Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze’deki kardeşlerime yönelik katliam derecesine varan saldırıların hiçbir izahı olamaz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Daha önce siyasette hiç görmediğimiz kirli pazarlıklara şahit olduk. Ne dediler? Altılı masa dediler. Ne dediler? Gerekirse 16’lı masa dediler. Ne dediler? Gerekirse 1600’lü masa dediler. Ne oldu? Ne altılı masa, ne 16’lı masa ne 1600’lü masa tuttu.” dedi.
Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Teşkilat Buluşması’na katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, TÜGVA gençliğini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, milletin evinde, gazi mekanda ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu belirtti.
Gençlere bakınca kendi gençliğini görmenin heyecanını yaşadığını vurgulayan Erdoğan, “Aranızda kendimi daha genç hissediyor, şu sevdanızla, bizlere bu duyguları yaşattığınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Rabb’im birliğinizi, beraberliğinizi, kelimelere sığmayan şu aşkımızı daim eylesin diyorum. Bu vesileyle kuruluşundan bugüne kadar TÜGVA’nın faaliyetlerinde emeği geçen herkese, tüm genç kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum.” diye konuştu.
Erdoğan, TÜGVA’nın 81 il ve 571 ilçedeki temsilcilikleriyle, 340 bini aşan üye sayısıyla, yurtları, kıraathaneleri ve gençlik merkezleriyle ülkenin gurur abidesi kuruluşlarından olduğunu söyledi.
“TÜGVA’nın en önemli başarılarından biri de yurt dışındaki çalışmaları”
İster ortaokul, lise, üniversite, ister iş hayatına atılmış olsun, hiçbir ayrım yapmadan tüm gençlere yönelik faaliyetler yürüten TÜGVA ile iftihar ettiklerini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“TÜGVA’nın eğitim öğretim çalışmaları yanında kamplarıyla, kültür sanat ve spor faaliyetleriyle gençlerimizin hayatına dokunan hizmetlerini takdirle karşılıyorum. TÜGVA’nın en önemli başarılarından biri de yurt dışındaki çalışmalarıdır. Bir dönem sadece ülkemizin sınırları içinde faaliyet yürüten gönüllü kuruluşlarımız, artık hudutlarımızın çok ötesinde varlık gösteriyor. Afrika’dan Asya’ya, Amerika’dan Avrupa’ya ve Balkanlar’a kadar dünyanın dört bir ucunda Türk sivil toplum örgütlerinin çalışmalarına, projelerine rastlıyoruz. Türkiye’nin sesini, nefesini ve yardım elini dünyanın en ücra köşelerine ulaştıran sivil toplum kuruluşlarımızı tebrik ediyorum. Yurt dışı seyahatlerimizde zaman zaman TÜGVA’lı gençlerle de buluşma, kucaklaşma, hasbihal etme imkanı buluyoruz. Yurt içinde veya yurt dışında sizlerle bir araya her gelişimizde emin olun ülkemizin aydınlık geleceğine dair umutlarımız daha da büyüyor, Türkiye Yüzyılı’nın inşası için verdiğimiz mücadele daha da güçleniyor, daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna dair inancımız daha da artıyor. Sizlerin ufku ve hayallerinin büyüklüğü karşısında bizim de vizyonumuz genişliyor.”
“Hayırlı hizmetlerinizde sizlere destek olmaya devam edeceğiz”
Gençlerin sadakati ve samimiyetlerini gördükçe kendilerini toparladıklarını, yüklerinin ağırlığının şuuruna vardıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Gençler, sizi bizim iftihar kaynağımız, birilerinin de korkulu rüyası haline getiren işte bu özelliklerinizdir. Gençler şunu unutmayın. Dağdaki teröristlere ‘Yere izmarit atmıyorlar’ diyerek çiçek çocuk muamelesi yapan paçavraların sürekli sizi hedef almasının, sürekli size iftira atmasının, sizi lekelemeye çalışmasının sebebi de budur. Varsın onlar, sizin çalışmalarınızdan rahatsızlık duysun. Biz hayırlı hizmetlerinizde sizlere destek olmaya devam edeceğiz.”
Erdoğan, eğitim alanında çok önemli bir boşluğu dolduran vakfın varoluş gayesine uygun şekilde iyiyi, güzeli, hakkı, adaleti esas alan çalışmalarıyla, mücadelelerine omuz vermeyi sürdüreceğine inandığını belirtti.
TÜGVA’lı gençlerle geçen senenin ekim ayında 5. Olağan Genel Kurulu ve 6. Gençlik Buluşması’nda birlikte olduklarını anımsatan Erdoğan, Türkiye’nin 81 ilinden 25 bini aşkın gencin bir araya geldiği, “gençlik burada” sloganları eşliğinde birlik ve beraberliklerinin güçlendiği etkinlikteki kardeşlik ruhunu halen hatırladıklarını vurguladı.
14-28 Mayıs seçimleri
O buluşmadaki sözleri ve ahitlerine uygun şekilde ülkedeki seçim sürecini başarıyla tamamladıklarına dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
“Cumhuriyet tarihinin en kritik seçimlerinden birisi olarak kayda geçen 14 ve 28 Mayıs seçimlerini tam bir demokrasi şöleni içinde yüzde 90’ları bulan rekor katılım oranlarıyla gerçekten istisnai bir atmosferde icra ettik. Meclis’te Cumhuriyet İttifakı’nın, Cumhurbaşkanlığında da şahsımızın zaferle çıktığı seçimler, siyaset tarihimize bir dönüm noktası olarak yazıldı. Pek çok çirkinlikle karşılaştık. Sayısız iftiraya ve ithama maruz kaldık. Daha önce siyasette hiç görmediğimiz kirli pazarlıklara şahit olduk. Ne dediler? Altılı masa dediler. Ne dediler? Gerekirse 16’lı masa dediler. Ne dediler? Gerekirse 1600’lü masa dediler. Ne oldu? Ne altılı, ne 16’lı masa ne de 1600’lü masa tuttu.
Gençler şunu unutmayın. Bakın şu anda parlamentoda bu masadan bir kişi var mı? Nerede bunlar? Yok oldular. Ama kim var? Millet var millet. Terör örgütlerinin siyasete alenen müdahale ettiği sahnelerle karşılaştık. Ülkemizdeki sığınmacıların hedef gösterildiği provokasyonları gördük ama tüm bunlara rağmen her iki seçimde de aziz milletimizin teveccühüne mazhar olmayı başardık. Sizlerin şahsında bizlere destek veren tüm gençlerimize teşekkür ediyorum. Siz bize sandıkta sahip çıktınız. Biz de sizin için çalışmaya, sizlere hizmet etmeye devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı’nın mimarı olacağına inandığımız siz genç kardeşlerimiz için tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Okuyan, araştıran, sorgulayan, bilime, sanata, spora, kültüre meraklı milli ve manevi değerlere sahip gençlerimizin hayallerini gerçekleştirmelerinin önünde hiçbir engel bırakmıyoruz.” dedi.
Erdoğan, gelecek 5 seneyi, aynı zamanda Cumhurbaşkanlığındaki ustalık dönemi olarak gördüklerini ve bu dönemdeki hedeflerinin Türkiye Yüzyılı’nın inşası olduğunu söyledi.
Erdoğan, son 21 yılda bunun alt yapısını kurduklarını, ulaşımdan savunmaya, üretimden sağlığa, eğitimden gençliğe her alanda Türkiye’nin eksikliklerini büyük ölçüde tamamladıklarını aktardı.
Şimdi bunu Türkiye Yüzyılı şiarıyla yeni bir safhaya taşıdıklarının altını çizen Erdoğan, “Seçimlerden sonra kabinemizi bu vizyona göre oluşturduk. Bakan yardımcılarımızı ve bürokratlarımızı buna göre tayin ettik. Milletvekillerimizi ve parti yönetimimizi buna göre belirledik. Hamlelerimizi bu vizyona ulaşma hedefiyle planladık. Ne yapıyorsak Türkiye Yüzyılı’nın hayata geçirilmesi için yapıyor, tüm adımlarımızı buna göre yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Gençler milletin ümididir” derken hamaset yapmadıklarını, hakikati dile getirdiklerini belirten Erdoğan, “Gençler geleceğimizin teminatıdır’ diyorsak, Türkiye’nin teminatı sizler olduğu için bunu söylüyoruz. ‘En büyük zenginliğimiz gençlerdir’ derken, popülist beklentilerle değil tüm kalbimizle inandığımız için bunu dillendiriyoruz. Sizlere baktığımızda sizlerin pırıl pırıl parıldayan şu gözlerinizde neyi görüyorsak dilimizle de onu ifade ediyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
Ne 40 yılı aşan siyasi hayatı ne de 21 yıllık iktidarları döneminde kibirle, tekebbürle yaklaşmadıklarını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gençlerimize birilerinin dediği gibi ‘Tıpış tıpış gidip şunu yapacaksınız, böyle davranacaksınız’ asla demedik. İçinde debelendiği dipsiz karanlığa gençleri de çekmeye çalışan kifayetsiz muhterisler gibi olmadık. Seçim döneminde gençlerin ‘demokrat dedesi’ namıyla ortalıkta dolaşanların, iş gençlere güvenip görev vermeye gelince nasıl sırra kadem bastıklarının hepimiz şahidiyiz. Gençlerin sırtından geçinen bu tufeylilerin ne ülke gibi ne millet gibi ne de gençlerimizin meseleleri gibi bir gündemlerinin olmadığı aşikardır. Bunların tek derdi, gayri ahlaki yollarla getirildikleri koltuklarını korumaktır. İşte gördünüz, otobüsün üzerinden koltuk atıyor, öbürü bakıyorsun koltuğu bırakmamak için yapmadık iş bırakmıyor. Bizim böyle bir derdimiz elhamdülillah yok. Biz hayatın her alanında gençlerimize alan açmanın, destek olmanın, onların dinamizmini, heyecanını, şevkini ülkenin ve milletin hayrına yönlendirmenin mücadelesini verdik, veriyoruz.”
“Daima gençlerin yanında olduk”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, derslik sayısını 343 binden 620 bine, üniversite sayısını 76’dan 208’e, yüksek öğrenim yurt yatak kapasitesini 182 binden 950 bine, gençlik merkezi sayısını 9’dan 469’a, toplam spor tesisi sayısını bin 575’ten 4 bin 350’ye, araştırma ve geliştirme merkezi sayısını sıfırdan 1298’e ve tasarım merkezi sayısını sıfırdan 326’ya, teknopark sayısını 2’den 100’e çıkartarak, daima gençlerin yanında olduklarını bildirdi.
TÜBİTAK burs programlarıyla 2023 yılında 26 bin 632 lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencisine 730 milyon lira destek aktardıklarını anlatan Erdoğan, STAR programıyla bugüne kadar 6 bin 60 öğrencinin 3 bin 200’ün üzerinde projede görev aldığı bilgisini verdi.
Erdoğan, Bireysel Genç Girişimci Desteği ile toplam 2 bin 140 şirket kurulduğunu aktararak, örgün eğitimdeki üniversiteli gençlere vadedilen cep telefonu ve bilgisayar desteğiyle ücretsiz 10 GB’lik internet sözünü tuttuklarını söyledi. Bir diğer seçim vaatleri olan Aile ve Gençlik Bankası’nın kuruluşuna dair kanun teklifini de Cumhur İttifakı olarak yakında Meclise sunacaklarını ifade etti.
Deprem bölgesini, pilot bölge olarak belirledikleri bu banka ile depremzede gençlerin yuva kurmalarına yardımcı olacaklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Türkiye Yüzyılı’nın mimarı olacağına inandığımız siz genç kardeşlerimiz için tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Okuyan, araştıran, sorgulayan, bilime, sanata, spora, kültüre meraklı milli ve manevi değerlere sahip gençlerimizin hayallerini gerçekleştirmelerinin önünde hiçbir engel bırakmıyoruz.
Önceki hafta en sonuncusunu İzmir’de düzenlediğimiz TEKNOFEST’te ülkemiz gençliğinin nasıl büyük hedefleri olduğunu bir kez daha gördük. Hamdolsun, bir milyon 200 bine yakın genç, gelip gezdiler, ziyaret ettiler. Cumhuriyetimizin 100. yılına selam mahiyetinde İstanbul, Ankara ve İzmir’de tertiplenen festivali çoğu genç, toplam 4,6 milyon insanımız ziyaret etti. İmkan verildiğinde, bu ülkenin gençlerinin neleri başarabileceğine orada bir kez daha hep beraber şahitlik ettik.”
Bu alanda yeni bir adım daha attıklarına dikkati çeken Erdoğan, “Uluslararası Uzay Kongresi’nin 77’ncisine inşallah 2026’da Antalya’da ev sahipliği yapacağız. Cumhuriyet tarihi boyunca ülkemizde düzenlenecek en büyük bilimsel etkinlik olacak kongrenin sizlere yeni ufuklar açacağına inanıyorum. Spor alanında 2032 Avrupa Futbol Şampiyonası’nı Türkiye-İtalya olarak inşallah beraber düzenleyeceğiz. Her iki uluslararası etkinliğin de siz gençlere hayırlı olmasını diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail ile İzzeddin el-Kassam Tugaylarının başı çektiği Filistinli gruplar arasındaki çatışmalara ilişkin, “Biz bu çatışmaların, bu saldırıların daha fazla büyümesini ve Allah korusun bölgemize yayılmasını istemiyoruz. Bölgede söz ve etki sahibi tüm aktörleri körü körüne birilerini desteklemek yerine gerilimi düşürmek için çaba harcamaya çağırıyoruz.” dedi.
Erdoğan, Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgenin son dönemlerde oldukça sancılı ve sıkıntılı günlerden geçtiğini söyledi.
Erdoğan, Rusya-Ukrayna savaşında bugün itibarıyla 595’inci günün geride bırakıldığını belirterek, şunları kaydetti:
“Neredeyse 600 gündür iki komşumuz arasında çatışmalar sürüyor. Suriye’deki kardeşlerimiz 12 yıldır barışa, huzura ve sükunete hasret bir şekilde, bir kısmı içeride, bir kısmı başka ülkelerde ama gerçekten zor şartlar altında hayata tutunmaya çalışıyor. Bir tarafta bölücü terör örgütünün saldırıları, diğer tarafta rejimin aralıksız bombardımanıyla milyonlarca mazlum hayatta kalma mücadelesi veriyor. Diğer komşumuz Irak, Amerikan işgalinden beri etnik köken ve mezhep temelli gerilimlerden kendini kurtaramadı. Yemen’den Libya’ya birçok kardeş coğrafyada maalesef istikrarsızlık, çatışma ve gerilim hakim. Türkiye olarak tamamıyla tarihi, beşeri, coğrafi ve dini bağlarımızın olduğu bu topraklardaki hadiselerden bizler de doğrudan etkileniyoruz. Nerede bir zulüm varsa durdurmaya, nerede bir kanayan yara varsa merhem olmaya çalışıyoruz.”
Mehmet Akif Ersoy’un “Zulmü alkışlayamam” şiirinden dizeler okuyan Erdoğan, “Biz de gönül coğrafyamızın tamamındaki olaylara ve gelişmelere bu zaviyeden bakıyoruz. Kim olursa olsun mazluma sahip çıkmayı, düşenin elinden tutup kaldırmayı, kanın gözyaşının ve katliamların önüne geçmeyi, doğru bildiklerimizi cesaretle haykırmayı, kimden gelirse gelsin, baskıya, tehdide boyun eğmemeyi, yani diklenmeden dik durmayı, mazlumlara, mağdurlara ve tüm insanlığa karşı öncelikli vazifemiz olarak görüyoruz. Sevgili genç kardeşlerim, asırlardır adalet ve hakkaniyetten sapmamış bir millet olarak, İsrail-Filistin geriliminde de tavrımız bu yöndedir.”
Erdoğan, İsrail-Filistin çatışmasına ilişkin 3 gündür gerek bölge gerek dünya liderleriyle görüşmeler gerçekleştirdiğini hatırlatarak, “Şu an itibarıyla Gazze’de su yok, ekmek yok, gıda yok. Bütün bunlar İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne ters. Nerede Batı? Herhangi bir bu noktada aldıkları tedbir var mı? O da yok.” şeklinde konuştu.
Erdoğan, Amerika’nın bölgeye uçak gemisi göndermesine ilişkin, “İkinci uçak gemisi de gelecek. Bay Amerika, yahu Amerika nere, Akdeniz, İsrail, Filistin nere? Ne işin var senin orada? Şimdi Amerika gibi bir ülkeye barışı tesis mi yakışır? Yoksa oraya benzinle, körükle gitmek mi yakışır? Amerika’dan beklenen nedir, bu. Ama düşünün Türkiye’ye ait Suriye’de bir SİHA’yı terörle mücadele ederken düşürecek kadar ferasetini kaybeden bir anlayış var. Biz seninle NATO’da beraber değil miyiz? NATO’da beraber olduğun Türkiye’nin SİHA’sını terörle mücadele eden bu ülkenin SİHA’sını nasıl düşürürsün? ‘Görmedim, bilmedim, farkında değilim.’ Bunu nasıl söylersin?” diye konuştu.
“Asla bunların böyle bir derdi yok”
Bölgede krizin ilk patlak verdiğinde tüm tarafları itidalle hareket etmeye çağırdıklarını aktaran Erdoğan, şunları dile getirdi:
“Telefon diplomasisiyle, çatışmalara diyalog yoluyla çözüm bulmaya gayret ettik. Bugüne kadar devlet ve hükümet başkanı seviyesinde 13 liderle telefon görüşmem oldu. Dışişleri Bakanımız bir taraftan MİT Başkanımız bir taraftan muhataplarıyla irtibata geçerek görüşmeler devam ediyor. Neler yapabiliriz? Bunun üzerinde duruyoruz. Düşünün. Mısır’ın Refah Kapısı’nı bombaladılar. Buradan insani yardım gönderme noktasında adım atalım, bunun çalışmasını yapalım dedik. Ama orayı da bombaladılar. Sayın Sisi’yle de bu konuyu görüştük. Bugün aynı şekilde Muhammed Bin Zayed ile görüştük. Katar Emiri’yle görüştük. ‘Birlikte beraber neler yapabiliriz?’ Bunları konuştuk. Atacağımız adımlar var. Bu insanlar susuz. Bu insanlar gıdasız. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde bunlara yönelik atılması gereken adımları gerektiren görevler var. Ama asla bunların böyle bir derdi yok. Onların yok ama bizim var.”
İsrail-Filistin çatışmasında sivillere yönelik hiçbir eylemi tasvip etmediklerini açık ve net bir şekilde ifade ettiklerini hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
“Hamaset peşine düşmeden tüm bölgemize sıçrama riski olan bu ateşi bir an önce söndürmenin derdinde olduk. Bugün de aynı yerde duruyoruz. Orantısız şiddetin, daha fazla şiddete, daha fazla acıya, daha fazla yıkıma, daha fazla istikrarsızlığa sebep olacağını söylüyoruz. Gazze’de yaşananlar tam olarak budur. Gazzeli kardeşlerime yönelik katliam derecesine varan saldırıların hiçbir izahı olamaz. Toplam 360 kilometrekarelik dar bir alanda yaşayan 2 milyon Gazzelinin elektriğini, suyunu, akaryakıtını, gıdasını kesmek ne insanidir, ne vicdanidir, ne de bunun savaş hukukunda yeri vardır? Sene 1947 ve sene 2023, sürekli olarak İsrail buraları işgal ederek ne yaptı? Şu anda işte ufacık bir yere Filistin’i mahkum etti. Olması gereken ne? 1967 sınırları içerisine Filistin’i kavuşturmaktır. Sonucu ne kadar can yakıcı olursa olsun hiçbir eylem böyle bir zulmü haklı kılmaz. Devletler ile örgütleri ayıran en temel özellik uluslararası hukuka ve insani değerlere olan bağlılıktır. Örgütlerden farklı olarak devletler, savaş hukukuyla insan haklarına riayet etmekle mükelleftir. Bu çizginin giderek kaybolduğunu görüyoruz.”
“Barışa hizmet etmeyen her adım savaşa destek vermek demektir”
“İçinde binlerce askerin, uçağın, silahın olduğu uçak gemisini göndererek ne yapmak istiyorsun?” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Filistin halkına yönelik insani yardımları durdurarak ne yapmak istiyorsun? Gazze’de yaşanan insani trajediye kör ve sağır kesilerek barışa hizmet edilmeyeceği açıktır. Barışa hizmet etmeyen her adım savaşa destek vermek demektir. Biz bu çatışmaların, bu saldırıların daha fazla büyümesini ve Allah korusun bölgemize yayılmasını istemiyoruz. Bölgede söz ve etki sahibi tüm aktörleri körü körüne birilerini desteklemek yerine gerilimi düşürmek için çaba harcamaya çağırıyoruz. Türkiye olarak Gazzeli kardeşlerimize, insani yardım malzemesi ulaştırmak için de çabalarımızı yoğunlaştırdık. Duygularımızın politikalarımıza tesir etmesine fırsat vermeden inşallah bu krizi hassasiyetle, devletimizin binlerce yıllık tecrübesine yakışır basiret ve soğukkanlılıkla yöneteceğiz. Rabb’im yar ve yardımcımız olsun.”
Gençlere Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne teşrifleri için teşekkür eden Erdoğan, en büyük zenginliğin, istiklalin, istikbalin, ülkenin, devletin, milletin teminatının onlar olduğunu söyledi.
Demokrasinin güvencesi ve gücünün gençler olduğuna vurgu yapan Erdoğan, “Her biriniz tek başına bir Türkiye’siniz. İnşallah Türkiye Yüzyılı’nı sizler inşa edeceksiniz. Bu ufku, bu idraki, bu özgüveni sizlerde görüyorum. Her birinizle ayrı ayrı gurur duyduğumu bir kez daha ifade ediyorum. Unutmayın, 6 ay kaldı. 6 ay sonra mahalli seçimler var ve İstanbul, Ankara başta olmak üzere bütün buraları yeniden geri alarak bu millete yerel yönetimlerde hizmet nedir, bunu göstermemiz lazım.” ifadelerini kullandı.
Programdan notlar
TÜGVA Genel Başkanı İbrahim Beşinci, programda yaptığı konuşmada, TÜGVA’nın 20 bine yakın teşkilat mensubu ve 340 bin üyesiyle büyük bir kardeşlik ailesine dönüştüğünü belirtti.
Beşinci, TÜGVA’nın eğitim faaliyetleri dışında 15 bin gönüllüsüyle afet bölgesinde canla başla çalıştığını, 1740 kamyon yardımı deprem bölgesine ulaştırdıklarını söyledi.
Birçok projeyle milyonu aşkın gence Türkiye’nin dört bir tarafında ulaştıklarını vurgulayan Beşinci, “Bu gençlik, bu teşkilat çalışıyor. Gece, gündüz, yaz, kış, yağmur, çamur, var, yok demeden tüm benliğiyle çalışıyor. Bu çalışmaları hayata geçiren yönetim kurulu üyelerimize, il temsilcilerimize, ilçe temsilcilerimize teşekkür ediyorum. Bu çalışmaların hayata geçmesinde maddi manevi desteklerini esirgemeyen kıymetli cumhurbaşkanımıza ülkemiz gençliği adına şükranlarımızı sunuyorum.” dedi.
Kur’an-ı Kerim tilaveti ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından TÜGVA’nın deprem bölgesinde gerçekleştirdiği faaliyetler ile TÜGVA’nın tanıtımının yer aldığı videolar izletildi.
TÜGVA Başkanı Beşinci, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, gençliği ile spor ve siyaset hayatından fotoğraf kesitlerinin yer aldığı bir tabloyu hediye etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuşmasının ardından TÜGVA gönüllüsü gençlere plaketlerini verdi.
AA