.
Kosova-Sırbistan müzakereleri ve Fransız-Alman planı
AB, Kosova ile Sırbistan’ın birliğe entegrasyon sürecinin ilerlemesi için iki ülke arasındaki sorunları giderebilecek nihai bir anlaşmaya varılmasını şart koşuyor.
Taraflar, son olarak ABD ile AB’nin tüm üyelerince desteklenen, kamuoyunda “Fransız-Alman Planı” olarak bilinen metin üzerinde müzakere yürütüyor.
Medyaya sızdırılan plana göre, Kosova’nın, ülkede çoğunlukla Sırpların yaşadığı belediyelerde Sırp Belediyeler Birliği kurulmasına izin vermesi gerekiyor.
Sırp Belediyeler Birliği kurulmasına ilişkin anlaşma, AB ara buluculuğunda 2013’te Kosova ile Sırbistan arasında imzalanmış ancak uygulamaya konulamamıştı.
2008’de tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Kosova’yı “kendi toprağı” olarak gören Sırbistan’dan ise Kosova’nın toprak bütünlüğüne saygı göstermesi ve uluslararası kuruluşlara üye olmasına izin vermesi talep ediliyor.
Sırbistan ve Kosova, AB ara buluculuğunda 2011’de başlatılan Belgrad-Priştine Diyalog Süreci kapsamında ilişkilerin normalleşmesi ve nihayetinde iki ülkenin birbirini tanıması için yıllardır ortak yol bulmaya çalışıyor.
AB yetkilileri, Fransız-Alman Planı müzakerelerinin ilkbahar aylarında tamamlanmasını umuyor.
AA