Kuzey Makedonya’nın başkenti Üsküp’te terzilik mesleğine çocukluk yaşlarında başlayan İzet Curi, Paris’in prestijli ve lüks moda atölyelerinde moda tasarımcısı olduktan sonra döndüğü ülkesinde geleceğin tasarımcılarına ilham olmayı hedefliyor.
Üsküplü 76 yaşındaki moda tasarımcısı Curi, terzilik işine başlayışından Paris’e uzanan hayat hikayesini AA muhabirine anlattı.
Curi, 9 çocuklu ailenin bir ferdi olduğunu ve modaya olan ilgisinin çocukluk yaşlarında başladığını belirterek, kendisi dahil kimsenin Paris’te dünya moda sahnesine çıkabileceğini tahmin edemediğini söyledi.
Babasının ölümünden sonra terzilik mesleğine annesinin yönlendirmesiyle başladığını aktaran Curi, “Bağımsız olabilmemiz için annem bizi hem okula hem de zanaata yönlendirdi.” dedi.
Curi, akranlarının kendisiyle dalga geçmesinden dolayı terzi olma fikrini kabullenemediğini söyleyerek, ustası Cale’den eğitim almaya başladığında doğru yolda olduğunu anladığını ifade etti.
Üsküp’te dönemin meşhur müzik gruplarına 14 yaşında gömlek ve pantolon dikmeye başladığını ifade eden Curi, “Dükkanımız şehrin ilk moda butiklerinden biri oldu. Yugoslavya’nın her yerinde tanınıyorduk. Saraybosna’dan müşterilerimiz vardı, hatta Balkan müziğinin dünyaca ünlü ismi Goran Bregovic ve grubu bize gömlek almaya gelirdi.” diye konuştu.
Paris’e ilk adım ve moda dünyasındaki çalışmaları
Curi, dünya moda sahnesine adım atmak amacıyla 23 yaşında Paris’e gittiğini, burada ilk olarak küçük bir atölyede çalıştığını ancak daha sonra Hermes moda evinde işe başladığını aktardı.
Sean Connery gibi dünyaca ünlü yıldızlarla da çalıştığını belirten Curi, Connery’e çocukluğundan beri hayran olduğunu ve onunla tanıştığında kendisini bir James Bond filminde oynuyormuş gibi hissettiğini kaydetti.
Curi, Hermes’te çalışmaya başladıktan sonra dünyaca ünlü moda tasarımcılardan Thierry Mugler ile de tanışma fırsatı bulduğunu söyleyerek, 15 yıl boyunca Mugler ile işbirliği yaptığını ve bunun paha biçilmez deneyimler kazandığı bir dönem olduğuna işaret etti.
Mugler’in moda dünyasında büyük etkilerinin olduğunu ve bu sayede diğer bir moda tasarımcısı Azzedine Alaia ile de tanışma şansını elde ettiğini belirten Curi, “Alaia, haute couture’da bir efsaneydi. Ürettiği ürünlerin nadir bulunan bir benzersizliği vardı.” değerlendirmesinde bulundu.
Curi, Madonna, Monica Bellucci gibi yıldızlarla da çalışma fırsatı yakaladığını kaydederek, “Mugler, ünlü biri atölyeye geldiğinde ölçüm almam için beni çağırırdı.” dedi.
“Üsküp benim için çok önemli bir yer”
Dünya moda sahnesinde elde ettiği zengin deneyimden sonra döndüğü Üsküp’te geleceğin tasarımcılarına ilham olmak istediğini belirten Curi, Eski Üsküp Çarşısı’nda Uluslararası Moda Enstitüsü “İzet Curi”yi kurduğunu aktardı.
Curi, atölyesinde geleceğin tasarımcılarını eğittiğini, onları gelişmeye ve üretmeye teşvik eden programlar uyguladığını vurgulayarak, “Üsküp benim için çok önemli bir yer. Bu bölgenin tüm Avrupa’ya genç tasarımcı kaynağı olacağına eminim.” ifadelerini kullandı.
Geleceğin tasarımcılarına “kendilerine inanmaları ve kompleksli olmamaları” mesajı veren Curi, “Ben Gazi Babalıyım (Üsküp’te bir semt) ancak dünyanın en lüks moda evlerinde çalıştım. Mesleğinizi biliyorsanız nereli olduğunuz konusunda kompleksinizin olmasına gerek yok. Fikrinize inanın ve hayata geçirin.” diye konuştu.
AA