Yunanistan Başbakanı Çipras, ülkesince atanan müftülerin Batı Trakya’daki azınlığın büyük bir kısmı tarafından tanınmadığını belirterek, “Bu konu, doğrudan Yunan vatandaşı Müslümanlarla ele alınmalı.” dedi. Yunanistan Eğitim ve Din İşleri Bakanı Gavroğlud da, “Mutlaka müftülüklerin akılcı bir düzeye getirilmesi de masaya konmalı. Bunun içinde müftülerin seçimi meselesi de yer almalı” dedi.
Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, ülkesince atanan müftülerin Batı Trakya’daki azınlığın büyük bir kısmı tarafından tanınmadığını belirterek, “Bu konu, doğrudan Yunan vatandaşı Müslümanlarla ele alınmalı. Böylece bu konu bir an önce halledilsin ve kalıcı bir yasal düzenleme gerçekleştirilebilsin.” dedi.
Çipras, Brüksel’deki AB Liderler Zirvesi’nin ardından düzenlediği basın toplantısında, Batı Trakya, sığınmacı krizi ve Türkiye ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Yunan devletince atanan müftülerin, azınlığın önemli bir bölümü tarafından tanınmadığına işaret eden Çipras, “Bu konuyu halletmemiz lazım. Çünkü bu ne Yunanistan’a fayda sağlıyor, ne de azınlığın kendini huzurlu hissetmesine yardımcı oluyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Çipras, müftü konusunun doğrudan Yunan vatandaşı Müslümanlarla ele alınması gerektiğini kaydederek, “Böylece bu konu bir an önce halledilsin ve kalıcı bir yasal düzenleme gerçekleştirilebilsin.” ifadelerini kullandı.
Sorunun birkaç gün içinde çözülecek bir mesele olmadığını vurgulayan Çipras, “Yunan devletinin tanıdığı dini liderlerin azınlık tarafından sorgulanmadığı bir noktaya ulaşalım istiyoruz.” diye konuştu.
YUNANİSTAN EĞİTİM VE DİN İŞLERİ BAKANI’NDAN ‘MÜFTÜ’ AÇIKLAMASI
Yunanistan Eğitim ve Din İşleri Bakanı Kostas Gavroğlu da, yaptığı açıklamada, hükümetin Batı Trakya’da, Müslüman Türk Azınlığa yönelik saygılı bir politika izlemek arzusunda olduğunu belirterek, müftülerin seçimi meselesinin de mutlaka bu politika çerçevesinde ele alınması gerektiğini söyledi.
Gavroğlu, meclis televizyonu Vouli TV’ye yaptığı açıklamada, Batı Trakya’daki müftülük meselesi ve hükümetin azınlık mensuplarıyla ilgili miras meselelerinde İslami kuralların yanı sıra Yunanistan Medeni Kanunu’nun geçerli olması yönünde hazırladığı yasal düzenlemeye değindi.
Batı Trakya’da, müftülerin yetkileri dahilinde olan azınlık mensuplarıyla ilgili aile hukuku ve miras meselelerinde İslami kuralların kaldırılmasının hükümetin azınlık politikasıyla ilgili stratejisinin bir parçası olduğunu ifade eden Gavroğlu, bu konuda yapılması planlanan değişiklikler kapsamında müftülerin seçimle iş başına getirilmesi düşüncesinin de bulunduğunu belirtti.
Gavroğlu, “Azınlık geçmişte çılgınca politikalar, baskılar ve kabul edilemez yasalara maruz kaldı. Bu nedenle devlete güvenmiyor.” dedi.
Müslüman Türk azınlığa yönelik saygılı bir politika izlemek istediklerine işaret eden Gavroğlu, “Bu nedenle adım adım götürmek istiyoruz. Bu adımlar çerçevesinde mutlaka müftülüklerin akılcı bir düzeye getirilmesi de masaya konmalı. Bunun içinde müftülerin seçimi meselesi de yer almalı.” diye konuştu.
İstanbul’da, Patrikhanede yapılan patrik seçiminin San Sinod kurulu üyeleri tarafından yapıldığını ifade eden Gavroğlu, müftülerin iş başına gelmesinde ise farklı yöntem uygulandığını belirtti.
Gavroğlu, “Tarih boyunca bu öyle oldu. Ancak burada bir fark var. Eskiden olduğu gibi, Osmanlı döneminde müftüleri atayan devlet kurumları artık bulunmuyor. Bu nedenle yapılacak düzenlemede seçim kurulunun kimlerden oluşacağı, hak ve yetkilerinin neler olacağına bakmalıyız.” ifadelerini kullandı.
Hükümetin azınlık mensuplarıyla ilgili miras meselelerinde İslami kuralların yanı sıra Yunanistan Medeni Kanunu’nun geçerli olması yönünde hazırladığı yasal düzenlemeye değinen Gavroğlu, “hükümetin bu konuda cesur bir adım attığını ancak, alınacak kararlarda azınlığın geleneklerine saygılı olunması” gerektiğini kaydetti.
Gavroğlu, hükümetin yasal düzenlemeyle ilgili azınlık çevreleriyle istişarelerde bulunduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Oylamak istediğimiz yasal düzenleme onlarca yıl geç kalmış bir düzenlemedir. Bu düzenleme demokrasiyi güçlendiriyor. Ancak, Batı Trakya’da, Müslüman azınlığın yoğun olarak yaşadığı illerde son üç yıl içerisinde 2 bin 200 evlilik yapıldı. Bunlardan sadece 680’i siyasi evlilik (müftülerin katılmadığı, belediyelerde yapılan nikah) şeklinde oldu. Yani, burada yüzde 70’inin gelenekleri sürdürdüğü bir azınlık olduğunu görüyoruz. Bu gerçeğe saygılı olunması gerekir.” diye konuştu.
Dünya Bülteni