Bosna Hersek Cumhuriyet Ordusu’nun Siyah Kuğular birliğinde görev yapan ve Aliya İzetbegoviç’in korumalığını da yapan Zeyd Dukmeniç vefat etti.
Bosna Hersek Cumhuriyet Ordusu’nun en elit birliği olan Siyah Kuğular’ın kahraman savaşçısı ve Rahmetli Aliya İzetbegoviç’in korumalığını da yapan Zeyd Dukmeniç (Zejd Dukmenić) vefat etti.
Bosna savaşının önemli Müslüman birliklerinden Crni Labudovi (Kara Kuğular)´ın önemli komutanlarından, bir dönem rahmetli Aliya İzzetbegoviç’in yakın koruması Zejd Dukmenic tedavi gördüğü hastanede Hakk’ın rahmetine kavuştu. Allah’tan rahmet, Bosnalılara başsağlığı diliyoruz.
Geçtiğimiz haftalarda da Kara Kuğular’ın bir başka komutanı Husein Tursunoviç vefat etmişti.
Bosna cihadının efsanevi milis birliği Kara Kuğular nasıl oluştu ?
Kara Kuğular;Savaşın hemen başında Senad Mehdin Hodzic ve birkaç arkadaşının Konjic bölgesinde ellerinde ilkel silahlarla düşmana karşı başlattıkları direnişte adı konan ve daha sonra savaş boyunca Hırvatlara ve Sırplara ağır darbeler vuran bir efsane birliğin adı olacaktı.
Başlangıç dönemlerinde 70-80 askere sahip olan Kara Kuğular, ateşkes olduğunda 1500 askere sahip mükemmel bir birlik konumundaydı. Konjic, İgman, Jablanica, Kakenj bölgelerinde konuşlanmış mobil birlik durumundaydılar.
Kara Kuğular aynı zamanda Aliya’nın SDA Partisi’nin gençlik hareketi olarak biliniyorlardı. Düşman tarafından Aliya’nın özel muhafız alayı olarak tanındılar. Karargahta, cephede toplu namaz kılan ve İslami değerlere bağlı hemen hemen tek Boşnak birliğiydi. Askerleri 16-25 yaş arası tamamen gençlerden oluşmuştu.
Bosna’da neler olmuştu?
Yugoslavya’nın dağılmasıyla başlayan süreç, Hırvatların, Slovenlerin, Boşnakların ve Makedonların, bağımsızlık talepleriyle büyük katliamların yaşanacağı acımasız ve dengesiz bir savaşa dönüşmüş, 1992 yılında Aliya İzzetbegoviç’in başkan seçilmesi ve Bosna-Hersek Cumhuriyeti’nin bağımsızlık kararı alması, Sırpları ve Hırvatları çileden çıkarmış, acımasız bir şekilde Boşnak Müslümanlara saldırılar başlamıştı. Yugoslavya zamanında ordu ve polisin, Sırp ve Hırvatların kontrolünde olması, bu ayrışma döneminde bütün silah ve cephanelerin Sırpların ve kısmen Hırvatların elinde kalması sonucunu getirmişti.
Boşnaklar kendilerini savunacak silah ve askeri bilgiden yoksun bir şekilde hem Sırpların hem Hırvatların saldırılarına maruz kalıyor, toplu cinayetler, tecavüzler ve esir almalar, Avrupa’nın göbeğinde her gün şiddetini artırarak devam ediyordu. 1992 yılında başlayıp 14 Aralık 1995 yılına kadar süren savaşta yaklaşık 200 bin Boşnak öldürüldü. 2 milyon insan evlerinden sürüldü, 50 bin Müslüman kadına tecavüz edildi. 1463-1878 yılları arasında 415 yıl Osmanlı idaresinde kalıp Müslümanlığı seçen Boşnak halk, yalnızca bağımsızlık talep ettiği için, böylesine ağır bir bedeli de ödemiş oldu.
Savaş o kadar acımasız ve adaletsizdi ki Birleşmiş Milletler tarafından Bosna’da güvenli bölgeler ilan edilen Srebrenitza, Saraybosna, Tuzla, Jepa, Gorajde, Bihaç bölgesi saldırılara maruz kalacak, Srebrenitza’da silahları toplanan Müslümanlar, Hollandalı askerler eliyle Sırplara teslim edilecek, kadın, çocuk ve yetişkin 8300 kişi işkencelerle öldürülecekti. Öldürülenlerin cesetleri parçalanıp yakıldı. Tüm dünyanın ve Birleşmiş Milletler’in gözü önünde cereyan eden bu hadiseler, tüm dünya Müslümanlarının tepkisini çekecek, dünyanın dört bir yanından yardımlar ve gönüllü savaşçılar Bosna’ya akacaktı.
Müslümanlar savaşı kendi lehlerine çevirdiklerinde ise Batı’nın ve Amerika’nın aklı başına gelecek, Müslüman savaşçılar, Bosna’daki Sırpların başkenti sayılan Banyaluka’ya 20 km mesafe yaklaşması sonucu Dayton Antlaşması ve ateşkes, Müslümanlara dayatılacak; Bağımsız Bosna-Hersek kurulamadan Hırvatların ve Sırpların ortak olduğu bir federasyon kurulacaktı.
Kaynak: www.dunyabulteni.net