Fatih Sultan Mehmet’in 1470’de fethettiği ve muhtemel bir Roma seferi için özel önem verdiği İşkodra bugün yoğun bir Katolik nüfusu barındırmaktadır.
Dr. Mehmet Ali Debre / Dunya Bulteni
İşkodra bugünkü Arnavutluk’un en kuzey noktasında yer alır. Şehrin çevresine kurulu olduğu İşkodra gölü Karadağ ile sınır oluşturmaktadır. Tarihsel olarak İşkodra’nın Müslüman Arnavut nüfus ile Karadağlı Ortodoks nüfus arasında bir sınır bölgesi olduğu söylenebilir. Buna ilaveten bölgede Katolik Arnavutların bulunmaktadır. Bu açıdan İşkodra şehri Müslümanlar, Ortodokslar ve Katoliklerin yaşam alanlarının kesiştiği bir noktadır. Bugün itibariyle İşkodra şehri nüfusunun yaklaşık yüzde 60’ı Müslüman %40’ı Hristiyan’dır (Katolik Arnavut).
Farklı rivayetlere göre İşkodra 1470’lü yıllarda Osmanlı orduları tarafından Venediklilerden feth edilmiştir. Ancak Osmanlılar şehri aldıklarında yaşayan nüfus çok azalmıştır. Şehrin Latince ismi Scutaridir (Üsküdar’ın da latince ismi Scutaridir), Osmanlılar da İşkodra ismini vermişlerdir. Fatih Sultan Mehmet’in İşkodra ile özel olarak ilgilenmesi ve feth etmek istemesinin özel bir sebebi olduğu söylenebilir. Haritaya bakılacak olursa Roma’ya yapılacak sefer için İşkodra’nın önemi anlaşılır. Nitekim İşkodra’nın alınmasından 2-3 sene sonra Fatih meşhur Otronto çıkarmasını gerçekleştirir.
İşkodra şehrinin İslamlaşması yaklaşık 100 sene içerisinde gerçekleşmiştir. 1500’lerin sonuna doğru Osmanlı belgelerine göre göre şehrin yaklaşık yüzde 70’i İslamlaşmıştır. Bu geçen zaman süresince Osmanlı tarafından şehre Müslüman Türk nüfus yerleştirildiği gibi yerli Arnavut halk da İslam’ı seçmeye başlamıştır.
İşkodra şehri 17. Yüzyılın sonundan sonra farklı bir devre girer. Viyana kuşatmasında başarısız olan ve aldığı yenilgi sonrası gerilemeye başlayan Osmanlı Ordusu için 1683-1699 yılları arasında yaşanan facia dolu 16 yıl, Osmanlı Devleti’nin Rumeli’deki gücünü de zayıflatır. İşkodra da bu durumdan etkilenen yerlerden biri olur.
1700’lerde Osmanlılar tarafından bölgeye biraz da mecburen yerleştirilen önemli Arnavut ailelerinden Busatlic’ler döneminde ticaret gelişmiştir. Yarı bağımsız bir yapı oluşur. Diğer taraftan ilmi çalışmalar açısından da İşkodra bölgenin Arnavut kökenli nüfusu için en önemli merkezi haline geldiği söylenebilir. İşkodra kökenli olup Osmanlı devletinin farklı bölgelerinde hizmet eden önemli ilim adamları yetişir.
Osmanlı’nın zayıflamasıyla beraber İşkodra üzerindeki baskı artmaya başlar. 1878 senesinde Berlin Anlaşması ile kaybedilen topraklardan sonra İşkodra sınır şehri haline gelir. Karadağ tarafından Sırp tehdidine maruz kalan şehir en büyük imtihanını Balkan Savaşları esnasında verir. İşkodra Kuşatması tarihi bir hadisedir. Şehri kuşatan Sırp ve Karadağ güçlerine karşı savunmaya geçen yerel Arnavut nüfus ve Hasan Rıza Paşa kumandasındaki Osmanlı ordusu şehri teslim etmez. Karadağ ordusu şehri ağır bombardımana tabii tutar ancak muvaffak olamaz. Katolik Arnavutlardan ve Sırplardan yardım istenir, İşkodra’daki savunma daha da zorlaşır. Osmanlı ordusundaki bütün dağınıklığa rağmen şehir alınamaz. İşkodra direnişi ne yazık ki Osmanlı’nın savaşı kaybetmesi ve ordu içindeki bazı komplolar neticesinde sona erer. Ancak İşkodra 1913’de yeni kurulan Arnavut devletinin sınırlarına dahil edilir.
İşkodra aynı zamanda Arnavut milli hareketinin merkezlerinden biridir. Prizren ve Deçan bölgeleri Arnavutluk devleti sınırları içinde yer alamaz ancak İşkodra Arnavultuk bünyesinde kalır. Bu açıdan yeni kurulan Tiran şehri dışında Arnavutluk devletinin esas başkenti İşkodra’dır. Ancak Kral Zogu ve özellikle Enver Hoca zamanında İşkodra’nın İslami kimliği zayıflatılır. Şehrin demografik yapısı da değiştirilir ve Hristiyan Arnavutların oranı artar. Yine de Arnavutluğun az olan din adamlarının çoğu İşkodra kökenlidir. I. Dünya Savaşı sonrasında Arnavutluk’ta başörtüsünün yasaklanması esnasında İşkodra şehri mücadelenin merkezi olur. İşkodra uleması uzun süre başörtüsü yasağını uygulamada direnir.
Komunizm yıkıldıktan sonra İşkodra şehri yeniden canlanmaya başlar. Enver Hoca’nın zulüm yıllarında İşkodra’da yıkmadığı tek Camii olan Buşatlı Mehmet Paşa’nın yaptırdığı Kurşunlu Camii’nin açılışı 1990 senesinde binlerce kişinin katılımıyla gerçekleştirilir. Diyanet Reisi Hafız Sabri Koçi burada Cuma namazını kıldırır. Ardından Türkiye’deki vakıf ve belediyelerin desteğiyle Arnavutluğun en büyük medresesi İşkodra şehrinde açılır. Tika tarafından da başta Kurşunlu Camii olmak üzere muhtelif İslam eserlerinin yeniden inşaası faaliyetleri yürütülür.
Ancak şehrin eski İslami kimliğine kavuşması henüz uzak gözükmektedir. İslami birikim zayıflamış, işsizlik ve altyapı yetersizliği birçok faaliyetin önüne geçmiş, Avrupa’nın Katolik nüfusa verdiği destek ekonomik açıdan avantaj sağlamıştır. Hali hazırda İşkodra denildiğinde Türk vatandaşları için çoğunlukla turistik bir gezi canlanmakta, bundan ötesi düşünülememektedir. Yine de Arnavutluk için geleceğin inşaası adına ümit vadedebilen nadir yerlerden biri İşkodra’dır.