Dubrovnik: 21. yüzyılda misafirlerini Orta Çağ atmosferinde ağırlayan şehir

Hırvatistan’ın Adriyatik kıyısındaki küçük şehri Dubrovnik, dünyanın dört bir yanından misafirlerini tarih kokan sokaklarında ağırlıyor.

İrlandalı ünlü oyun yazarı George Bernard Shaw’un “Dünyadaki cenneti görmek isteyen Dubrovnik’e gelsin.” sözleriyle hayranlığını dile getirdiği, yaklaşık 50 bin kişinin yaşadığı kent, yaz aylarında dünya genelinden turistlerin akın etmesiyle adeta metropol haline geliyor.

Uçakların Dubrovnik’in küçük havalimanına inişinden itibaren tanık olunan manzara, turistlere tercihlerinin doğru olduğunu kanıtlar nitelikte. Şehre inerken görülen mavi ve yeşilin uyumu, virajlı yolun zorluğunu unutturuyor. Deniz kenarındaki müstakil yapılar, Ege ve Akdeniz kasabalarını hatırlatıyor.

Şehrin merkezi de ziyaretçilerine Orta Çağ’dan deniz kasabasındalarmış gibi hissettiriyor. Sokaklarında yürüyen farklı milletlerden turistleri tarihin sayfalarına götüren şehir, ayrıca dünyanın en ünlü dizilerinden birine ev sahipliği yaparak Dubrovnik’i bizzat göremeyenleri ekran başında bile büyülemeyi başarıyor.

Dubrovnik, hem Orta Çağ dönemine ait hem modern binalarıyla hem de Yugoslavya döneminin ilginç mimari örnekleriyle adeta görsel şölen sunuyor.

Dubrovnik’in tarihi

Şehrin tarihi 7. yüzyıla kadar uzanıyor. Dubrovnik’in ilk yerleşimcilerinin Latin ve Slav kökenli halklar olduğu belirtiliyor. Şehrin eski adı kayıtlarda “Ragusa” olarak geçiyor.

Coğrafi konumu dolayısıyla ticarette oldukça önemli konuma sahip kent, Bizans (Doğu Roma), Venedik Cumhuriyeti gibi devletlerin kontrolünde kaldıktan sonra 1365’te Osmanlı İmparatorluğunun himayesine girdi. Dubrovnik, 1667’de büyük yıkıma neden olan deprem sonrasında büyük zarar gördü.

Dubrovnik, aynı zamanda Osmanlı için istihbarat ve casusluk faaliyetlerinin merkezi olarak öne çıktı. Şehirdeki tüccar sınıfı, Alman, İspanyol ve İtalyan şehirlerinden edindikleri bilgileri Osmanlılara aktardı.

Şehrin tarihi alanları, 1979’da Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından “Dünya Mirası Listesi”ne dahil edildi. Büyüleyici doğasıyla ziyaretçilerini kendisine hayran bırakan Dubrovnik, Yugoslavya’nın dağılması sürecinde 1991-1995’te yaşanan savaşta Sırp güçlerin saldırısı nedeniyle büyük hasara uğradı.

Game of Thrones‘un bazı sahneleri Dubrovnik’te çekildi

Dubrovnik, dünya genelinde izlenme rekorları kıran Game of Thrones dizisine ev sahipliği yapmasıyla da ününe ün katıyor. Şehrin sokaklarında gezdiğinizde sahneleri gözünüzün önünden film şeridi gibi geçerek size bir anlığına da olsa dizideki en sevdiğiniz karakter olma şansı veriyor.

Şehir, dizide anlatılan dünyanın en önemli kenti King’s Landing’in (Kral Toprakları) çekildiği yer olarak hafızalara kazınırken dizideki “acımasız ve güçlü karakter” Cersei Lannister’ın “utanç yürüyüşü” de kentteki tarihi merdivenlerde çekilmiş. Şehirde diziye ilişkin birçok ürün dükkanlarda hiç de ucuz olmayan fiyatlara satılıyor.

Dubrovnik, kült yapımlardan bilim-kurgu filmi Star Wars’un sahnesine ev sahipliği yapmasıyla da tanınıyor.

Dubrovnik’te halk, avroya geçmenin turizm açısından ellerini rahatlattıklarını söylese de son zamanlarda ekonomik olarak zorluklarla yüzleştiklerini vurguluyor.

Hırvatistan’ın Avrupa Birliği‘ne (AB) üyeliğinden sonra Avrupa ülkelerine yoğun göç nedeniyle bazı köylerin insansız kalması, bölge sakinleri tarafından üzüntüyle karşılanıyor.

Dubrovnik halkı, Türkiye‘deki turistik alanlardan övgüyle söz ediyor.

Şehirdeki ünlü mekanlar

Stradun Caddesi, Dubrovnik’te yürüyüş yapmak isteyenler için görsel şölen sunuyor. Caddede tarihi yapılar, çok sayıda restoran, kafe ve Hırvatistan kültürüne ait hediyelik eşya satışı yapılan dükkanlar bulunuyor.

Futbol, Hırvatlar için önemli bir yer tutuyor. Hemen hemen bütün dükkanlarda Hırvatistan Milli Takımı’nın ve takımdaki ünlü oyuncuların isminin olduğu ürünler satılıyor. Sokaklarda da Hırvatistan’ın Hajduk Split Futbol Takımı’yla ilgili duvar resimleri göze çarpıyor.

Dubrovnik Şehir Surları, Game of Thrones izleyicileri için her zaman ayrı bir konuma sahip. Diziyi takip edenlerin hemen hatırlayacağı surlar, yaklaşık 2 kilometre uzunluğuyla hem tarihi mekanları kuş bakışı görmeyi sağlıyor hem de deniz manzarası ve dalga sesleriyle insanı sonsuz ufuklara götürüyor.

1438’de yapılan Onofrio Çeşmesi, 1667’deki depremden zarar görse de restorasyon ile şimdiki haline kavuşurken buz gibi suyuyla yaz sıcağından etkilenenler için kurtarıcı oluyor.

Sıcaktan korunmanın bir diğer yolu ise şehrin büyük kısmından girilebilen Adriyatik Denizi. Yazın oldukça sıcak havaya sahip olan şehirde Akdeniz’e göre soğuk denizde yüzmek ve eşsiz manzaranın tadını çıkarmak mümkün.

Dubrovnik’e çok yakın konumda bulunan ve eski zamanlarda krallar tarafından tatil yapmak için kullanılan Lokrum Adası da görülmeye değer mekanlardan biri olarak öne çıkıyor.

Özgün Balkan mutfağına sahip Dubrovnik’te Osmanlı mutfağının izleri son derece belirgin. Ziyaretçiler, manzara eşliğinde hem Balkan hem dünya mutfağının lezzetleriyle karınlarını doyurmanın tadını çıkarıyor.






AA

Read Previous

Kosova’da canlı heykel performansına yoğun ilgi

Read Next

Dünya Bankası, Bosna Hersek ekonomisine nasıl yardımcı oldu?