“Demokratik bir oyunda şiddet kullanımı terörden başka birşey değildir”

TİMEBALKAN Haber Sitesi kapsamında yayın hayatına giren Dosya Balkan programının 15 Temmuz Özel Bölümünde önemli açıklamlarda bulunan Uluslararası Balkan Üniversitesi (İBU) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kire Şarlamanov, “Demokratik bir oyunda şiddet kullanımı söz konusuysa kesinlikle bu terörden başka bir şey değildir” dedi. Makedonya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin en yüksek not ile değerlendirilebileceğini söyleyen Şarlamanov, “Makedonya Cumhuriyetinde iktidarda hangi partinin bulunduğundan bağımsız olarak Makedonya Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler sürekli üst düzeyde olmuştur” değerlendirmesinde bulundu.

TİMEBALKAN ÖZEL 

15 Temmuz hain darbe girişimiyle ilgili açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Kire Şarlamanov, “İki yıl önce meydana gelen bu olayı, demokrasi, bireylerin hakları, özellikle oy kullanma ve iradelerini o şekilde ifade etme ve iradelerinin mecliste temsil edilme hakkı olan bireylerin siyasi hakları, nihai olarak da çoğunluk olanlar ve kamu işlerini yönetme fırsatı olanların açısından baktığımızda demokratik bir oyunda şiddet kullanımı söz konusuysa kesinlikle bu terörden başka bir şey değildir” dedi.  Siyasi amaçlar için şiddet kullanmanın klasik terör tanımlarından birinin “Türkiye’de gerçekleşen siyasi süreçlerin dinamiğine şiddetli müdahale” olduğunu kaydeden Şarlamanov, “Öyle ki bu olay için terör haricinde başka bir değerlendirme kabul edilemez. Bahsettiğim açıdan bakıldığında bu olay praktiksel anlamda bir ‘’sürpriz’’ idi, ancak Türkiye’nin son yüz yıllık tarihini biliyorsak, otuz-kırk yılda benzer olayların yaşandığını söyleyebiliriz.  Sürekli bu tarz her anlamda trajik olan olayların yaşanması söz konusu olduğunda, anayasal sistemde nasıl yer aldıklarına bakarak bu durum bize belirli kurumların sürekli olarak Тürkiye Cumhuriyeti demokrasi süreçlerine eksojen faktörler olarak etki ettiğini görüyoruz” açıklamalarında bulundu.

Türkiye siyasi siteminde yer alan bazı kurumların anayasa kaynaklı sebeplerinin ortadan kaldırılması kısmına geçildi

Olayın meydana geldiği ilk anlarda Türkiye’nin iki yönde müdahalede bulunduğunu düşündüğünü kaydeden Doç. Dr. Şarlamanov, “Birincisi, olayın neticesinde ortaya çıkan sonuçların onarılması, ve bu, olayın, suikast ve darbe girişiminin arkasında duran insanların ve örgütün kim olduğu belirlendi. Devamında da normal olarak bunların sadece Türkiye’de değil etkili oldukları dünyanın her yerinde ortadan kaldırılmaları, marjinalize edilmeleri. Bu yönde Türkiye, bölgede ve Makedonya’da etkisini de kullanmaya çalışıyordu ve bunu oldukça başarılı bir şekilde gerçekleştirdi” şeklinde konuştu. Türkiye’nin yeni sistemle birlikte bu tür güçleri ortadan kaldırdığını belirten Şarlamanov, “Bu olaylar uzun süredir tekrarlanmakta olduğu için artık bu olayın sebeplerinin, daha doğrusu Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi siteminde yer alan bazı kurumların anayasa kaynaklı sebeplerinin ortadan kaldırılması kısmına geçildiğini düşünüyorum. Darbe girişiminin ardından ben direkt olarak sebeplerinin ortadan kaldırılması için anayasaya, anayasal düzene müdahale edilmesi gerektiği açıklamasında, yorumunda bulundum ve praktiksel anlamda bunun gerçekleştiğini görüyorum. Ayrıca bunun selamlanması gerektiğini düşünüyorum ve birincisi; artık bazı kurumların yetkilerinin dışına çıkması, ikincisi de; Türkiye Cumhuriyeti gibi demokratik bir ülkede demokratik siyasi süreçlere dahil olmaları gibi olayların olmamasını ümit ediyorum” dedi.

Bu olayın sosyal sonuçlarının da mevcut olduğunu söyleyen Şarlamanov, “Özellikle siyasi siteme böyle bir müdahale olduğundan dolayı böyle travmatik, demokratik sistemin normal akışının şiddetli değişimi toplumda travma bırakır. Sonuçları konuşacak olursak ve ayrıca sosyolojik açıdan ele alırsak, burada oluşan travma hakkında konuşabiliriz, ki bu toplumda oluşan kolektif bilinçdışının belli bir türüdür. Ve daha sonra bu halkın nasıl tepki vereceğinin incelenebileceği bir sosyal davranış üretiyor. Genel olarak bu gibi kriz durumlarında, en sık olarak demokratik şekilde seçilmiş liderliği destekleyen bir halk görüyoruz. Ancak bunun şartı, söz konusu liderliğin daha önce demokratik yollarla seçilmiş olması ve demokratik meşruiyetinin olmasıdır. Bunu darbe girişiminin gerçekleştiği gece de gördük. Yani sokağa çıkan ve kurumları koruyan bir halk vardı” şeklinde konuştu.

“Darbe girişiminin başarısız olması, demokratik sistemin daha da güçlenmesi anlamına geliyor”

Toplumsal düzeye ilişkin sonuçlara baktığımızda insanların savundukları değerlere güvenlerinin geldiğini kaydeden Doç. Dr. Şarlamanov, “Burada siyasi sistemin değiştirilmesi girişimi söz konusu. Demokratik sistemden nihayetinde iktidara gelecek belirli askeri diktatörlük sistemine geçişten ortaya çıkan sonuçlar mevcut. Öyle ki darbe girişiminin başarısız olması sonucunda demokratik sistemin daha da güçlenmesi anlamına geliyor” ifadelerini kullandı. Darbenin ek olarak ekonomik sonuçlarının da mevcut olduğunu sözlerine ekleyen Şarlamanov, “Ekonomi ve ekonominin gelişmesi istikrarlı siyasi duruma ihtiyaç duyuyor. Beliren dışsal şoklarınız olduğunda bunların ekonomiye olumsuz yansımaları vardır. Bunlar Türkiye ekonomisinde hissediliyor, ancak görüyoruz ki ekonomi iyileşiyor. Önce siyasi kültür iyileşiyor, halkın nispeten istikrarlı ve nispeten uzun bir zaman dilimi olan belirli bir siyasi tercihi vardır ve bunun uzun vadede ekonomik sonuçları vardır. Öyle ki önümüzdeki dönemde demokratik değerlerin güçlenmesiyle birlikte ekonominin büyümesi beklentisi içerisindeyim” yorumunda bulundu.

“Makedonya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin en yüksek not ile değerlendirilebileceğini düşünüyorum”

Makedonya ile Türkiye arasındaki ilişkiler ele alındığında Türkiye’nin Makedonya’nın bağımsızlığını anayasal ismiyle tanıyan ilk ülkeler arasında yer aldığını vurgulayan Doç. Dr. Kire Şarlamanov, “Bu gerçek Makedonya Cumhuriyetinde özel olarak takdir edilmektedir. Aynı şekilde Makedonya Cumhuriyetinde iktidarda hangi partinin bulunduğundan bağımsız olarak Makedonya Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler sürekli üst düzeyde olmuştur. Ayrıca bu ilişkilerin zamanla hep daha iyi hale geldiklerini düşünüyorum. İlişkileri iki ayrı etaba ayıracak olursak, ilkinde dostane ilişkilerin olduğunu ancak resmi kurumlar arasında tutunan ilişkiler olduğunu görüyoruz, yani Cumhurbaşkanı ile Cumhurbaşkanı veya Başbakan ile Başbakan görüşmeleri şeklindeydi. Ancak son dönemde, iyice fark edilebildiği gibi, ticaret alanında da giderek büyüyen bir işbirliğimiz var ve Türkiye’den yatırımlar mevcut. Fakat aynı şekilde ve sivil toplum alanında sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğimiz de oldukça önemlidir; yani Makedonya’da yaşayan ve Türkiye’de yaşayan insanlar arasındaki dostluk. Öyle ki Makedonya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin en yüksek not ile değerlendirilebileceğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.

“Türkiye’nin Makedonya’ya hatta tüm bölgeye yönelik ciddi bir dış politikası olduğu açık ve nettir”

Türkiye Cumhuriyeti için Makedonya’daki tüm etnik toplulukların olumlu düşünceye sahip olduklarını kaydeden Şarlamanov, “Bu bir tesadüf değildir, çünkü öncelikle Türkiye’de neler olup bittiği ve nasıl bir toplumun olduğu, her birinin kendi menfaatleri olan çok etnikli bir toplumun olduğu ile ilgili bilgi sahibi olunması gerekiyor. Bu bilgiye sahip olduktan sonra etnik topluluklardan herhangi birine ters bir diğerine de uygun olacak şekilde yürümeyen denge politikasının, dengeli tutumların var olduğunu bilmek gerekir. Ayrıca tutarlılık söz konusu. Çünkü belirli bir süreliğine dengelenmiş olması durumunda bile ardından politikanın değişmesi durumunda aynı şekilde belirli etnik toplulukların olumsuz düşüncelere sahip olmasını bekleyebiliriz. Öyle ki söz konusu Türkiye olunca Makedonya’ya hatta tüm bölgeye yönelik ciddi bir dış politikadan söz edildiği açık ve nettir” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin Balkanların her yerindeki etkisinin giderek büyüdüğünü ifade eden Doç. Dr. Şarlamanov, “Makedonya özelinde bahsettiğiniz gibi Avrupa Atlantik entegrasyonuna sağlanan destek, ikili ilişkiler düzeyinde destek, ekonomik ve diğer her türlü destek sağlanmaktadır. Böylece bu, Türkiye Cumhuriyeti’nden tanıyabileceğimiz bir politikadır ve bunların Makedonya Cumhuriyetinde kendi sonuçları mevcuttur. Buradan hareketle de sadece devletler arasındaki ilişkilerin değil, ayrıca sivil toplum alanındaki ilişkilerin de üst düzeyde olduğunu söyleyebiliriz. Söz konusu FETÖ terör örgütü olunca, Makedonya Cumhuriyeti FETÖ terör örgütü ile mücadelede yardım elini uzatacağını ifade etti. Normal olarak öncelikle belirli diplomatik kanallar aracılığıyla bu terör örgütünün tanımlanmasının birlikte yapılması gerekiyor, ki bunun şimdiye kadar gerçekleştiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.

 

 

 

Read Previous

“Türkiye yeni sistemle bağımsızlığın yanı sıra egemen bir devlet oldu”

Read Next

Hakan Albayrak’tan şehit Erol Olçok yazısı

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *