Bulgaristan’daki Romanların sadece % 6,3’ü lise eğitimli

Avrupa Birliği (AB) Temel Haklar Ajansı Romanların ve Mültecilerin Sosyal Entegrasyonu Dairesi Başkanı Andrey İvanov, Sofya Güvenlik Forumu tarafından düzenlenen entegrasyon, sosyal içerme ve güvenlik üzerine yuvarlak masa toplantısında yaptığı konuşmasında,” Sosyal dışlanma, grupları birbirlerine karşı kışkırtmak için ideal bir ortamdır. Bu ulusal güvenlik için ciddi bir tehdittir” diye izah etti. 

İvanov, ”Azınlık sorunları, sadece Romanları değil, evsizleri, engellileri, göçmenler gibi bütün dışlanmış ve ayrımcılığa uğramış grupları da kapsar. AB’deki ve ülkemizdeki insanların karşılaştığı sorunlar oldukça benzerdir. Ulusal güvenlikten, devlet yapılarında güvenlikten yoksa insani güvenlikten mi bahsettiğimizin farkında olmamız önemlidir” diye kaydetti.

Andrey İvanov, “Son yıllarda bazı araştırmalar endişe verici eğilimleri göstermiştir. Ajans 2011’den itibaren bu konularla ilgileniyor. Bu yıl önemli alanlarda durgunluk gösteren bir karşılaştırmalı analiz hazırlanıyor. Azınlık grupları arasında istihdam konusunda durumun kötüleştiği ve eğitimde bazı ilerlemeler kaydedilmiştir” diye belirtti.

İvanov, ”İstihdam ve eğitim arasındaki bağlantı ihmal ediliyor. Temel faktör, bir liseyi bitirdikten sonra elde edilen eğitimdir. Roman kökenli genç insanlar sosyal olarak dışlanmaya mahkumdurlar” diye vurguladı.

Verilere göre Bulgaristan’daki Romanların sadece % 6,3’ü lise eğitimlidir ve bunların çoğu Bulgarcayı iyi konuşamıyor.

Roman topluluğunun % 34’ü 100 leva altında bir gelirle yaşıyor ve çoğu durumda bu sabit bir gelir değil. Bu durum, diğer inanç ve dinlerin nüfuz etmesi için bir ön koşul oluşturur.

AB Temel Haklar Ajansı’nda çalışan Dr. Asen Kolev, “Önümüzdeki beş yıl içinde millet denilen yeni bir etnik topluluğun ortaya çıkma olasılığı var. Onlar millet olarak adlandırılan Sünni Müslüman olan Türklerdir, Türkiye’nin Avrupa kıtasındaki topraklarında konuşulan bir Türkçe lehçesi konuşuyorlar. Bulgaristan’daki Müslümanların bir sonraki nüfus sayımında 1 milyonun üzerinde olması muhtemeldir” diye kaydetti. Dr. Kolev’in ifadelerine göre, etnik toplulukların içine kapanmasının üstesinden gelmek büyük bir entegrasyon problemidir.

Dr. Kolev, “Bu topluluklarda Romanların saldırgan davranışlarını durduracak, kamu düzenine uyulmasını izleyecek ve arabuluculuk rolü üstlenecek insanlar olmalıdır” dedi.

İvanov, ”Dışlanmalarından dolayı kendilerinin suçlanması eğilimi kendi rızalarıyla bunu seçmeleri yüzündendir. Birbirine bağlı faktörler bazen göz ardı edilir” diye kaydetti.

Böyle karmaşık bir durum, beraberinde bir dizi siyasi sonuçlar getiriyor.

İvanov, ulusal güvenliğe yönelik tehdidin bir parçası olarak demografik krize işaret ediyor. Bir kişinin Romanları komşuları veya meslektaşları olarak kabul etmesi eğiliminin gittikçe zayıfladığını söylüyor. İvanov, ”Bu, 18 ve 35 yaşları arasındaki insanlarda en belirgin bir şekilde görülür, çünkü yabancı düşmanlığı beslenen bir ortamda büyümek ciddi sonuçlara yol açabilir. Sorunun üstesinden gelmek için ayrılan kaynaklarla gerekli sonuç alınmaz” diye kaydetti.

İvanov, ”Sonuçlar, Roman entegrasyonu projeleri konusunda kaydedilen ilerleme yeterli değil. Topluluklardaki mekanizmalara, stratejilere ve planlara rağmen zincir bozuluyor ve sorunlar devam ediyor” dedi.

Uzman, ”Başarılı entegrasyon için temel faktör, insanların sosyal hayata gerçek katılımıdır, ancak uygulamada bu gerçekleşmez. Bütün kurumlar başarı ilkesi üzerine inşa edilmiştir, yani sadece başarılı bir sonuç raporlanabilir. Ajansın araştırmasında başarılı olma azmi yoktu, ancak azınlıkları bir öncelik konusunda destekleme azmi vardı.

Diğer gerçek problemler, Roman azınlıklara güvensizlik düzeyinin yüksek olmasının yanı sıra alışkanlıklar ve beceriler olarak insanların kapasitesidir” diye belirtti.

Somut bir öneri olarak uzman, sosyal dışlanmaya etnik grup ve topluluk temelinde değil, bölgesel temelde ele alınması gerektiğine işaret etti. Bunun, yerel gruplar arasındaki bağlantıların teşvik edilmesinin yanı sıra insanların ortak sorunların çözümünde yer almasını sağlayarak operasyonel yaklaşımların teşvik edilmesiyle yapılabileceğini söyledi.

İvanov, ”Finansal riskli inisiyatif grupları için temel fırsatlar sağlamak önemlidir” dedi.

Uzman, temel koşulları sağlayan sosyal minimum temeline dayanan yaklaşımlara daha ciddi bakılmasını önerdi. İvanov, “İnsanlar, evde yaşamak için asgari standarda layık olduklarını kanıtlamalı ve sonra onlara böyle bir fırsat sunulmalıdır” diye ifade etti.

 

Kircaalihaber.com

Read Previous

‘Fas bizim için umut verici bir dış ticaret ortağı ‘

Read Next

Balkanlar’da en fazla ilerleme sağlayan ülke belli oldu

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *