İçişleri Bakanı Soylu, Bosna Hersek’te 2. Göç Diyaloğu Konferansı’nda konuştu

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’nin göçe kaynaklık eden bütün ülkelerde var olduğunu söyleyerek “Elimizden geleni yapıyoruz.” dedi.

Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da düzenlenen 2. Göç Diyaloğu Konferansı’na katılan Soylu, burada konuşma yaptı.

Soylu, Avrupa kadar Türkiye’nin de kendi iç dengeleri olduğunu söyleyerek “İngiltere bize teklifte bulundu. Resmen bulunamıyor da bize gelen göçmenlerin bir kısmını size gönderelim. Biz sizin göçmen deponuz muyuz? Biz Avrupa’nın göçmen deposu muyuz? Biz insani olarak bugüne kadar her türlü adımı attık.” dedi.

Türkiye’nin sorunun kaynağında göçe kaynaklık eden ülkelerde çözüme yönelik politikasının devam ettiğine işaret eden Soylu, “Biz Afganistan’da Taliban iş başındayken iyilik trenleri gönderiyoruz. Oradaki insanların kışın donmaması, gıda eksikliklerinin olmaması, hayatlarının devam edebilmesi için. Peki bunu sadece biz mi yapmalıyız? Bütün dünya bu konuda 50 bin dolarlık, 60 bin dolarlık kişi başına gelir seviyesi olup burada ölü numarası yapan ülkeler bunları gerçekleştirmemeli mi?” diye konuştu.

Soylu, Pakistan’da yaşanan selde 36 saatte bölgeye gidip geldiklerini belirterek “Binlerce kilometre yol yaptık. Hava ve karadan en uç noktasına kadar ulaştık. Sadece 100 bin çadır gönderiyoruz Pakistan’a. Dünya nerede? Beni bağışlayın ama Birleşmiş Milletler (BM) nerede? Pakistan’ın bir bölü üçü sular altında.” ifadesini kullandı.

Lübnan’da ise 0-2 yaşındaki çocukların süt problemi olduğuna dikkati çeken Soylu, “Gıda dahil olmak üzere oraya da iyilik gemisi gönderiyoruz. Pakistan’a şu ana kadar 6 iyilik treni, onlarca da uçak gönderdik. 500 bin gıda, 100 bin çadır, hijyen malzemeleri göndermeye devam ediyoruz. Aynısını Afganistan’a yapıyoruz.” dedi.

– Soylu’dan ABD ve Avrupa’ya tepki

Soylu, Türkiye’nin İdlib’de 100 bin briket ev yapmaması halinde oradaki insanların durumunun ne olacağı sorusunu sorarak, “Göçü kaynağından çözümüne yönelik en önemli anlayışlardan bir tanesi budur. Biz bunun için göçe kaynaklık eden bütün ülkelerde varız. Afrika ülkelerinde varız. Elimizden geleni yapıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin dünyada insani yardım konusunda birinci ülke olduğunu vurgulayan Soylu, “Biz Amerika, Almanya’dan zengin değiliz. İşine gelen istihdamı al, emeğini sömür, çalıştır ama insanların kendi memleketlerinde onlara yardım etme. Böyle bir anlayış ortaya koyuyorlar. Ne güzel dünya bu.” ifadelerini kullandı.

Soylu, Suriye, Irak ve Afganistan’ın uzun zamandır iç çatışma ve savaşlarla anılan ülkeler olduğunu söyleyerek “Peki Batı’nın en çok korktuğu nedir? Radikalleşme değil mi, peki bu insanlar yalnız kaldığı zaman, anneleri babaları öldüğü zaman bu çocuklar eğitimden yoksun kaldığı zaman bu radikalleşmeyle karşı karşıya kalmayacaklar mı? Amerika ve Avrupa’nın büyükleri radikalleşmek istiyor. Kullanmak ve yönetmek için.” dedi.

Batı’nın “Radikalleşmeye karşıyız” demesinin “göz boyama” olduğunu ifade eden Soylu, “Eğer radikalleşmeye karşı olsalardı şu anda Suriye’de yaklaşık 6 milyon insanın güvenliklerini sağladığımız ve insani yardım sağladığımız yerlerde hiç olmazsa destek ve yardımcı olurlardı.” diye konuştu.

Soylu, Avrupa’nın 18 Mart Mutabakatında Suriye’deki insanlara yardım, barınma ve güvenlik konularında Türkiye’ye yardım edecekleri noktasında imza attığını anımsatarak “Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın BM’de ortaya koyduğu 30 kilometrelik hattın hangisine yardımcı oldular? Dertleri o değil, dertleri bir aktivist getirecekler, fotoğraf verecekler, kendi kamuoylarına biz bu meseleyle ilgileniyoruz mesajı vermeye çalışacaklar. Eğer bulabileceklerse oradan sömürülecek nitelikli emekleri almaya çalışacaklar ve hayatlarına devam edecekler.” değerlendirmesinde bulundu.

Bahsi geçen politikanın son derece tutarsız olduğunu söyleyen Soylu, “Son derece herhangi bir sonucu oluşturmayacak, tam tersi göçü artırabilecek bir politikadır.” dedi.

AA

Read Previous

Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic: Büyük bir savaşa yaklaşıyoruz

Read Next

Srebrenitsa kurbanları “Hakikat ve Umut Çiçeği” tiyatro oyunuyla anıldı