Geleneksel okul gezileri. Her öğrencinin hayal ettiği bir gezi. Gezi esnasında arkadaşlık ve dostluklar pekiştiriliyor, unutulmaz hatıralar kazanılıyor. Bu tür geziler bazen yurt içinde bazen de yurdışında yapılıyor. Yurtdışında yapılınca öğrencilerin mutluluğu kat kat artıyor. Geçenlerde Yosip Broz Tito’nun üçüncü sınıf öğrencileri beş günlük Orta Avrupa mezuniyet gezisine gittiler. Geziden döndükten sonra intibalarını TİMEBALKAN ile paylaştılar.
Hüsamettin Gina
Orta Avrupa gezisinin oldukça keyif verici ve aynı zamanda faydalı bir gezi olduğunun altını çizen öğrenciler, ziyaret ettikleri Prag, Dresden ve Viyana şehirlerdeki tarihi ve kültürel yapıların onları oldukça etkilediğini vurguladılar.
Güvenli, nezih ve son derece temiz olan bu kentleri gezip görme fırsatımız oldu. Hepsinin birer büyülü kent olduğunu belirten Yosip Broz Tito lisesi üçüncü sınıf öğrencisi Şeyma Sali, “Katedraller, kuleler, saraylar, gösterişli binaların gotik tarzında yapılmış olması daha fazla ilgimi çekti” şeklinde konuştu.
Geleneksel okul gezisinin fevkalade geçtiğini söyleyen Sibel Kamil, “Viyana, imparatorluk dönemindeki atmosferi korumayı başarmış, geçtiğimiz her sokakta hayrete düştük resmen. Binalar çok nizami ve süslü, dış cephelerin görünümleri insanların kalbini fethediyor adeta” dedi.
Yosip Broz Tito üçüncü sınıf öğrencileri, yorgunluğa rağmen okul gezisinin her zaman hatıralarında kalacağının altını çizerek, unutulmaz, güzel anların yaşandığı bir Orta Avrupa gezi olduğunu kaydettiler.
Hansa Bekir, gezdiğimiz kentler yandan hepsi enerji, müzik, kültür, sanat, etkinlik dolu modern kentler. Hafızalarımıza kazıyıp kolay kolay unutamayacağımız yerler keşfedip, mükemmel bir gezi gerçekleştirdiğimizi söyleyebilirim” dedi.
Öğrenciler gezdikleri tüm şehirlerden etkilendiklerini belirtseler de, yine de hepsinin çok özel intibalar bıraktığı ayrı bir favori şehri var. Şeyma Sali’ni favori şehri Viyana.
Viyana bir rüya şehir
Dünyanın en ünlü kiliselerinden birine ev sahipliği yapan Viyana Stephan Meydanı’nda, ilginç insan manzaralarına rastladıklarını belirten Şeyma, “meydanda Asya’dan, Amerika’dan ve Avrupa’nın birçok ülkesinden gelen bir insan mozaiği vardı” dedi.
Yola çıkmadan önce de şehirler için nette küçük bir araştırma yaptığını vurgulayan Şeyma, Viyana’nın her caddesi ayrı bir tarihi çağrıştırıyor olduğunu okuduğunu ve bu tespitin gerçekliğine gezi sırasında da bizat kendisinin tanık olduğunu belirtti.
Şeyma Sali, “Meydanları, düzenli trafiği ve görülmeye değer renkli ve tarihi yerleriyle Viyana, insanı adeta büyülüyor; o nedenle “Avrupa’nın incisi” deniliyor” şeklinde konuştu.
Prag soğuk yüzlü şehir
Prag şehir merkezinin çok canlı olduğunu vurgulayan Sibel Kamil, Tuna üzerine kurulan ve her on metrede bir dini ve siyasi mesajlar içeren heykeller ve tarihi dekorla donatılmış Karl Köprüsü, turistlerin vazgeçemediği ziyaret yerlerinin başında olduğunu kaydetti.
“Prag’da şehir merkezinde 15. Yüzyıldan kalma astronomik saat kulesi var” diyen Sibel Kamil Prag’a gitmeden önce okuduğu bir bilgiyi bizimle paylaştı.
Prag’a hiçbir Osmanlı askeri gitmemişken, o ünlü köprünün son heykelinde palası ve iri palabıyığıyla bir Osmanlı paşasının yer aldığı heykel, bir korkunun gündeme taşınmasından ibaretmiş.
Sibel Kamil, Prag sonrası yollarının Almanya’nın Doğusuba doğru devam ettiğini vurguladı.
Avrupa’nın tarihi balkonu Dresden
Almanya’nın doğusunda Elbe Nehri kıyısındaki Dresden, 800 yıldan daha eski bir tarihe ve acılı bir geçmişe sahip.
Dresden şehrine ilk kez gittiğini vurgulayan Hansa Bekir, çok güzel intibalarla geri döndüğünü, tarihi bir şehir olduğunu vurguladı.
Şehirde çok sayıda müze ve sanat galerileri olduğunu fark ettiğini belirten Hansa Bekir , Dresden ile aklında kalan şu bilgileri bizimle paylaştı.
“Prag’a kadar da uzanan Elbe nehrinin kıyısına kurulmuş olan Dresden’in yaklaşık 1000 yıllık bir tarihi var. Elbe nehri gibi güzelliklere sahip olan Dresden, kesinlikle ziyaret edilmeyi hakeden bir şehir . Bu bin yıl içinde şehrin en çok geliştiği ve en yüksek öneme sahip olduğu dönem Saksonya Krallığı’nın merkezi olduğu tarihlere denk gelir.”
Yosip Broz Tito lisesi ücüncü sınıf öğrencileri şimdi artık gelecek yıl yapacakları mezuniyet gezisini bekliyorlar. Bir yandan orta okul diplomasının habercisi, diğer yandan da bir hüzün dolu bir ortaokul vedasını.