Kırcaali’de Bulgaristan Türklerinin Sorunları Ele Alındı

Kırcaali’de Doç. Dr. İbrahim Yalımov’nun “Bulgaristan’da Türk toplumunun kimliğinin korunması ve geliştirilmesi kavramı” isimli kitabı için söyleşi ve imza günü düzenlendi. 

Etkinlik büyük ilgi gördü. Ömer Lütfi Kültür Derneği Konferans salonunda yapılan etkinliğe katılan konuklar arasında Bulgaristan Müslümanları Yüksek İslam Şura Başkanı Vedat Ahmet, Sofya Kültüre Etkileşim Derneği Başkanı Dr. Ahmet Lütov, Ardino (Eğridere) Belediye Başkanı Resmi Murat, Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) Kirkovo (Kızılağaç) İlçe Başkanı Dr. Ercan Fırıncı, Kırcaali Bölge Müftüsü Beyhan Mehmet ve Müftü Vekilleri Nasuf Nasuf ve Erhan Receb, Filibe Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Güney Bulgaristan Türkçe Öğretmenleri Derneği Başkanı Dr. Harun Bekir, Momçilgrad (Mestanlı) İlahiyat Lisesi Müdürü Ahmet Bozov ve Yardımcısı Nurettin Çakır, ev sahibi konumundaki Ömer Lütfi Kültür Derneği Başkanı Seyhan Mehmet ve Kırcaali Türk Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Müzekki Ahmet yer aldılar.

Yazarı ve tüm konukları selamlayan Müzekki Ahmet, Doç. Dr. İbrahim Yalımov’nun kitabının Kırcaali’de söyleşisi ve imza gününe ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyduklarını ifade etti.

Kitabın basınını üstlenen Sofya Kültüre Etkileşim Derneği Başkanı Dr. Ahmet Lütov, organizatörlere ve katılımcılara teşekkür etti. 2009 yılında kurulan derneğin ana hedefinin Türk topluğunun kimliğini korumak ve geliştirmek olduğunu kaydeden Dr. Lütov, ”Biz Sofya’da bu kadar rahat Türkçe konuşamıyoruz. Orada bir Türk ve Müslüman olarak rahatça yaşamak zordur. Bunun için malumunuz kimlik sorunumuz var” dedi. Bunun için derneğin kurucusu olan Doç. Dr. Yalımov’un bu konuda derin araştırmalar yapıp kitap yazmaya devam ettiğini belirtti.

Kitabın tanıtımını yapan Doç. Dr. İbrahim Yalımov, şunları belirtti: ”Konu kitap takdimi değil, asıl konu Bulgaristan Türklerinin etnik, kültürel ve dinsel kimliğinin nasıl koruyup geliştirebiliriz? Bugün bütün uluslar, etnik topluluklar, azınlıklar için en önemli sorun kimlik sorunudur. Kimlik konusunda her geçen gün biz bir şeyler yitiriyoruz, bir şeyler kaybediyoruz. Maalesef, daha sonra geriye dönmek pek kolay olmayacağına benziyor”. Bulgaristan Türklerinin kimliğinin neden önemli olduğuna değinen Doç. Dr. Yalımov, ”Bizim kimliğimizin önemi iki nedenden dolayı artıyor. Birincisi, yakın geçmişte totaliter sosyalizm döneminde sözün ona “Soya dönüş” esnasında, ben ona kimliği zorla yok etme süreci diyorum, bu süreç esnasında Bulgaristan Türklerinin kimliğini ortadan kaldırmaya çalıştılar. Bu bakımdan bizim kimliğimiz önem kazanıyor. Bugün de demokrasiye geçiş döneminde küreselleşme sonucu yine bizim kimliğimiz tehlikeye düştü. Yalnız ben değil, birçok kimse açık olarak söylüyorlar ki, 40-50 yıl sonra işler bu şekilde giderse Bulgaristan’da Türklerden, Müslümanlardan söz edilmeyecek. Belki de şunu da ilave etmem lazım ki, insanlarımız da son senelerde kimliğe fazla önem vermez oldu” dedi. Demokrasiye geçiş döneminde Bulgaristan Türklerinin belirli hakları elde ettiklerini, fakat aynı zamanda onların kimliğini geliştirebilmesi için gereken koşulların sağlanmadığına dikkat çeken Doç. Dr. Yalımov, azınlıkların kimliğini yok etme eğilimi gözlendiğinin altını çizdi.

Bulgaristan’da azınlık toplulukları var mı, yok mu, Türk azınlığı var mı, yok mu sorusunun tartışmaya devam edildiğini kaydeden Doç. Dr. Yalımov, iktidar çevrelerinin belirli bir kesiminin açıkça Bulgaristan’da azınlıklar olmadığını iddia ettiklerinin altını çizdi. Dr. Yalımov, şunları kaydetti: “Bu durumda kimlik sorunu daha da güncelleşiyor, daha da büyük önem kazanıyor. Anayasa’nın konsepti her şeyden önce çok kültürlülük. Çok etnik toplulukların bulunduğu bir gerçek ve diğer taraftan da insan hakları, azınlık hakları. Kimlik konusunda bugünkü görüşü, anlayışı, yaklaşımı değiştirmek gerekiyor. Her şeyden önce bizim kendi aramızda görüşümüzü tazelememiz gerekiyor, öte taraftan da iktidar çevrelerinin kimlik sorununun çok önemli olduğu bilincine varması gerekiyor. Biz bugünkü Bulgaristan sınırları içinde azınlıkların hakları nasıl korunabilir, azınlıkların kimliği nasıl korunur, geliştirilir, bu konuyu ortaya atmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda biz konsepsiyonla her şeyden önce bu konudaki başlıca ilkeleri belirlemek ve bu ilkelerin temeli üzerine iktidar çevrelerinin dikkatini çekmek istiyoruz”. Kimliğimizi koruyabilmemiz için neler yapılması gerektiğine de değinen Doç. Dr. Yalımov, “Bulgaristan’ın Türk azınlığının varlığını ve yurttaş ulus modelini kabul etmesi lazım, yalnız burada bir özellik var-yurttaş ulusun içinde etnik azınlıklar var, onların kendine özgü dili, dini, kültürü, gelenekleri var ve bu özellikleri korumaya hakkı var. İşte biz bu tezi Bulgaristan’da kabul etmeliyiz. Bu tez üzerine de Bulgaristan’da Türk etnik azınlığı bulunduğunu resmen Anayasa’ya yahut ta başka yasalara aktarmamız gereklidir. Şunu belirtmem gerekir ki, ulusal azınlık ile etnik azınlıkların hakları arasında fark yoktur” dedi. Doç. Dr. Yalımov, sözlerinin devamında şunları belirtti: “Bulgaristan Türklerinin etnik bir azınlık olarak gelişebilmesi için devletin buraya kadar söylediklerimi yapması lazım, bunları yasalara geçirmesi lazım ve hukuken Bugaristan’da Türk azınlığı olduğunu kabullenmesi lazım. İkinci, biz kendimiz etnik bilincimizi geliştirmemiz lazım. Üçüncü yerde aşırı ulusçuluğu, milliyetçiliği bertaraf etmek lazım. Bu doğrultuda ileriye doğru çalışmaları sürdürmemiz lazım. Her şeyden önce kültür kimliği-Türkçeyi öğrenip serbestçe kullanmak, bu bizim hakkımız, fakat biz bu konuda ısrarcı değiliz. 1993 yılında ülkemizde Türkçe okuyan öğrenci sayısı 116 000 iken şimdi bu sayı 5 000’e düştü. Eğitimle ilgili ikinci bence tarih eğitimini yeniden düzenlemek lazım. Tarihsellik ilkesi uygulanmıyor. Tarihi daha fazla akılcılık üzerine ele alıp incelemek gerekmekte. Bulgaristan Türk Edebiyatı’nı geliştirmek gerek. Kültürü ve edebiyatı kesinlikle devletin finanse etmesi lazım. Bulgaristan Türklerinin etnik ve kültürel kimliğini geliştirmesi için okulda eğitim interkültür doktrin temeli üzerine kurulmalıdır, iki dilde eğitim yapılabilir. Kültür alanında gelenekleri, sanatları geliştirmek lazım. Onları geliştirirken çağdaşlaştırmalıyız. Kültürler birbirlerini zenginleştirmelidir”.
Dinsel kimliğe de değinen Doç. Dr. Yalımov, özetle şunları söyledi: “Bu konuda konuşmak biraz zor. Her şeyden önce şunu belirtmem gerekir ki, din kimliğimizin gelişmesinde büyük rol oynuyor. Onun için İslam dinini küçümsemeye son vermek lazım. Bulgaristan, Müslümanları yabancı, belirli ölçüde düşman olarak değil, eşit haklı vatandaş olarak kabul etmesi gerekiyor. İkinci yerde Bulgaristan’da dini hakların sağlanması gerekiyor. Çünkü sahip olduğumuz haklarımızdan yararlanmamamız için iktidar çevreleri gerekeni yapmışlardır. Bulgaristan Müslümanlarını yabancı, terörist, radikal olarak kabul ediyorlar ve her zaman onları izliyorlar. Buna son vererek dini cemaatlerin, Müslüman Cemaati’nin de belirli ölçüde özerkliğe sahip olması lazım, kendi sorunlarını kendisi çözmesi lazım. İslam eğitimini daha yüksek bir düzeye yükseltmeliyiz”. Doç. Dr. Yalımov, ayrıca Yüksek İslam Enstitüsü’nün akreditasyon meselesi üzerinde de durdu.

Bundan başka Bulgaristan Türklerinin yurttaş kimliği, Avrupa kimliği ve daha başka kimlikleri de olduğunu belirten Doç. Dr. Yalımov, “Kimliğimizi geliştirebilmemiz için her şeyden önce bilimsel araştırmaları geliştirip kurumsallaştırmalıyız, yani kimliğimizin yapı taşı olan dil, din, kültür, gelenek vs., bunları irdeleyip bunlar hakkında eser yazacak bilim merkezleri oluşması lazım, bilim adamlarının gelişmesi lazım. Biz bu alanda fazla başarı elde edememişiz. Edinilen bilgilere göre şu anda çeşitli üniversitelerde 100’ün üzerinde Türk görev almaktadır” dedi ve onların bilimin çeşitli alanlarında çalıştıklarını, ancak Bulgaristan Türklerinin, Bulgaristan Müslümanlarının sorunlarıyla meşgul olmadıklarını ve bunun değişmesi gerektiğini söyledi. Bilim adamı, üniversitelerde Türk kültürü ile ilgili bölümler açılması, bir araştırma merkezi oluşturulması gibi önerilerde bulundu.

Diğer bir sorunun kimliğinin popülarize etmek olduğunu ifade eden Doç. Dr. Yalımov, Bulgaristan Türklerinin kimliğini koruyup geliştirebilmesi için bu sürecin yönetilmesi gerektiğini, bu doğrultuda birçok ülkede olduğu gibi Bulgaristan’da da Azınlık Yasası kabul edilip, bazı kurumların oluşturulması gerektiğini, ayrıca Bulgaristan ile Türkiye’nin bir sözleşme imzalaması gerektiğini vurguladı.

Takdim ettiği konsepsiyonun teoretik temellere dayanan uygulanabilecek bir belge olduğunun altını çizen Doç. Dr. Yalımov, amacın bu konsepsiyona dayanarak çeşitli devlet kurumlarının, sivil toplum örgütlerinin, derneklerin, partilerin projeler, planlar hazırlayıp uygulayabilmesi olduğunu belirtti.

Kitabın tanıtımından sonra bazı katılımcılar, yazarı tebrik ederek duygu ve düşüncelerini paylaştılar, ona sorular yönelttiler.

Doç. Dr. Kasım Yunusov, üyelerinin çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) partisine bu konuda büyük görev düştüğünü söyledi.

Kırcaali Türk Kültür ve Sanat Derneği Başkanı ve Kırcaali Haber Gazetesi sahibi Müzekki Ahmet, Bulgaristan’daki Türklere azınlık statüsü verilmesi için imza kampanyası başlatılmasını önerdi.

Programın sonunda Doç. Dr. Yalımov, okuyuculara kitaplarını imzalayıp onlarla sohbet etti.

 

Read Previous

Paris’te sarı yeleklilerin gösterisi öncesinde 25 gözaltı

Read Next

Bosna Hersek’te kar yağışı can aldı

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *