Merkezi Prizren’de bulunan Kosova Türk Yazarlar Derneği yayınlarından Dr. Taner Güçlütürk’ün hazırlayıp çevirdiği “Kosova Çağdaş Şiiri Antolojisi” adlı kitabı yayımlandı.
Mehmed ARİF / TİMEBALKAN
Kosova Türk Yazarlar Derneği’nin 9. eseri olarak gün yüzünü gören antoloji, müellifin sırasıyla beşinci kitabı ve toplam 256 sayfadan oluşuyor. “Kosova Çağdaş Şiiri Antolojisi” adlı eserde, Kosova’nın yaşayan çağdaş şairlerinin seçkin eserleri yer alıyor. T.C. Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı’nın desteğiyle yayımlanan eserde, Arnavut, Türk ve Boşnak şairlere yer veriliyor. Yayınevi adına Enver Baki’nin imzaladığı kitabın değerlendirmesi Prof. Dr. Tacida HAFIZ ve Mr. Ümran AŞIKFERKİ’ye, dil redaktörlüğü Canan ÖZER’e, kapak fotoğrafı Vakkass SHTİN’e ait. Takdim yazılarıyla T.C. Priştine Büyükelçisi Kıvılcım KILIÇ ve Kosova Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Avni SPAHİU’nun onurlandırdığı eserin girişinde, Güçlütürk’ün “Kosova Edebiyatları Üzerine Tarihsel Bir Değerlendirme” adlı bilimsel makalesi de yer alıyor.
Güçlütürk, “Eserin yayınlanmasında desteklerinden dolayı başta T.C. Yurt Dışı Akraba ve Toplulukları Başkanlığı’na, Dış İşleri Bakanlığımızın değerli diplomadı Sayın Güner Ureya’ya, Kosova Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Başkatibi Sayın Gülşen Bölükbaşı’na, YTB Uzmanı Sayın Caner Süleyman’a, takdim yazılarıyla böyle değerli bir eseri onurlandıran Türkiye Cumhuriyeti Priştine Büyükelçisi Sayın Kıvılcım Kılıç’a, Kosova Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Sayın Avni Spahiu’ya, kitap kapağı fotoğrafıyla katkılarını esirgemeyen çok kıymetli sanatçı dostum Sayın Vakkass Shtin’e, Priştine Üniversitesi’nden çok değerli meslekdaşlarım Sayın Prof. Dr. Milazim Krasniqi’ye ve Prof. Dr. Basri Çapriqi’ye teşekkürü borç bilirim” dedi.
Güçlütürk, antolojinin önsözünde şunları vurguluyor:
“…Projemiz Priştine Üniversitesi Filoloji Fakültesi hocalarıyla birlikte, Kosova’daki Arnavut dilinde yaratılan çağdaş edebiyatı ve türlerini Türk okuyucusuna tanıtmak amacıyla başladı. “Kosova Çağdaş Arnavut Şiir Antolojisi” fikriyle yola çıktık. Ancak bu çalışmanın gün yüzünü görmesinde büyük emeği ve desteği geçen Ankara’daki Kosova Büyükelçisi Sayın Avni Spahiu Bey’den gelen teklif üzerine çalışmaya Kosovalı Türk ve Boşnak şairleri de ekleyince, eserimiz yeni bir çehre kazanarak, “Kosova Çağdaş Şiir Antolojisi” olarak son şeklini aldı. Öyle ki bugün elinize ulaşan bu eser, kapsamlı düşünülmüş bir projenin ilk adımı olarak nitelendirilebilir. Bu yöndeki çalışmalarımız bununla kalmayacağı gibi, bundan sonra da Kosova’daki değişik kültürlere ait edebiyatları daha geniş kapsamlı projelerle tanıtmaya devam edeceğiz, kararlıyız.
Toplumlar birbirini anladıkça ve ortak iletişim dili kurdukça insan uygarlığına dair güzel eserler yarattılar, mutlu bir yaşam ortamı inşaa ettiler, gelecek nesillere yaşanılabilir bir dünya bıraktılar.
Barışın, istikrarın, huzurun, mutluluğun olduğu yer ve zaman dilimlerinde estetiğin, güzelliğin en seçkin örnekleri biçimlendi. Kosova coğrafyasının en nadide kültürel ve sanatsal eserleri de böyle çağların ve uygarlıkların ürünü oldular. Prof. Dr. Milazim Krasniqi’nin “Osmanlı İdaresinin Arnavutlar Üzerindeki Tarihi Ve Kültürel Sonuçları” adlı bilimsel makalesine göre, Arnavut Edebiyatı yeşermenin en parlak, en verimli dönemini ve en önemlisi de asıl milli çerhesini Osmanlı döneminde aldı, bu dönemde yaşadı. Osmanlı-Türk kültürü ve sanatı da, Rumeli’deki Divan şair kadrosunun önemli kısmını bu coğrafyada yetiştirdi. Prizren ki Osmanlı-Türk edebiyatı tarihçilerine göre, “Beşikteki her çocuğa isminden önce mahlasının verildiği” şairler yuvasıydı. Kosovalı Boşnak ile diğer halk ve kültürlerin edebiyatları da, çok kültürlülüğün, çok dilliliğin kesiştiği Kosova sahrasında yeşerdi. Onları birleştiren ve ayrıştıran o kadar çok şey vardı ki… Fakat buna rağmen ortak kaderi yaşayan ve ortak coğrafyanın güzelliklerden beslenerek renk bulan bu edebiyatlar, hepsi kendine özgü özelliklere sahip olduğu kadar, çoğu defa muhtevada, çoğu defa da biçimde ortak özellikleri taşıdılar. Bu özellik sanatın ve kültürün evrenselliğinden kaynaklandığı gibi, aynı zamanda güzel olanı hemen sahiplenmenin karakteristik örneğiydiler.
Balkanlarda görüneni okuyabilmek ve baktığınızı kafanızdaki gibi mısralara dökebilmek zordur. Balkanların kendisi yüzündendendir bu durum. Sizi zorlar. O yüzden bu coğrafyada olguları ve duyguları kelimeleştirmek ustalık gerektirir. Coğrafyası statik değil, değişkendir. Coğrafyası zaman karşısında kıvrak ve uysaldır. Zamana hızla ayak uydurur. Zaman ve mekânda aynı ilham ve duyguyu bir daha yakalamanız mümkün değildir.
İlhamı yakalamak için sürekli uyanık bir sanatçı olmanız ve Balkanları yaşamanız, bilmeniz gerekmektedir. Statik objelerin ruhunu ve değişen manevi olguları okumanız zordur, algılamanız bazen çetrefillidir. Üzerlerinden geçen uygarlıkların izlerini bilmeniz, nedenlerini iyi anlamanız gerekir. Uygarlıklar ki Balkan insanın iç dünyasında derin izler bırakmışlardır.
Bu uygarlıklardan yadigâr kalan kültürel ve sanatsal miras, farklı ve ortak özellikleriyle, her haliyle Kosova’yı zengin kılmakta, renklendirmektedirler. Çetrefil ve girift zamanlarda dahi sanatın ve kültürün uyumu, çatışmaların karşısında diretirler. Direnişin ikinci biçimini, var olmanın ıspatına dair mücadelesinde görürsünüz. Şairleri, bunu zaman zaman lirizimle, bazen de sanatı sırf var olmanın ıspat aracı olarak kullanarak yaparlar. Yaşama sımsıkı bağlı, yok olmamak için akıntıya ters yelken açarlar. Sancılı bir yaratıcılıktır bu. Hepsinde acı, hüzün, göç, gözyaşı vardır. Ancak hiç ummadığınız bir anda karamsarlığın tam da ortasındayken, bir bakmışınız neşe, geleceğe dair umut ve bohemlik karşınıza çıkar. Öyle ki Kosova edebiyatlarında statik bir dünya bulamazsınız. Dış faktör eksenli bir olgu olduğu kadar, Balkanların kendi karakteristik özelliklerinden kaynaklanan bir durumdur bu. En güzel çehresini ise asıl bu kavşakta kesişen doğu ile batı değerlerinin ustaca harmanlandığı zaman görürsünüz.
Günümüz Kosova edebiyatları kendi milli sıfatlarıyla şekillenmektedirler. Edebiyatta üst kimlik ya da ortak bir kimlik olarak, “Kosova Edebiyatı”ndan bahsetmek hâlâ mümkün değildir. Ortak coğrafyanın ürünü olsalar da, benzeri biçim ve aynı türlerde şekillenseler de, bu küçük ülkede kendi çaplarında bağımsız, özgür, özgün, karakteristik ve dünyaları büyüktür. Yeniden yapılanmakta olan ve Avrupa’nın en genç ülkesi sayılan Kosova toplumunun sosyopolitik, sosyoekonomik ve sosyokültürel dinamiklarinin izleyeceği gidişat, belki günün birinde çok kültürleri ve sanatları ortak çarkta eritecek veya bir çatı altında, “Kosova Edebiyatı”nda buluşturacaktır. Ancak böyle bir buluşma empoze, dayatma ve yapmacık bir biçimlendirme olmaktan ziyade, kendi haline bırakılarsa, su yolunu bulur misali özgün çehresini kendi bulduğu takdirde, orjinel bir Kosova Edebiyatı’nın ortaya çıkması ve oluşması mümkün olacaktır.
Bu eseri hazırlarken yaptığımız seçki içerisinde yer alan isimler dışında, dizesi bir o kadar edebi nitelik taşıyan isim, kısıtlı imkâlar yüzünden çalışmaya dahil edilemedi. O yüzden bu durum dışında başka herhangi bir kasıt aranmaması gerektiği gibi, yakın gelecekte daha geniş kapsamlı çalışmalarda bütün bu isimleri bir araya getirmeyi düşündüğümüzün altını çiziyoruz. Tercüme eser söz konusu olduğu için, edebi tercüme ya da şiir tercümesi, bu alanın en zor uğraşını oluşturduğu göz önünde bulundurulursa, titizliği, dikkati ve büyük bir zaman dilimini gerektirdiği için de çalışmamızı bu kadarla toparladık.
Üzerinde epey emek verilen bu çalışmada önce Arnavutça ve Boşnakça şiirleri yazıldığı dilde okumaya, anlamaya ve kendi şiir dünyasında içselleştirmeye çalıştık. Sonra da Türk dilinin ve şiirinin estetiğine en uygun, aynı zamanda şiirin orjinalitesine bir o kadar sadık kalmaya özen göstererek, deyim yerindeyse nakış işler gibi, mısra mısra yeniden yaratmaya çalıştık. Kosovalı Türk şairlerin şiirleri ise bu coğrafyada kendi ana dilinde, Türkçe şekillendikleri için, şairlerin kendi eliyle karaladıkları şekilde yer verdik. Umarız bu zorlu emek layık olduğu niteliğe erişmiş, okuyucularımızın beğenisini kazanacaktır.
2015 yılında “Kosova Şairleri Güldestesi” olarak gün yüzünü görmesi ve Ankara’da “Şemsettin Sami Kültür Merkezi”nin açılışı vesilesiyle tanıtımı planlaştırılan bu çalışmamız, oluşan teknik bir aksaklık yüzünden baskıya gecikince, Kosova’nın Ankara Büyükelçiliği tarafından söz konusu açılış için özel olarak çoğaltılarak taslak çalışma olarak tanıtılmıştı. Bu defa yeni bir konsepsiyonla baskıya verdiğimiz antolojimiz, “Kosova Çağdaş Şiir Antolojisi” adıyla okuyucusuyla buluşmaktadır.
Bu çalışmanın iki ülkenin kültür ve sanat camiasına olumlu yönde katkıda bulunmaya vesile olacağına, diğer yandan da farklı kültürleri anlama ve onların bu seçkin eserlerinden yeni ilhamlar edinmede güzel bir kaynak oluşturacağına inanıyoruz.
Türk Edebiyatı’nın ad yapmış şairi Mehmed Emin Yurdakul, “Bırak beni haykırayım, susarsam sen mâtem et;/ Unutma ki şâirleri haykırmayan bir millet,/ Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir” diyor. Bırakalım, Kosovalı şairlerin tümü kendi ana dillerinde, kendi güzellikleriyle, şiirlerini renklendirerek haykırsınlar. Öksüz bir Kosova’dan ziyade, herkesçe sahiplenilmiş bir memleketin seveni çok olacaktır.
Mutlu, huzurlu, kalkınmış bir ülkeye kavuşmak, ancak onu sevmekle erişilebilir. Böyle bir ülkede ancak şiirin esas güzelliği yeşerebilir.”
Güçlütürk’ün bu güne kadar yayımlanan eserlerinin kronolojisi şöyle:
1. Çeviri: Dr. Taner Güçlütürk, Yazar: Jeton Kelmendi, “Nasıl Sevmeli”, şiir kitabı (North Karolina-Raleigh), “Lulu” Yayınevi, ABD, 2011.
2. Taner Güçlütürk, “Dilime Yaslar Yakışmaz”, (şiir kitabı), Değişim Yayınevi, İstanbul-Türkiye, 2014
3. Taner Güçlütürk, “Kosova’da Türk Edebi Yaratıcılığı (1951-2001)”, (bilimsel araştırma/doktora tezi kitabı), BAL-TAM Yayınları, Prizren, 2014.
4. Dr. Taner Güçlütürk, “Yeni Yol Arkadaşları” (Kosova’nın yazında, görselde, müzikte genç sanatkâr ve yetenekleri seçkisi), Prizren, 2015
5. Dr. Taner Güçlütürk, “Kosova Çağdaş Şiir Antolojisi”, Kosova Türk Yazarlar Derneği Yayınları, Prizren, 2016
6. Çeviri: Dr. Taner Güçlütürk, Yazar: Milazim Krasniqi, “Ali Paşa’ya Rus Ruleti”, dram (yayınlanmayı beklemektedir)