Ulusal çapta yayın yapan Üsküp’ün Kanal 5 Televizyonun’da yayınlanan ve gazeteci Vasko Eftov’un yönettiği “Vo Centarot (Merkezde)” adlı programda Türkiye Cumhuriyeti aleyhine asılsız gerçek dışı iddialara yer verildi.
Sözkonusu iddilara Türkiye Cumhuriyeti Üsküp Büyükelçiliğinden tepki geldi. Türkiye Cumhuriyeti Üsküp Büyükelçisi Ömür Şölendil, Kanal 5 Televizyonu genel yayın yötemenine tekzip gönderdi.
Türkiye Cumhuriyeti Üsküp Büyükelçi’si Ömür Şölendil, Kanal 5 Genel Yayın Yönetmeni Lidiya Bogatinova’ya gönderdiği tekzipte, “25 Ocak günü yayınlanan “In the Centre” adlı programda, Türkiye’yi karalama adına özel gayretlerle, hayal gücünün sınırlarını zorlayan, mesnetsiz ve tamamen art niyetli bazı itham ve ifadelere yer verildiğini üzüntüyle öğrenmiş bulunmakla, bu mektubu tarafsız yayıncılığın bir gereği olarak dikkate alacağımız temennisiyle kaleme alıyorum” ifadelerini kullandı.
Tekzipte ayrıca şunlar belirtilmektedir:
Sayın Genel Yayın Yönetmeni
“Türkiye’nin, kendisinin de bir parçasını oluşturduğu Balkanlar’la ilgili tek bir gündemi bulunmaktadır. Bu da; kalkınma ve bölgesel huzur için elzem olan güvenlik ve istikrarın kalıcı olarak tesis edilmesidir. Balkanlarda yaşanacak herhangi bir istikrarsızlığın Türkiye’yi de kapsayan bölge için nelere mal olacağı yakın tarihte yaşanan tecrübelerle sabittir ve hiçbir bölge ülkesi böyle bir tehlikeye karşı korunaklı bir konuma sahip değildir.
Bu çerçevede geliştirilen bir dış politikada da herhangi ayrı bir gizli gündeme ihtiyaç bulunmamaktadır. Türkiye’nin bölgeyle ilgili yürüttüğü dış politika konusunda yapılacak yüzeysel bir araştırmada dahi bu yaklaşım rahatlıkla görülebilecektir. Detaylarına girmek bu mektubun amacını aşacaktır; ancak, özetlemek gerekirse, Türkiye, bölgede yaşayan farklı toplumsal gruplara karşı kapsayıcı bir söylem ve yaklaşım sergilemekte, gerek ortak insiyatiflerle bölgesel işbirliği mekanizmaları kurarak, gerek mevcut mekanizmaları destekleyerek bölgenin istikrar ve huzuruna katkı sağlamayı bir öncelik saymaktadır.
Bölgede ve bilhassa Makedonya’da bir İslam devleti kurulmasıyla ilgili, özel bir yaratıcılık kabiliyeti gerektiren iddialar ise, esasında ciddiye alınacak türden ifadeler değildir. Türkiye, Makedonya’yı anayasal ismiyle tanıyan ilk devlettir. İki ülke arasında, birçok alana yayılmış çok kuvvetli ilişkiler bulunmaktadır. Bu ilişkiler her iki Ülke idarecilerinin ortaya koydukları sağlam iradeyle ilerlemeye devam etmektedir. Türkiye’nin Makedonya’nın AB ve NA TO ile bütünleşme perspektifine, her platformda verdiği güçlü destek bile başlı başına bahsekonu iddianın ne kadar anlamsız ve ne kadar yersiz olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu asılsız ithamla, Türkiye’nin AB ve NATO üyeliği konusunda Makedonya’ya verdiği desteğin nasıl bağdaştırıldığını anlamak da oldukça güçtür. Türkiye, sadece Makedonya’nın değil, tüm Balkanlar’ın AB ve NATO ile bütünleşme sürecini güçlü bir şekilde desteklemekte ve bunu bölgenin güvenlik ve istikrarının temel bir unsuru olarak görmektedir.