İskeçe Müftüsü Ahmet Mete 25 Nisan Çarşamba günü Selanik’te yargılandığı davada 8 ay hapis cezasına çarptırıldı.
İskeçeli avukat Stergios Yalaoğlu’nun şikayeti üzerine 2014 yılında Gökçepınar’da yaptığı bir konuşmada Yahudiler hakkındaki ifadeleri ve “240 İmam Yasası”yla ilgili söylemleri nedeniyle İskeçe Müftüsü Ahmet Mete hakkında dava açılmıştı.
Yapılan duruşmada savcının beraat talebini hâkimler dikkate almadı ve İskeçe Müftüsü Ahmet Mete’yi 3 yıl tecilli 8 aylık hapis cezasına çarptırdı.
Sosyal medyadaki değerlendirmelerinde mahkeme kararının siyasi olduğuna işaret eden İskeçe Müftüsü Ahmet Mete, dava hakkında şu açıklamalarda bulundu:
“SİYASİ ADALET”
“Bugün Selanik’te Yahudilere hakaret ve 240 imam yasasını eleştiriden mahkememiz vardı. Savcının beraat talebine rağmen siyasi adalet 8 ay hapis verdi. Hayırlı olsun.”
“BİZLERİ YILDIRMAK, BIKTIRMAK İSTİYORLAR”
“Öyle bir memlekette yaşıyoruz ki şaşmamak elde değil. 1941’de dedem Ahmet Ardalı Yunanistan için can vermiş onun torunu olan ben de karakollarda ifadelere çağırılıyorum.Demokratik devletin kurumları boş işlerle meşgul oluyor. Demokratik diyorum çünkü öyle inanmak istiyorum. Aliçavuş’u Denktaş’a benzetmişim. Yahudilere hakaret etmişim. 240 imam yasasını eleştirmişim. Tv’yi açtığımda sabahtan akşama kadar birilerine hakaret eden, birilerine ağır eleştiriler yapan bir toplumda ne büyük suçlar işlemişim ben. Ama mesele suç işlemek veya işlememek değil. Mesele bu toplumun bütün seçilmişlerini, insanını yıldırmak, bıktırmak. Kuzu toplum, kör, dilsiz toplum olsun. Hadi bakalım Allah sonumuzu hayreylesin.”
SIKIYÖNETİM UYGULAMALARI DEVAM EDİYOR
Yunanistan’da 1967 yılında yapılan askeri darbe neticesinde uygulanan sıkı yönetimde Batı Trakya Türk Azınlığına yönelik başlatılan sistematik asimilasyon faaliyetlerine 1985 yılından itibaren Müftülükler de eklendi. O dönemden sonra yönetim Batı Trakya’da sıkıyönetimi devam ettirmiş ve asimilasyon faaliyetlerini acımasızca uygulamıştır.
Bir devlet politikası olarak sistematik olarak yürütülen cuntavari “Azınlık Politikası” kapsamında, azınlığın seçtiği müftüler, merhum Mehmet Emin Aga örneğinde olduğu gibi polis zoruyla makamından zorla atılmak, hapse atılmak ve fanatiklerce saldırıya uğramak gibi zorbalıklarla karşı karşıya kalmışlardır. Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif de Dr. Sadık Ahmet ile birlikte aylarca hapis yatmıştır.
TOPLUMUN SEÇTİĞİ MÜFTÜLER HEDEFTE
90’lı yıllarda şeffaflık ve eşitlik politikaları ilan edilse de, Azınlık insanı kısmen ve sadece asgari vatandaşlık haklarından yararlanabilmiştir.
Azınlık Hakları konusunda ise dini haklar başta olmak üzere haksız uygulamalar kesintisiz devam etmiştir. Müftülüklerin Hıristiyanlar tarafından dizayn edilmesi, Müftü yetkilerinin etkisizleştirilmesi, vakıflar, 240 imam ve dini eğitim konusunda çıkarılan yasalar, dini alanda son dönemde yapılan haksız uygulamalardır. Bunların yanında azınlığın seçtiği Müftüler de hedef tahtasına oturtulmuştur. Seçilmiş Müftüler, adli taciz yoluyla baskı altına alınarak topluma adeta gözdağı verilmek istendiği ve haklı direnişinin kırılmak istendiği anlaşılmaktadır.
milletgazetesi.gr