Gerçek Siyasetten Göstermelik Uygulamalara

İnsanlık tarihinde geçirdiğimiz değişim ve ilerlemelerin sayısı belki de bilinmez, yapımız gereği ilerlemeye ve değişime iştahlıyız. Her daim İnsanoğlu icatlar ve değişimlere kendini adamakta ve bu yönde bilimi yapılandırmaya ve medeniyetleri oluşturmaya çalışmaktadır. İnsanoğlu için iki gerçek vardır, birincisi bizlere kodlanan genetik gerçeklik ve ikincisi zaman içerisinde bizlere aile, çevre ve diğer etkenler tarafından yetiştirilme olarak tabir edilen etkenlerin verilmesi ile oluşan hayali gerçeklik. Yanlış anlamayın hayaller kötü değildir bizleri ileriye taşıyan tetikçilerden en önemlisidir. Fakat bizim hayali gerçeklik dediğimiz, yaradan tarafından kodlananı saptırmak ve keyfimize göre yapılandırmak dediğimiz şeydir. Var olmayan ve var olamayacak şeylerin peşine düşerek arkanızdan sürüklediklerinize hayal tüccarlğı yapmak günümüz dünyasında olağan olarak algılanmaktadır. İnsanlara hayali şeyleri (bazen yalanlar da oluyor) süsleyip püsleyip satmak artık postmodern bir gerçeklik olmaktadır. Bu konunun mahremine girmek ve biraz dahi olsa açmak lazım. Düşünün, İnsanlık varoluşu gereği iyiye ve doğruya doğru hareket ederek medeniyetlerini oluşturmaya ve yaymaya çalışmaktaydı ve çalışmaktadır. Fakat Dünya tarihine baktığımızda 19 yüzyıl insanlığın kaderini ve kimyasını değiştirecek veya daha doğrusu saptıracak meselelere gebe kalacaktır. Malum yüzyıl, medeniyetlerin ilerlemesini engellemek için Yeni Dünya Düzeni’nin tasarlandığı dönemdir. Bu yüzyılda İnsanlığa yeni tercihler ve ahlaki değerlerden uzak kapitalist ve küresel değerler empoze edilecektir. Fransız Devrimi, Endüstri Devrimi, Amerikan Devrimi derken bizleri devrimler depremine maruz bırakmışlardır. Yeni milliyetçilik akımları, işçinin haksız ve işverenin her daim haklı olduğu düzen, evrensel değerler veya Küreselleşme ve onun patronu olan Kapitalizm adı altında Sermaye’ye ulaşmak için her yol mübahtır felsefesi bizler için piyasaya sunulan ve satınalmamızın zorunlu ürünleri olacaktır. Soğuk Savaş dönemine geldiğimizde ise İnsanlığa iki temel tercih bırakılacaktır, ya Amerikancısın yada Rus yanlısısın. Medeniyelerin temellerine dinamitlerin yerleştrildiği bu dönemlerde, milli devletler adı altında Ahlaki değerler ve Maneviyat gerçeğini ortadan kaldırtarak, kuru milliyetçilik ve kapitalist hayalciliği yerleştirilerek, medeniyet üretemeyen ve diğeri bahanesiyle dışa iten konseptlere itileceğiz. Bu süreçte Siyaset bilimi de büyük değişikliklere maruz kalacak ve zehirlenecektir. Oysa İnsanlık, siyaseti hak ve adaletin sistematik ve kurumsal olarak korunduğu ve uygulamaya geçirildiği gerçek bir güç olarak algılamıştı. Yeni Dünya Düzeninde buna yer yoktu, bu düzende Ortadoğu bölünmeliydi, Balkanlar radikalleştirilmeliydi, Avrupa değersiz değerler üreten bir birlik olmalıydı, Uluslarası topluluk sadece saatlerce toplantılar düzenleyip arkasından yemekler yenilerek ailece fotoğraflar çekilmeliydi. Bu düzeni Dünyada var olan 5 devlet onaylamalı ve uygulamaya sunmalıydı, gerisi yemek ve fotoğraf çekmek için büyük toplantı odalarında oturmalı ve kahvelerini yudumlar iken güzel konuşmayı bilmeliydi. Bu düzene karşı gelen Ülke veya Ülkelerde dini ve meshep kargaşaları ile, askeri ve diğer darbeler ile, ekonomik kredi ve borçları gibi terbiye metodları ile terbiye edilmeliydi. Artık yeni düzende gerçek siyaset yerine tabir caiz ise Halkla İlşkiler ön pilana atılmalıydı ve yapılanlardan ziyade söylenenlere önem verilmeliydi. Bu düzende Türkiey Cumhuriyeti gibi İnsanlığa alternativ bir Dünya Düzeni sunmak suç sayılmalı, tüm Demokratik değerler hiçe sayılıp ve ayaklar altına alınarak bu gücü durdurmak için darbesiyle, diktatör retoriğiyle, terörü maşa olarak kullanmaları ve daha da ileri gidilerek yeni terör birimleri ile ‘’engeller engeller’’ şarkıs söylenmeliydi. Siayeset gerçek değerlerden uzaklaştırılarak, Batı entelektüelleri siyaseti göstermelik TV proğramları organize edip %20-22’lere varan seçimler ile devlet yöneticileri seçmeli, Demokrasi yürüyüşleri ve konuşmaları düzenleyip terör örgütleriyle el ele kol kola, aç bırakılarak kafeste tutulan beyaz güvercinleri gökyüzüne salıvermeli, Filistin, Arakan, Suriye gibi ülkelerde uygulanan katliam ve etnik temizliğe karşı durmak ve gerçek siyasetin gereği olan müdahaleleri yapmak yerine, arada sırada bir türlü Birleşememiş Birleşmiş Milletler Topluluğunda saatlerce:
Konvensionel silahlar mıydı?
Yoksa konvensionel silahlar değilmiydi?

Tartışılarak yok Çin ve Rusya ikna omadı yok ABD küstü ve bastı gitti gibi gerçek olmayan uygulamalarla uğraşır iken, diğer tarafta masum Müslüman halk ölmeliydi. Gerçek siyasette dünyada güçlü olan devlet veya devletler Adaleti ve düzeni korumakla görevlidirler, asıl gerçek siayasetin gereği budur. Buna örnek olarak Osmanlı Barışı dediğimiz bir model vardır eğer bilmiyor iseler Osmanlı Tarihine baksalar anlayacaklardır. Batının Yeni Siyasi düzende önem verdiği değerler yokmudur? Var tabiki olmazmı okadar da insafsız olmayalım.

Bu değerler ise: kıyafetler, konuşmalar, kokteyler, seçim kampanyalardaki bağış destekli yemekler ve buna benzer göstermelik siyasi değerler vardır. Diğer taraftan ilim dünyası da bu yeni göstermelik uygulamalara tabi olmaktadır. İlim medeniyetleri, kültürel zenginlikleri yada ilerlemeyi kendine yol edinmişti, fakat yeni dönemde Medeniyetler Çatışması, Medeniyetlerin Çöküşü, İnanlığı Sonu, Süper Güçlerin Dansı gibi ilmi konseptler ile uğraşılmaktadır. İlim dünyası göstermelik ilim uygulamalarına kendini kaptırmaya başlamıştır. Bilimsel makalelerin, tezlerin veya kitapların kapak renklerine, alt-üst marj düzenlemelerine, plag kontrol denilen orjinallik kontrolüne (hernekadar tekel bilimi var ise) itina ile bakılmasına, baba bilim adamların isimlerinin muhakkak kaynakçalarda zikredilmesi gibi konularla uğraşır olmuşuzdur. Genel manada Siyasi Bilimlerde Benim yaptığıma değil, benim dediğime bak felsefesi ile yeni nesillere yol vermeye başlayacağımız endişesine kapılmıyor değilim.

Geneline baktığımızda bu yüzyılda adalet ve düzene en çok ihtiyaç olduğumuz aşikârdır, gerçek siyaset yapanların desteklenmesi ve cesaretlendirilmesi gerekmektedir, göstermelik siyaset yapanların arkasından gidilmemelidir. Göstermelik uygulamalar temel ve hayati sorunlarımzı çözmeyecektir bilesiniz.

Read Previous

“100 yıl önce Balkanlar, 100 yıl sonra Orta Doğu”

Read Next

Üsküp’ün bazı bölgelerinde elektrik kesintisi olacak

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *