Geçtiğimiz haftasonu Batı Trakya’dan (Yunanistan) gelen Gümülcineli Türk gençler Makedonya’yı gezme ve yakından görme fırsatı yakaladılar. Batı Trakya İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği ‘nin (BİHLİMDER) yürüttüğü “Balkan Gençlik Akademisi – Gümülcine” projesi kapsamında Üsküp, Kalkandelen ve Ohri şehirlerini ilk kez ziyaret eden Gümülcineli lise ve üniversite öğrencileri duygularını TİMEBALKAN ile paylaştılar.
Mehmed ARİF, Aydın Davud / TİMEBALKAN
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın (YTB) desteklediği “Balkan Gençlik Akademisi – Gümülcine” projesi kapsamında Gümülcineli gençler ilk olarak Üsküp’ü ziyaret etti. Üsküp’te Ensar Derneği’nin yurtlarında kalan Gümülcineli misafirler ikinci gün Kalkandelen ve Ohri şehirlerini ziyaret etti.
Üsküp’te tarihi Türk Çarşısı’nı, camileri, hanları, hamamları, Taş Köprüsü’nü ve şehir meydanını gezen proje katılımcıları duygularını TİMEBALKAN ile paylaştılar.
Projenin sorumlularından ve BİHLİMDER’in yönetim kurulu üyesi Ahmet Çilingir proje kapsamında Makedonya’ya geldiklerini belirtti. Çilingir, “Buraya gezi için getirdik arkadaşları. Üniversite mezunları ve devam eden arkadaşlar geldi buraya. Balkan Gençlik Akademisi kapsamında geldik. Köprü Derneği olarak Üsküp’te bizleri çok iyi ağırladılar, Allah onlardan razı olsun.” ifadelerini kullandı. Üsküp hakkında ilk izlenimlerini de paylaşan Çilingir, “Üsküp tarihi eserleri andıran bir şehir. Tarih kokan bir şehir. Çok hoşumuza gitti. Ben daha önce gelmiştim. Gelmeyenlere tavsiye ederim.” şeklinde konuştu.
Ahmet Çilingir Üsküp ile Gümülcine arasında belirgin bir benzerliğin bulunmamasına dikkat çekerek, “Üsküp’ü Gümülcine ile kıyasladığımızda benzerlik hiç yok. İnsanlar olarak benzerlik var ama tarihi eserler olarak hiçbir benzerlik yok. Burda daha çok tarihi eserler var. O açıdan Üsküp’te tarihi eserleri çok iyi korumuşlar.” dedi.
Balkan Gençlik Akademisi gibi projelerin önemine de değinen Çilingir gençler arasında iletişim kopukluğunun bu tür projelerle giderilebileceğini şu sözlerle dile getirdi: “Geziler düzenlensin. Gelen arkadaşları da biz ağırlarız. Biz geliriz buraya. Karşılıklı olarak bir iletişim olsun aramızda. Bu konuda o kadar yakın olmamıza rağmen bir kopukluk var. İletişim hiç denilecek kadar yok. Ben 47 yaşındayım Üsküp’e ikinci gelişim. Çok merak ediyordum. Ben burada beklediğimden daha ötesini buldum.
Bu gençlik projesini devam ettirelim. Bu gençler arasında, üniversiteliler arasında bir kaynaşma olur, tanışma olur. Bu basın açısındanda karşılıklı paslaşarak bazı yazılar yazılsın. Hem burdan hem Batı Trakya’dan. Daha yakından görüşelim yani sadece bu gençlik okulu adı altında değil. Ramazan ayında olabilir, daha başka etkinliklerde de olabilir.”
‘Umduğumdan fazlasını buldum’
Balkan Gençlik Akademisi katılımcılarından Hüseyin Halil Makedonya ve Üsküp’e ilk defa geldiğini belirterek Üsküp hakkındaki izlenimlerini, “Umduğumdan fazlasını buldum diyebilirim. Ben bu kadar düşünmüyordum. Özellikle Osmanlı’dan kalma bu kadar eserle karşılaşacağımı düşünmüyordum. Çok eski tarihi eserleri görünce şaşırdım.” sözleriyle ifade etti.
Halil Makedonya’da kendisini en çok şaşırtan şeyin Türkçe dilinin az konuşulması olduğuna dikkat çekerek, “Beni çok şaşırtan bu kadar çok müslüman olupta nasıl Türkçe konuşmamalarıdır. Hani Wikipedia’da yüzde 66 sizde demiştiniz % 44 müslüman ama yinede Türkçe konuşma oranı çok düşük %44 oranına göre. Beni en çok şaşırtan budur. En çok hoşuma giden de Sultan Murat Cami’si. Hem çok eski hem tarihi bir cami. Çok çetrefilli, karışık bir tarihi de varmış.” şeklinde konuştu.
Üsküp’ün iki yakasının karşılaştırılması yapıldığında Eski Üsküp’ün yani çarşının bulunduğu yakanın kendisine daha sıcak ve samimi geldiğini ifade eden Halil Hüseyin, Üsküp ile Gümülcine arasındaki benzerlik ve farkları şu sözlerle tanımladı: “Benzerlik görmek isterdim, kıskandım açıkçası. Tarihi eserleri, insanları bize çok samimi geldi hoşumuza gitti. Ben bunun Gümülcine’de olmasını isterdim. Samimiyet aynı.”
Balkan Gençlik Akademisi projesi hakkında konuşan Halil, “Proje, en azından şöyle bir farkındalık kazandırdı. Biz Üsküp’te müslüman kardeşlerimizin olduğunu biliyorduk, aynı bilinçte olan insanlar var ama onları görmek, ziyaret etmek çok gurur verici oldu bi güven kaynağı oldu bizim için. Hani biz müslümanlar hala varız Balkanlarda bu bile yetti bizim için. Bir çok tarihi eseri ve Osmanlı’nın izlerini gördük.” sözleriyle bu tür projelerin devam etmesi gerektiğin vurguladı.
‘Üsküp insanı samimi’
Üsküp ve Makedonya’yı ilk defa ziyaret eden bir diğer Gümülcineli genç Reyhan Ahmet.
Ahmet, tarihi açıdan önemli yerlere sahip olan Üsküp’ün çarşının bulunduğu yakayı daha çok beğendiğini belirtti.
Reyhan Ahmet, Üsküp’te kendisini en çok etkileyen şeyin insanların samimi olması olarak nitelendirdi. Üsküp ile Gümülcine arasındaki benzerliğe dikkat çeken Ahmet, “Bizim oranın insanları da çok sıcak kanlı aynı gibiler. Çarşı, pazar deseniz hep aynı. Ama tarih açısından bizim bulunduğumuz yer daha düşük kalıyor.” dedi.
Balkan Gençlik Akademisi’nin kendi ülkesini ve diğer Balkan ülkelerini tanıma açısından büyük katkılar sunduğunu kaydeden Ahmet, projenin en önemli yönünü “Tarihi yaşayarak anlamak ve görmek” olarak belirtti.
‘Üsküp bana Gümülcine’yi hatırlattı’
Üsküp’e ilk defa gelen Melda Hasanoğlu Üsküp hakkında, “Bana Gümülcine’yi hatırlattı. Türkiye’deki bazı şehirleri de anımsattı diyebilirim.” şeklinde konuştu.
En çok Taş Köprü’yü beğendiğini ifade eden Hasanoğlu, “Gelir gelmez beni etkiledi. Vay be dedim Üsküp’e geldiğimi tam o sırada anladım.” dedi.
Projenin kendisine çok şey kattığını dile getiren Hasanoğlu, kitaplar okuya okuya dillerini geliştirdiklerini ve katıldıkları derslerde birçok bilgi öğrendiklerini belirtti.
‘Balkan insanında Türkiye sevdası, Türkiye aşkı var’
Projenin bir diğer katılımcısı Numan Mehmet, Üsküp’e gelmeden önce araştırma yaptığını ve geldikten sonra beklentilerinin kat kat üstünde duygular yaşadığını ifade etti.
Mehmet, “Üsküp’e gelmeden önce biraz araştırma yaptım. Buraya geldiğimde beklediğimden kat kat değerli olduğunu, yüce bir mekan olduğunu söyleyebilirim. Buraya gelmeden önce gelişmemiş ve tarihi olmayan bir şehir olarak düşünebilirdim ama buraya geldiğimde Türkiye Cumhuriyeti, TİKA sağolsun ve bazı sivil toplum örgütleri faaliyetlerini götermiş. Özellikle Osmanlı yapılarına. Dikkatimi çeken en güzel şey her baktığım yerde dünyanın olan en güzel sesi ezan seslerinin olması , minarelerin yüceliği. Yabancılık çekmedik. İnsanların burda yaşayan Makedonya Türklerinin o sıcak kanlılığını bize, o hoşgörü saygı ve sevgi içerisinde bize en iyi bir şekilde ağırladılar.” ifadelerini kullandı.
Üsküp’te kendisini en çok etkileyen olay hakkında da konuşan Mehmet, “En çok Taş Köprü’sünün mihrabının yıkılmış olması ve ikinci defa Recep Tayyip Erdoğan’ın girişimiyle yapıldığı çok ilgimi çekti. Elhamdulillah artık Türkler olarak güçlüyüz diyoruz. Yani her istediğimiz şeyi elde edebiliyoruz. Taş Köprüsü’nün orda oluşu ve bir çok Osmanlı eserlerinin varlığı beni etkiledi.” dedi.
Gümülcine ile Üsküp arasında kıyaslama yapan Mehmet, “Çarşı olarak aynı. Bazı Osmanlı döneminden kalan camilerin mimari olarak aynı ama şahsım adıma sorarsanız Üsküp’ü daha çok beğendim.” şeklinde konuştu.
Üniversitelileri ve liselileri bir araya toplayan ve farklı eğitimlerde farklı hocaların üniversite hayatında durmadıkları bilgileri kazandıran bir proje olması sebebiyle Numan Mehmet, “Balkan Gençlik Akademisi projesini Balkanlarda düzenleyen YTB, Diyanet, Bihlimder’e olsun herkese çok teşekkür edip, şükranlarımızı sunuyoruz.” ifadelerini kullandı. Mehmet, bu tür projelerin ilerki dönemde daha kuvvetli bir şekilde, gayertli, azimli bir şekilde uygulanmasını arzuladığını belirtti.
Üsküp halkına bir mesaj vermeyi ihmal etmeyen Numan Mehmet, “Onlara da bizim, özellikle birlik ve beraberlik, dini açıdan, Türkiye’yi sevme açısından yani Yunanistan’a bütün Balkan ülkelerini gezip aynı bir sofrada, maneviyat sofrasında olmayı temenni ediyorum. Batı Trakya’nın insanları, Batı Trakya’da Gümülcine İskeçe’de yaşıyor ama kalpleri Türkiye’de atıyor. Balkan insanında Türkiye sevdası, Türkiye aşkı var.” dedi.
Bilal Sarı Mahmut ise Üsküp’teki cami bahçelerini beğendiğini belirterek, “Camilerin bahçeleri çok dikkatimi çekti. Bizim Gümülcine’de de camilerimiz var. Eski ve yeni camilerimiz var. Tarihi önemli camilerimiz var fakat malesef Yunanistan’ın uyguladığı politikalardan dolayı bunların bahçelerine yol geçilmiş. Bahçelerden yoksunlar. Çok küçük bir arazileri var ama bunlar da bakımsız ya da betonlaştırılmış durumda.” şeklinde konuştu.
Üsküp’ün şehir yapısındaki ‘Osmanlı planlaması’na dikkat çeken Mahmut, “Öncelikle şehir yapısında bir Osmanlı planlaması mevcut. Geldiğimizde yabancı bir ülkeye gelmiş gibi değiliz. Şehrin Taş Köprüsü’nün diğer kısmında orda bir yabancılık hissediyoruz. Avrupai bir hava var. Fakat genel olarak Gümülcine’den çok farklı bir şehir değil.” ifadelerini kullandı.
Balkan Gençlik Akademisi projesinin Gümülcine’deki Türk gençlerinin zihinsel gelişmesini sağlayacak bir proje olduğunu ve ilerki dönemde devam etmesi gerektiğini vurguladı.
Yunanistan’da çıkan tek Türk Dergisi: Fiyaka
Batı Trakya’da Türkçe dilinde çıkan Fiyaka Dergisi’nin yazar kadrosunda bulunan Bilal Sarı Mahmut, “Dergimiz gençliğe özellikle ulaşmaktır amacımız. Kültürel, dini, düşünce açısından gençlerin ufkunu genişletmek amacındayız. En önemli arzumuz da bu zaten.” dedi.
Fiyaka’nın şu anda Yunanistan’da çıkan tek Türk dergi olma özelliğine dikkat çeken Mahmut, derginin 3 yıldır devamlı çıktığını, dergide yerli ve Türkiyeli yazarlardan yazılar yayınladıklarını kaydetti.
Balkan Gençlik Akademisi katılımcıları Üsküp gezisinin ardından, Kalkandelen ve Ohri’yi de ziyaret edip ülkelerine geri döndüler.