Üsküp Taş Köprü’sünün hemen yanında kurulmuş bir plak ve kitap tezgahın önünde geçtiğinizde kulaklarınızın pası büyük ihtimalle Luiz Amstrong’un “Ochi chernye” (Dark eyes – Karanlık gözler) unutulmaz sanat eseri ile silinecek. Sözkonusu eser Üsküp sokak sanatının fenomeni, plak koleksiyoncusu, şair, ses sanatçısı Nedelko Miliç, namıdeğer Çiçko (Amca) Nash’in en sevdiği eserlerden biri ve mutlaka bu şarkıyı tezgahında çalarak müzikseverlere plakın değerini anlatıyor ve sevdiriyor. TİMEBALKAN’a verdiği özel röportajda Çiçko Nash, “Daha önceden 10 bin plakım vardı, şimdi ise 6 bin civarında. Koleksyonumu devamlı yeniliyorum, ama talep çok daha fazla” dedi ve ekledi: “Türkiye’den 800 devamlı müşterim var. Şu anda koleksyinumda Türkiye’nin en ünlü sanatçısı Ajda Pekan’ın fransızça Pour Lui albümü yer almaktadır.”
Röportaj: Hüsamettin GİNA, Fotoğraf: Sezer SALİHİ
Plaklara lise döneminden, daha doğrusu 1965/66’li yıllarından başlayan aşk bugün de aynı hızla, hatta artarak devam ediyor. Yıllardır, yaz kış demeden her gün hiç bıkmadan üşenmeden, plakları tezgahında dizmek için günde 3 ila 7 saat kaybediyor. Ardından bir saat dinleniyor. Ve yine saatler süren, plakları toplama, yerli yerine dizme süreci başlıyor.
Renkli kişilik
Çiçko Nash ile röportaj için saat 14.30 anlaşmıştık. Üsküp’te derece eksi 7’yi gösteriyordu. Soğuk bir kış günü. Tezgaha vardığımızda üstünde siyah bir bluz, siyah parmaksız bir eldivenlerle, kış şartlarına aldırmadan, plakları büyük bir titizlikle yerli yerine diziyordu. İçimden bir ses diyor ki: “Nasıl bir aşk bu”.
Tezgahını tamamen düzenleyene kadar bir yarım saat daha bekledik. Artık her plak kendi yerindeydi. Plakları dizerken, Çiçko Nash, renkli kişiliğini de ortaya koydu, konumuz dışında ister siyaset olsun, ister bulunduğu ortamdaki son dedikoduları bize aktardı. İlginç bir bilgiyi de bizlerle paylaştı. Eski Yugoslavya’nın en ünlü gruplarından biri olan Byelo Dugme’nin seslendirdiği bir eserin sözünü kendisinin yazdığını söyledi. Ancak tüm ısrarlarımız rağmen, eserin ismini söylemedi, mütevazi sanatçı ruhunu korudu.
Gramofonlara özel bir aşkım olduğunu söyleyemem, ama plaklara evet var, daha lise döneminde başlayan ve bugüne kadar tüm hızla devam eden bir aşk olduğunu kaydeden Çiçko Nash, “İlk plakımı o dönemde satın aldım. Hem de ikinci elden. İngiltere’den getiren bir kişiden. O zaman İngiltere’den satın almak çok modaydı. Burada sadece “Muziçki Magazin” diye bir dükkan vardı. Sözkonusu dükkanda bazı halk türküleri dışında, ciddi sanatçı plakları yoktu.” ifadelerini kullandı.
“Kız peşinde koşmadım, plak satın aldım”
Bir dönem plak satın alma dışında, hiçbir şey yapmadığını söyleyen plak koleksiyoncusu Çiçko Nash, “70’li yıllarda konserler ve plak satın almak için yabancı ülkelere gitmeye başladım. Aslında şiirle de uğraşıyorum. Eski Yugoslavya’da ayda en az 4-5 şiir festivaline katıldım. Ve hepsinde ödül kazanıyordum. İyi de para ödülleri vardı. Bu arada, ailenin tek çocuğuyum, evden de para alıyorudum. Dolayısyla seyahat etmek ve plak satın alma imkanlarım vardı. İngiltere yanı sıra Almanya, İtalya ve daha sonraları Yunanistan’dan da satın alıyordum. Bir dönem babam hırsızlık yapıyorum diye korkuyordu, çünkü ondan daha fazla para kazanıyordum” ifadelerini kullandı.
TİMEBALKAN’a dobra dobra konuşan Çiçko Nash, “Plaklar için ne kadar para harcadığımı bilmem imkansız, öyle bir hesap kitap yapmadım. Bunu hesaplamak mümkün değil. İnanın ki o dönemde müzik aşkı dolayısıyla her genç gibi kız peşinde koşmadım, çok aptaldım. Daha sonra artık 30’lu yaşlarda kızlar aklıma geldi.” şeklinde konuştu.
Plakları Romanlar ve emeklilerden satın alıyorum
Diğer kaset ve CD’lerle kıyasladığımızda plakın en gelişmiş (sofistike) sesi olduğunu altını çizen Çiçok Nash, “Plakın analog bir sesi var. Dijital ses ise yapay bir ses. Doğal ses, kendini stüdyoda gibi yada canlı konser izliyormuş gibi hissediyorsun. Plaktaki ses de daha yumuşak. Dolayısyla son 10 yılda, plaklara dönüş eğilimi var. Tabi ki bu Makedonya’da da fark ediliyor. Ama yeterli değil. Makedonya’da plak sevdalısı 40 müşterimi artık aklımda biliyorum. Ancak eski Yugoslavya, Bulgaristan, özellikle Türkiye’den büyük ilgi var.” dedi.
Çiçko Nash, ayrıca, istediği ses sanatçılarının plaklarını satmak gibi bir imkanı olmadığını dile getirerek, “Bana getirilen, teklif edilen plakları satıyorum. Sattığım plaklar bana genelde podrum katlarını temizleyen Roman vatandaşlarından ve emekli maaşlarından geçimini sağlayamayan emeklilerden geliyor. Onlar evdeki plakları getirip bana satıyorlar. Ben ise ilginç olan plakları seçip burada satıyorum. Şu anda koleksyinumda Türkiye’nin en ünlü sanatçısı Ajda Pekan’ın fransızça Pour Lui albümü yer almaktadır.” ifadelerine yer verdi.
Türkiye’den devamlı müşterilerim var
Sadece İstanbul’dan 700 olmak üzere Türkiye’den toplam 800’den fazla müşterisi olduğunu vurgulayan plak koleksiyoncusu Nedelko Miliç, “Türkiye’den Makedonya’ya gelen tursitlerde plaklar için ilgi çok büyük. Benim için enteresan olan şey şu; Aralarında Pink Floyd, The Baetles, Queen, Michael Jackson, ABBA, Elvis Presley, The Rolling Stones, Deep Purple de bulunduğu 20-25 sanatçının plaklarına büyük talep var. Ayrıca Türkler yerli (Makedon) folk müziğine de çok ilgi gösteriyor. Çünkü Makedon folk müziği Türk halk müziğine hatırlatıyor. Biraz daha hızlı, Türk müziği ise biraz daha yavaş. Talep sebebi belki de 500 yıllık bir hükümdarlık olabilir” dedi ve kahkaha atmaya başladı.
Nedelko Miliç, ayrıca, “7 yılda Türkiye’den devamlı müşterilerim var. Müiterilerime yalan söylemiyorum, iyi drumda, kullanilabilir plakları satıyorum. Her plakı kendim deniyorum. Düşünün İstabul’un 14 milyon nüfusu var, 100 bin kişi Makedonya’ya gelse. O 100 bin kişiden 1000 kişi ile sadece muhabet etsem, onlardan ise 100 kişi satın alsa işi sağlama almışımdır.” ifadelerini kullandı.
Röportajın sonunda Üsküp sokak sanatının fenomeni Nash, şimdiya kadar sattığı en pahalı plaklarını da bizlerle paylaştı.
Çiçko Nash, “En pahalı sattığım plak eski Yugoslvya ses sanatçısı Ekatarina Velika’nın plakı. Ben 50 avro aramama rağmen Slovenyalı bir turist sözkonusu plak için 70 avro ödedi. Ardından Esma Recepova’nın komple plaklarını (5 plak) bir Türk satın aldı ve onun için 50 avro ödeme yaptı.” dedi.
Yaptığı işten sonsuz zevk aldığını kaydeden Nedelko Miliç, “Plak aşkı devam edecek” dedi.