Kırım Tatar Türklerinin, 80 yıl önce Sovyetler Birliği’nin lideri Josef Stalin’in kararıyla, bir gecede toplanarak insanlık dışı şartlardaki tren vagonlarıyla öz yurtlarından Orta Asya’ya sürgün edilişinin acısı, hala hafızalardaki yerini koruyor.
Rus Çariçesi 2. Katerina’nın Kırım Tatar Türklerini yok etme politikasıyla başlayan sürgünler, geleneksel olarak Sovyetler Birliği döneminde artış gösterdi. Rusya da bu politikaları farklı yöntemlerle sürdürdü.
Kırım’ın Osmanlı Devletinin kontrolünden çıkmasıyla başlayan Kırım Tatar Türk halkının acısı hiç sona ermedi. Sürgün yaşayan Kırım Türklerinin ilk adresi Anadolu toprakları oldu. Rus Çarlığının baskısı nedeniyle pek çok Kırım Tatar Türkü Osmanlı Devletine sığındı.
İkinci Dünya Savaşı başladıktan bir süre sonra Kırım Yarımadası’nı kaybeden Sovyet Rusyası, Yarımada’yı Nazi Almanyası’ndan geri aldıktan sonra Kırım Tatar halkına baskı uygulamaya başladı.
Nazi Almanyası ile işbirliği suçlamasına maruz kalan Kırım Türkleri hakkında uydurulan bu gerekçelerle yeni bir sürgünün kapısı da aralandı.
Sovyetler Birliği lideri Josef Stalin, çıkardığı gizli kararnameyle Kırım Tatarlarının Orta Asya’daki farklı bölgelere sürgün edilmesine karar verdi.
Stalin’in kararı, 18 Mayıs 1944’te gece yarısı yürürlüğe konuldu. Kararın ardından 15 dakika içinde yataklarından kaldırılarak hayvanların taşındığı vagonlara doldurulan çoğunluğu yaşlı, çocuk ve kadınlardan oluşan 250 bin civarındaki Kırım Tatarı, 3 günde aç susuz Orta Asya’ya sürgün edildi.
İnsani olmayan koşullardaki vagonlarda sürgün edilenlerin yarısı, daha sürüldükleri bölgelere ulaşamadan hayatını kaybetti.
Stalin sonrası Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne hediye edilen Kırım, 2014’te Yarımada’yı yasa dışı ilhak eden Rusya’nın kontrolüne geçti.
Çariçe 2. Katerina’dan bu yana vatanlarında kalmak için mücadele veren Kırım Tatar Türk halkının bugünkü lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Kırım davasının pek çok önde gelen ismi, öz yurtlarından sürgün edilmiş durumda. Başta Kırımoğlu olmak üzere pek çok isme Rusya tarafından Kırım’a giriş yasağı konuldu.
Sadece isimler değil aynı zamanda Kırım Tatarlarının iradesini temsil eden Kırım Tatar Milli Meclisi de Rus mahkemesi tarafından “aşırıcı örgüt” sayıldı ve yarımadadaki faaliyetlerine son verildi.
Rusya’nın Yarımada’yı ilhakı sonrasında pek çok Kırım Tatarı yurdunu terk etmek durumunda kaldı.
1944 sürgününün acısını 80 yıldır hafızalarında tutan Kırım Tatarları, bugün hala öz yurtlarına dönmek ve topraklarını geri almak için mücadeleye devam ediyor.
Bu mücadeleyi diplomatik olarak uluslararası alanda sürdüren, Ukrayna’da yaşayan Kırım Tatarları, Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaş nedeniyle zorluklar yaşıyor.
Rus ordusunun saldırılarından endişelenen Ukrayna’daki pek çok Kırım Tatar Türkü, ülkelerini terk ederek yine Türkiye ve başka ülkelerde yaşamak zorunda kaldı.