Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Dışişleri Bakanı Kasulidis’in Atina’da gerçekleştirdikleri görüşme sonrası yaptıkları açıklamalara tepki gösterdi.
Ertuğruloğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias’ın, toplantı sonrası yaptığı “Bir Avrupa başkentindeki son duvar Lefkoşa duvarı.” şeklindeki açıklamasının yanıltıcı ve gerçeklerden kopuk bir beyanat olduğunu belirtti.
“Almanya’da Alman milletini ayıran bir duvar varken, Lefkoşa’da Kıbrıs Türk halkını koruyan bir hat olmuş, bugün ise iki ayrı devleti, iki ayrı başkenti birbirinden ayıran bir sınır vardır.” ifadesini kullanan Ertuğruloğlu, Kıbrıs’ta bulunacak bir çözümün, başkentleri farklı iki ayrı devlet gerçeğini yansıtacağına işaret etti.
Ertuğruloğlu, her iki bakanın da yaptıkları açıklamalarla KKTC ve Türkiye aleyhine sürdürdükleri çalışmaları açıkça dile getirdiğini vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“1960 Ortaklık Cumhuriyeti’ni Yunanistan’ın yardımıyla bir Rum yönetimine dönüştürerek kendine konfor alanı sağlayan Rum tarafı, yine Yunanistan’ın desteğiyle bugüne kadar müzakere edilmiş bir anlaşmaya varılmasına engel olmuş ve aynı zamanda Kıbrıs Türk halkını sonu gelmez müzakerelere hapsetmeye çalışmıştır.
Her iki bakanın yaptığı açıklamalardan, şartların tamamen değiştiğinin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs konusunda yeni ve eskiye dönüşü olmayan bir sayfa açtıklarının farkında oldukları anlaşılmaktadır.”
“KKTC ve Türkiye, diplomatik çözüm bulmaya özen göstermektedir”
Kıbrıs Türk tarafının, 15 Kasım 1983’ten beri bir vakıa olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasını artık dış politikasının başlıca hedefi yaptığını belirterek, şunları kaydetti:
“Devletimizin 39. kuruluş yılına yaklaştığımız bu günlerde yeni politikamızın başarıya ulaşması için Türkiye Cumhuriyeti ile bilistişare çabalarımızı sürdürme kararlılığında olduğumuzu söylemek ayrıca özel bir önem arz etmektedir.
Yunanistan ve GKRY, kötü niyetli ve yanıltma politikası güden, ayrıca akdi sorumlulukları ile anlaşmalardan doğan yükümlülüklerini ihlal etmeyi alışkanlık haline getirmişlerdir. KKTC ve Türkiye de meşru hak ve çıkarlarını korumaya, çalışmaya ve sorunlara diplomatik çözüm bulmaya özen göstermektedir.”
AA
