“Dileğim Odur Ki, Göklerdeki Ay Yıldızlar Varoladukça, Türk Dünyası Da O Kadar Yaşamış Olsun…”

Kosova Türk Yazarlar Derneği Başkanı ve Türkçem Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Zeynel Beksaç’ın Türk dünyasının ünlü bestecisi Azerbaycanlı Sevinç Tofiggızı ile Timebalkan için gerçekleştirdiği özel röportajı ilgilerinize sunuyoruz.

Zeynel BEKSAÇ / TİMEBALKAN ÖZEL

Sayın Sevinç Tofiqqızı, özetli bir şekilde kendinizi okurlarımıza tanıtır mısınız?

Ben Azerbaycanlıyım. Vatanım için Türk Dünyası için çalışan bir müzisyenim. Aynı zamanda iki kız annesiyim. Bundan sonra yaşadığım sürece de Türk Dünyasına hizmet etmeye devam edeceğim.

Ben aynı zamanda müzik öğretmeniyim. Bir sürü öğrencilerim var. Boş zamanlarımda annemin bana öğrettiği bir zanaat var örgü yapıyorum. Türkiye’de ve Azerbaycan’da birçok hizmet ödüllerim var. Başka aşık olduğum bir sanat da, oyunculuktur. Ülkem Azerbaycan’da birçok sinema filminde, dizilerde rol aldım.

Sevinç, nasıl bir çocuktu? Neleri severdi? Bir sözle çocukluğu nasıl geçti?

Ben çok uslu çocuktum (Gülüyor). Müziğe olan aşkım çocukluk dönemime uzanır. Şimdi olduğum gibi çocukken de piyano çalmayı, müzik dinlemeyi severdim. Luna parka, hayvanat bahçesine gitmeyi severdim. Çok müzik aletlerim vardı. Güzel bir çocukluk geçirdim. Annem ve babam bana çocuken prenses diye seslenirdi. Ben çocukken ünlü olan filimlerde oynamayı arzulardım…Bütün çocuklara böyle güzel çocukluk diliyorum.

Müziği sevmeniz çocukluk dönemi yıllara uzandığını söylemiştiniz. Müzik konusunda sizi kim ya da kimler etkiledi?

Az önce dediğim gibi müzikle arkadaşlığım, müziğe olan aşkım çocukluğuma uzanıyor. Annem müziğe olan hevesimin farkındaydı. Böyle olduğu için bu konuda en büyük destekçim de annem oldu. İtiraf etmeliyim ki bana Azerbaycan’ın dünyaca meşhur merhum bestecimiz Üzeyir Hacıbeyov’un etkisi çok büyük olmuştur.

Beste, besteciliğin, yaşamınızda özel bir yeri var.. Buna nasıl kapıldınız, nasıl gönül verdiniz

Bestelerim genellikle kendi özyaşamımı, Azerbaycan’ı, Türk Dünyasını konumlar. Çok sayıda bestelerim var. Ve beste sözkonusu olunca, yani o duyguyu, onu sözle tarif etmek inanın çok zor…

“Musiqi her bir insanın heyatında muhum rol oynayir. Onlar heyatin cetin anlarini yashamaga komek edir ve shad günlerde xoshbextciliyi duymaga komek edir. Her bir insanin sevdiyi musiqi, mahni ve hetta boyuk musiqi eserleri var. Musiqi en boyuk derde bele melhem olur. Musiqi en esrarengiz ve izah olunmaz mocuzeler yaradır!”

Sayın Sevinç Tofiqqızı, Harika Ufuk’un sizinle yapmış olduğu bir röportajda kendinizi: “Öncelikle Türk dünyasını, vatanını, milletini çok seven ve bu uğurda canını feda etmeye hazır olan bir Türk kadını” olarak tanımlıyorsunuz. Türk olmanın gururunu ve vatan için olan bu sevdanızı biraz daha açar mısınız? Yani bu konulardaki duygularınızı bizimle daha ayrıntılı bir şekilde paylaşır mısınız?

Öncellikle ben Allahıma şükrediyorum ki ben bir Türk kadınıyım ve gururla Türk dünyasına hizmet ediyorum. Ben Azerbaycan’ı nasıl seviyorsam Türkiye’yi de o denli seviyorum. Dileğim odur ki, göklerdeki ay yıldızlar varoldukça, Türk dünyası da o kadar yaşamış olsun…

Bestelerinizde buram buram Azerbaycan, Türk dünyası sevdası kokuyor.İçinizdeki bu gürül gürül vatan sevgisini geniş kitlelerle paylaşmak nasıl bir duygu? Bestelerinizin, yurdun insanıyla gönül köprülerinizi güçlendirdiği anlamına geldiğini söyleyebilir miyiz?

Bu duygu inanın çok derin. Bunu izah etmek için söz bulmakta güçlük çekiyorum..

Sayın Sevinç Tofiqqızı, beste konusunda üzerinde durduğunuz en son çalışmalarınız nelerdir?

Sevinç Tofiqqızı: Büyük gururla yeni Afrin “Zeytin Dalı” marşını besteledim. Bundan sonra da Türk dünyası için çalışıp bestelemeye devam edeceğim…

Bestecilik yanı sıra, müzisyenlik, film sanatçısı, filmlere, dizilere müzik yapıyorsunuz. Bir sözle çok yönlü bir sanatçısınız. Buna festivaller, yolculuklar eklenince, yoğun bir tempo içinde olduğunuz belli. Bunu nasıl beceriyorsunuz?

Bu konuda mütavazi olmayacağım. Çünkü ben çok güclü bir kadınım. Bence hiçbir şey kolay elde edilmez. Güzel bir hayat için çok çalışmak gerek. Beş film çevirdim: Birinci filmim “Kelime-i Şehadet”adlı bana ödül kazandıran kısa metrajlı film… İkinci filmim “Oğurlanan Çocuk”yani “Çalınan Çocuk”; üçüncü filmim “Hayat Dersi”; dördüncü filmim ise “Qurur” yani “Gurur”; beşincisi “Yetim” 2015 “Yetim” adlı filmin başrol oyuncusuydum. Hem anne rolünü oynadım hem de bu filmin bestecisiydim. Bu film festival için özel olarak çekilen ön beş dakikalık kısa metrajlı bir filmdi. Sonra başka dizilerden de davet aldım. “Senden Sonra” dizisinde Vekil rolünde, sonra 2015 “Bakü Oscarı Film Festivalinde “Yetim” filmindeki ana rolünde hem de filmin bestekârına göre de festivalde üç ödül kazandım.

Çok sayıda ödüller aldınız. Ödüller yaratıcılığa daha bir hız kazandırır. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?

Benim aldığım bütün ödüller yalnız benim değil halkımın ve Türk dünyasınındır aynı zamanda. Ödül almak güzel bir duygu insan gururlanıyor. Ama benim en büyük gururum sanatımı iyi yapmamdır. Hatırladığım ödüllerimden bazıları şunlardır: 2009 yılında Oskar Medeniyet Gazetesi’nin “Qızıl Açar” Milli Musiki Ödülü, 2010 yılında Bakü Geceleri Türkü Festivalinde “Çağır Beni” eserimle “En iyi Türkü Bestecisi” Ödülü (Müzik: Sevinc Tofiqqizi Söz: Xanim Ismayilqizi Yorumlayan sanatçı: Aslan Huseynov), 2011 yılında Azerbaycan ailesi film festivalinde bestekârı olduğum “İşıqlı Zulmet” filmi “En iyi film” ödülünü kazandı. (2011 yılında Heyder Aliyev Fondu. Azerbaycan Ailesi 2011 Filmler Festivalinde “Işıglı Zulmet” senetli filminde Müzik: Sevinc Tofiqqizi -Rejisör ve senaryo yazarı Mehsim Muellim’di. Bu filmde (Olimpiyat Şampiyonu) Paralimpiyaci İlham Zekiyev’in aile hayatından bahsedilmektedir. Hayat Varsa, Hayat Dersi, Qürur filmlerinde başrolde oynadım. 2012’de Hayat Varsa ile Kelimeyi Şehadet filmlerine göre “The First 2012″ yılının en iyi oyuncusu mükâfatına layık görüldüm. Bu mükâfat bana Ankara’da Milletvekili Nurdan Şanlı tarafından verildi. 2012’de”TheFirst 2012” ödülü yani “Yılın En İyi Oyuncusu Ödülü” 2013’te “Azerbaycan’ın En İyi Bestekârı Ödülü”, Ağustos 2014’te “Azerbaycan’ın En Çalışkan Bestekârı Ödülü”, Eylül 2014’te Türkiye’de “Türk Dünyası Hizmet Ödülü”, 2014’te “Azerbaycan’ın En Sevilen Bestekârı Ödülü”nü 3. kez kazandım. 2014’te Ankara Etimesgut Belediyesinin her yıl düzenlediği “Uluslararası Anadolu Günleri Medeniyet ve İnce Sanat Festivali” çerçevesinde ödüllendirildim. 2014 yılının Eylül ayında Ankara Kültür Sanat Platformu Başkanı Sultan Özateş bana “Kültür ve Sanata Katkı Sağlayanlar Başarı Ödülü” takdim etti.

2014 yılında Azerbaycan Gençler Merkezi tarafından gençlerin en çok sevdiği bestekâr olarak seçilerek “Gençlerin Dostu “ödülüne layık görüldüm. Rejisör Sirac Mustafayev’in “Bir Ovuc Torpag” (Bir Avuç Toprak) dizi filminin de bestekârıydım. Bu filmde de Rasim Balayev oynuyordu. 2014 yılında Millet Vekili Ganire Paşayeva tarafından “Fahri Ferman” “Azerbaycan ve Türk Dünyasının Değerli Sanatçısı” ve Azerbaycan- Türkiye Türk devletleri ve halkları arasında medeni alakaların oluşmasında gösterdiğim hizmetler çerçevesinde taltif edildim. 2015’te “Azerbaycan’ın En Çalışkan Favori Bestekârı Ödülü”nü aldım. 2015’te “Azerbaycan’ın En Sevilen Bestekârı Ödülü”nü aldım. 2015’te “Bakü Oskarı” film festivalinde “Yetim” filminin bestesiyle de “En İyi Bestekâr” ödülüne layık görüldüm. 2015’te Türkiye Cumhuriyeti Bakü Büyükelçiliği tarafından “Çanakkale” 100. Yılı için bestelenmiş bestem ile hazırlanan klipe göre Fahri Diploma ile taltif edildim. 2016’da“İki Devlet Bir Millet Türk Dünyası Hizmet Şeref Ödülü”nü Ankara Kültür Sanat Platformu Başkanı Sultan Özateş tarafından layık görüldüm.

2016’da Irak Kerkük Türkmenleri tarafından Türk Dünyası Kültür Sanat Platformu Onur Belgesi mükâfatına layık görüldüm. 2016’da Irak’ın Kerkük şehrinde (TERT) Türkmeneli Radyo Televizyonunun Rehberi Türkeş Salihi tarafından mükâfata layık görüldüm. Bu TERT Televizyonunda bütün bestelerim, kliplerim ve filmlerim yayınlanmaya devam etmektedir. 2017 Turkiyede 5. defa hizmet ödulune layık görüldüm. En son olarak 2018’de “Brend of Azerbaycan” Yılın bestekarı seçildim.

Benim sormadığım, sizin üstünde durmak istediğiniz bir konu var mı?

Sevinç Tofiggızı:Benim bu hayattaki en büyük arzumu söylemek isterdim. Benim en büyük arzum bizim kanayan yaramız Karabağ’ımızın işgalden azad olmasıdır. Ben inanıyorum ki, bizim değerli cumhurbaşkanımız Sayın İlham Aliyev bunun üstesinden gelerek Karabağ’ımızı işgalden azad edecekdir. Ben bütün Türk Dünyasının her zaman birlik beraberlik içinde olmalarını canı gönülden arzu ediyorum. Allah, Türk’ü korusun diyorum. Türkiye benim ikinci vatanımdır.Size de bu güzel röportaj için çok teşekkür ediyorum.

Zaman ayırıp sorularımıza yanıt verdiğiniz için, teşekkür eder, saygın çalışmalarınızda bundan böyle de üstün başarılar dilerim.

Asıl ben size teşekkür ederim. Bundan sonra da TIMEBALKAN’ı seve-seve izlemeye devam edeceğim. Sizinle bu güzel sohbeti yaptığım için çok memnunum. Bana vakit ayırdığınız için bir kez daha çok teşekkür eder, TIMEBALKAN’ın okurlarına en derin selam ve sevgilerimi sunarım. Ayrıca okurlarınızın şimdiden yeni 2019 yılını kutlar, onlara sağlıklı, mutlu, bol kazançlı günler dilerim.

Read Previous

Macron Sırbistan Ziyaretini Erteledi

Read Next

Değirmen

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *