Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan Parlamentosunda gerçekleştirilen Ulusal Meclis ve Senato ortak oturumunda konuştu.
Tarihten gelen ve her dönemde de canlılığını sürdüren güçlü bağların Türkiye ve Pakistan’ı birbirleri için özel kıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu dayanışma ve kardeşlik ruhunu, inşallah, birlikte tüm dünyaya yayacağız.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’deki 15 Temmuz terörist darbe girişiminin ardından, Pakistan’ın devlet yönetimiyle, Meclisi ve halkıyla bizim yanımızda yer alan ilk ülke olduğunu da özellikle belirtmek istiyorum. Meclisinizin ve Senatonuzun ayrı ayrı kabul ettiği destek kararlarını memnuniyetle karşıladık. Şahsım ve milletim adına sizlere şükranlarımı özellikle ifade etmek istiyorum. Pakistan, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) faili olduğu 15 Temmuz darbe girişimi karşısındaki duruşuyla, ikinci Kurtuluş Savaşı’nda da Türk milletinin yanında yer aldığını göstermiştir.”
“Bu örgütün İslam ile yakından uzaktan alakası yoktur”
Pakistan’a, FETÖ ile mücadelede Türkiye’ye verdiği güçlü destek için teşekkür eden Erdoğan, şunları söyledi:
“Terör örgütleri karşısındaki dayanışma ve iş birliğimizi yaygınlaştırarak devam ettirmemiz gerektiğine inanıyorum. El Kaide ve onun bir parçası olarak ortaya çıkan DEAŞ gibi terör örgütleri, Müslümanlara zarar veren, İslam’a karşı yürütülen savaşın aracı olan yapılardır. Şu anda Türkiye olarak bizler, DEAŞ’a karşı çok ciddi bir mücadele veriyoruz. Bu mücadeleyi şu anda hem içeride hem Suriye’de hem Irak’ta veren bir ülke konumundayız. Bu mücadeleyi yılmadan, usanmadan vermeye devam edeceğiz. Çünkü bu örgütün İslam ile yakından uzaktan alakası yoktur. İslam’a bunların verdiği zararı kimse vermiyor. Peki bunların yanlarında kimler var?
Batı şu anda DEAŞ’ın yanındadır. Bunların elinde yakaladığımız silahların, Batı menşeli olduğunu tespit ettik, gördük, görüyoruz. Bütün bunlar kime karşı yapılıyor. Dikkat edelim İslam dünyasına karşı yapılıyor. Bölünen Suriye, Irak, Libya, Afganistan. Hep bu ülkeler. Ondan sonra bakıyorsunuz Afganistan ile Pakistan vuruşturuluyor. Pakistan terörle mücadele ediyor. Terörden kendisini kurtarabildi mi, kurtaramadı.”
Erdoğan, Türkiye’nin de terörle mücadeleyi sürdürdüğünü, sadece DEAŞ değil PKK, PYD ve YPG ile de mücadele ettiğini dile getirdi.
“Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmamalıdır”
Bütün bu mücadele devam ederken silahların hep Batı ülkelerinden çıktığını, bunu çok açık ve net her yerde dillendirdiğini, dillendirmeyi de sürdüreceğini vurgulayan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Müslüman, bir sokulduğu yerden bir daha sokulmamalıdır diye inanıyorum. Müslüman kanı dökmekten başka hiçbir maharetleri olmayan bu katil sürülerini, en kısa zamanda İslam aleminden ve tüm dünyadan söküp atmalıyız. Aksi takdirde ne Türkiye ne Pakistan ne İslam dünyası ne de insanlık huzura kavuşacaktır. Şayet, biz bu aziz dinin müntesipleri olarak el ele verip sorunlarımızın üstesinden gelemezsek Müslümanları içine düştükleri zillet çukurundan çıkaramayız. İslam nereden geliyor. Arapça ‘sin’ kelimesinden geliyor. Sin, barış… İslam ile terörü iç içe ifade edenler, onu iç içe yaşamak ve yaşatmaya çalışanlar İslam dinine en büyük zararı verenlerdir. İslam bir tevhit ve vahdet dinidir. En büyük gayesi yeryüzünde iyiliği hakim kılmak, kötülüğü ortadan kaldırmak olan bu aziz dinin mensupları olarak hepimiz iftihar ediyoruz.”
“Harekette birlik olmazsa fikirde birlik faydasızdır”
Müslüman olmanın şartının nerede olursa olsun, kim tarafından yapılırsa yapılsın her türlü zulmün, haksızlığın ve adaletsizliğin karşısında durmak olduğuna dikkati çeken Erdoğan, kendilerine de bunun yakıştığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Müslümanları yaşadıkları bu zelil durumdan kurtarmak için İslam toplumlarının arasında kol gezen mezhepçilikten etnik ayrımcılığa kadar tüm istismar vesilelerini ortadan kaldırmalıyız. Bizim dinimizde mezhepçilik var mı? Yok. Herhangi bir mezhebin mensubu olabilirsiniz ama onların üstünde dini mübini İslam vardır. Dini mübini İslam’da birleşmeye mecburuz. Bunun için çok gayret etmeliyiz. Bizi parçalıyorlar, parçaladılar. Onun için de İslam çatısı altında bütünleşerek yarınlara yürümeye mecburuz.
İslam dünyasını tefrikanın, bozgunculuğun, fitnenin, nefretin cehaletin hakim olduğu bir coğrafyaya dönüştürmek isteyenlere karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz. Tıpkı Muhammet İkbal’in dediği gibi ‘Harekette birlik olmazsa fikirde birlik faydasızdır.’ Türkiye ve Pakistan hem bölgedeki konumları hem de sahip oldukları kadim medeniyet miraslarıyla bu konuda öncülük edebilecek, dünyayı harekete geçirebilecek potansiyele sahip iki ülkedir. Biz bu konuda her türlü riski alıyor, hiçbir mücadeleden kaçmıyoruz, kaçmayacağız.”
Kaynak: AA