Bulgaristan’da 1989 yılında yıkılan komünist rejimin Türk ve Müslümanlara karşı giriştiği asimilasyon kampanyasının Türkiye’de yaşayan mağdurları, Sofya’da Bilgiye Erişim Programı’nın (BEP) düzenlediği törende Takdir Ödülü aldı.
BEP Vakfı İcra Direktörü Avukat Aleksandar Kaşımov, bu yıl 22’ncisini düzenledikleri törenle ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Kaşımov, törende Bulgaristan’da faaliyet gösteren özel şahıs, sivil toplum kuruluşu ve kurumlara 6 dalda ödül verildiğini, bunun yanı sıra merkezi Bursa’da bulunan Balkanlarda Adalet, Haklar, Kültür ve Dayanışma Derneği (BAHAD) üyelerinin Takdir Ödülü’ne layık görüldüğünü söyledi.
Kaşımov, “İsim değiştirme kampanyasıyla ilgili gerçeklerin ortaya çıkarılmasını ve bunu yürüten suçlularının belirlenmesini görev olarak bilen BAHAD, bu yıl jürinin oy birliği ile verdiği kararına dayalı bir Takdir Ödülü aldı.” ifadesini kullandı.
BAHAD’ın aktif ve azimli şekilde çalışarak tüm gerçeklerin gün ışığına kavuşturulmasına gayret gösterdiğini vurgulayan Kaşımov, “BAHAD, Askeri Yargıtayın taşıdığı sorumluluk konusunu açık olarak gündeme getirmiştir. Son yüzyıllık dönemde Bulgaristan’da meydana gelen en utanç verici olaylardan olan asimilasyon kampanyası ile ilgili Askeri Yargıtay, net olmayan yanıtlar vererek bu davalarla ilgili bilgilere erişim hakkı tanımak istemediğini gösteriyor.” dedi.
32 yıl önce başlamış olan asimilasyon kampanyasının davalarında BAHAT üyelerinin ısrarları sayesinde adım adım ilerleme kaydedildiğine dikkati çeken Kaşımov, artık davaların sonuçlandırılmasının gerektiğini söyledi.
Kaşımov, “Bugünkü törende çeşitli örgüt ve kurumlar ödüllerine kavuşurken Türkiye’den, Bursa’dan, İstanbul’dan sadece bu törene katılabilmek üzere o kadar çok insanın gelmesi, bizim için son derece sevindirici oldu. Onlar da bilgilere erişim misyonuna verdikleri desteklerini göstermiş oldular.” diye konuştu.
Belene Toplama Kampı mağdurları
BAHAD Başkanı Safiye Yurdakul, üyelerinin Bulgaristan’da 1984-1989 döneminde etnik temizliğe girişen eski komünist rejimin kurduğu Belene Toplama Kampı mağdurları ile ailelerinden oluştuğunu söyledi.
Yurdakul, “Belene Adası Toplama Kampı mağdurları ve aileleri olarak işlenen ağır insan hakları ihlallerinin suçlularının cezalandırılması ve bir daha bu kötülüklerin tekrar edilmemesi amacıyla yargılanmaları için uzun yıllardır hukuki mücadele veriyoruz.” diye konuştu.
Aradan 34 yıl geçmesine rağmen hiçbir suçlunun yargılanmadığına dikkati çeken Yurdakul, BAHAD üyelerinin, 2023 yılında Bulgaristan Askeri Yargıtayının arşivlerine ilk kez erişim sağladığını ve 30 yılı aşkın bekleyiş sonrası ilk kez asimilasyon kampanyasının 1984-1989 dönemini içeren binlerce sayfalık dosyalarını görme fırsatı bulduklarını anlattı.
Yurdakul, “Nihayet dosya inceleme hakkı elde etmiş olduk. 32 yıl boyunca dosyalarla ilgili hep gizlilik kararı vardı. Savcılık, bu 32 yıl boyunca neyi araştırıyor, bu dava niye bu kadar uzadı göremedik. Suçluların yargılanması, bizim için önemli. Zor bir süreç. Şu anda yoğun bir şekilde mücadeleye devam ediyoruz. Bu mücadelemiz sadece 1984-1989 döneminde işlenen suçlarla ilgili değil. Totaliter komünist rejim döneminde işlenen tüm suçlarla ilgili suçluların ceza alması içindir.” diye konuştu.
Avrupa’nın son toplama kampı Belene’nin suçlularının mutlaka yargılanması gerektiğini vurgulayan Yurdakul, “Kamu Bilgi Edinme Kanunu’na istinaden, Vakıfla birlikte savcılıktan bilgi almaya çalıştığımız uzun bir süreç izledik. Belli oldu ki bilgiye erişim hala engelleniyor. Bazı dosyalar yok ediliyor. Çalışmaya devam edeceğiz. Hukuki hakların elde edilmesinin en önemli ve esas süreci belgelere ve bilgiye erişim hakkıdır ki bu hakkımızı savunabilelim.” ifadelerini kullandı.
“Verilen ödül oldukça kıymetli”
Törene katılan avukat Esen Fikri de Bulgaristan’daki Türklerin isimlerinin zorla değiştirilmesi için düzenlenen kampanyanın mağdurlarına 10 yıldır hukuki yardım sağladığını dile getirdi.
Verilen ödülün oldukça kıymetli olduğunu söyleyen Fikri, “Bu davayla ilgili oldukça uzun ve zor bir süreçten geçtik. Mağdurlara bilgi verilmiyordu. Kendi haklarını savunamıyorlardı. Davanın açılması için önce bilgi edinmek üzere gerekli adımları attık. Maalesef, dosyalar gizli olduğu için bizlere pek fazla bilgi verilmedi. 30 yıldır çözülemeyen bu olayla ilgili tazminat davaları açtık ve geçmişte süreçle ilgili nihayet bilgi edinebildik.” dedi.
Hedeflerinin, davanın sonuçlandırılması ve suçluların mahkemeye çıkarılıp ceza almaları olduğunu dile getiren Fikri, “Bulgaristan’daki sorumlu makamlar, görevlerini yerine getirsin. Asimilasyon kampanyasına ait arşivlerdeki dosyaları incelemek zorundayız. Elimizde bilgi olmadan haklarımızı nasıl savunacağız? Kamu kuruluşlarının yaptığı çalışmaları kontrol edebilmemiz şart.” ifadelerini kullandı.
Belene Toplama Kampı’nın mağdurlarından Ali Mutlu da 1985-1989 olaylarında Belene’ye götürüldüklerini ve çok işkence gördüklerini belirterek, “1989’da (Türkiye’ye) sınır dışı edildik.” dedi.
Davayla ilgili askeri savcılığın devreye girmesini istediklerini, suçluların aynı olayların tekrarlanmaması amacıyla cezalandırılması gerektiğini ifade eden Mutlu, davanın mutlaka sonuçlanması gerektiğini vurguladı.
Asimilasyon Kampanyası
Ülkede 1944’te iktidara gelen komünist rejim, son dönemindeki kaçınılmaz çöküşünü hissedince milliyetçiliğe sarılıp “tek ulus-tek milliyet” oluşturma hayaliyle Türk ve Müslümanların etnik kimlik, din, dil ve kültür özgürlüğünü sınırlandırmaya çalıştı.
Bulgaristan’da 45 yıl iktidarda kalan komünist elit, siyasi muhaliflerine karşı baskısının en ağırını Türk ve Müslümanlara yönlendirdi.
Komünist diktatör Todor Jivkov’un 1989’da devrilen rejiminin adını “Soya Doğuş” verdiği baskıcı asimilasyon girişimi, hala kapanmayan bir yara açtı.
1970’li yıllarda başlayan bu baskının, 1984-1989 döneminde zirveye ulaşıp yaklaşık 700 bin Türk ve Müslüman’ın sınır dışı edilerek Türkiye’ye göçe zorlanması, Todor Jivkov’un 10 Kasım 1989’da devrilmesine neden oldu.
Asimilasyon kampanyası sırasında binlerce Türk ve Müslüman meydanlarda toplanıp protestolara katılırken askerlerin ateş açması sonucu onlarca kişi hayatını kaybetti.
Asimilasyon kampanyası davası
Bulgaristan’da devam eden demokrasiye geçiş döneminde 1991’de aralarında Todor Jivkov, bazı bakan ve bürokratların da yer aldığı 5 kişinin sanık olduğu asimilasyon kampanyası davası açıldı.
Bu sanıkların hiçbiri artık hayatta değil. Aradan geçen yıllarda davada elle tutulur ilerleme sağlanamadı.
Birkaç yıl önce savcılık, son sanık (eski Başbakan) Georgi Atanasov’un ölümünün ardından davayı kapattı ancak Belene Toplama Kampı’ndan eski mağdurlar davanın yeniden açılması için karara itiraz etti.
Davanın zaman aşımına uğratılmasını engelleyen bir kararın olmasına rağmen savcılık üzerine düşeni yapmadı.
Aralarında BAHAD üyelerinin de bulunduğu mağdurlar, davanın bir an önce tamamlanması ısrarıyla, Kasım 2023’te Kamu Bilgilerine Erişim Yasası’ndan yararlanarak Askeri Savcılığın arşivlerindeki binlerce sayfalık dosyayı incelemeye başladı.
2002’de kurulan Bilgiye Erişim Programı, her yıl düzenlediği törende 6 dalda ödül dağıtıyor.
Ödüller, Kamu Bilgilerine Erişim Yasası’ndan aktif yararlanan, jürinin belirlediği sıradan vatandaşlara, sivil toplum kuruluşlarına ve kurumlara veriliyor.
AA