Kalabalık içinde güç bela metroya binebildim. Bulduğum boş yere hemen oturdum öylece.
Karşımda elli – altmış yaşlarında, şakaklarına beyazlar düşmüş ihtiyar bir amca oturdu.
Bir süre oturduğum yerde, kulaklarında takılı olan müzik kulaklıklarıyla Cahit Zarifoğlu’nun “Sultan” şiirini dinlemeye devam ettim. Şu dizeler dökülüyordu;
“…Hayat boş geçti
Geri kalan korkulu
Her adımım dolu olsa
İşe yaramaz katında
Biliyorum
Bağışlanmamı diliyorum”
Boş geçen bir hayatı özetlerken bu satırlar, ihtiyar adama gözlerimi çevirdim.
Yaşlı adam tam karşımda oturuyordu, oturduğu yerde birden dikkatimi çekti.
Üzerindeki takım elbise içinde kaybolmuş, öylece derin derin düşünür bir vaziyetteydi, yorgunluk, bıkkınlık ve dertleri içinde denize düşmüş, yüzmeyi bilmeyen biri gibi çaresizce gözlerini açıp kapatıyordu. O kadar bariz belli oluyordu ki, bu adamı hayat çok yormuştu.
Acı çekiyordu besbelli.
Bir anda içimden yanına geçip dünya hayatı kaç günlük diye kendisine sormak istedimse de bu cesareti kendimde bulamadım. Yüzü kırışmış, elleri titriyordu, gözlerinin altı bir derya misali, akmaya hazır bir şekilde bekliyordu.
Saçları beyazlamış, elleri buruş buruş olmuş. Bir an gözlerini kapatsa bütün bir hayatı bir film şeridi gibi gözlerinin önünden üç beş saniyede geçecek gibi bana baktı.
O anda kendimle hesaplaştım gereksiz şeylere boşu boşuna harcadığımız enerji, hatta bazen sudan sebeplerle günlerce büyük bir yaramız varmış gibi acı çektiğimizi hatırladım ve hayıflandım.
Ne kadar acınacak bir haldeyiz. Bize verilmiş hayat sermayesini ve gençliğimizi daha verimli bir şekilde geçirebilirdik. Hayatı sadece para ve işe adamak bu olsa gerek.
Dost, acıyı bile tatlı söyler.
Ne garipti bu insanoğlu günlük dertler içerisinde, üniversite okuma, meslek edinme, para kazanma, evlenme derken ilkbahar ve yazın nasıl geçip kışın çabuk geldiğini çok geç fark ediyor.
Fani şeyler peşinde geçen kocaman bir hayat diye adlandırdığımız yaşam süresi.
Aslında bir kaç günden ibaret olduğunu çok geç ve keşkeler ile anlıyoruz ne yazık ki.
Parayla saat alırız, ilaç alırız. Amma ve lâkin zaman alamaz ve gençliğimizi geri getiremeyiz.
Bunu çok geç anlayan bireyler hayatlarını, ailesini ve sosyal toplumu olumsuz etkiliyor.
Hayatı anlamlı ve anlaşılır bir hale getirmek aslında kişilerin kendi ellerinde.
İyi bir yaşam sürmek için bir kıvılcım beklemeye gerek yok.
Dillerin sükût ettiği, bedenlerin dile geldiği bu dünyada insanların bunun farkına varması zaman alacak gibi görünüyor.
Oysaki pembe hayaller peşinde değil, net hedefleri olan bir hayat sürmek için kendinizi keşfedin yeter…
2 Comments
The assignment submission period was over and I was nervous, slotsite and I am very happy to see your post just in time and it was a great help. Thank you ! Leave your blog address below. Please visit me anytime.
We recommend exploring the best quotes collections: Love Letters Quotes From Great People