Bosna Savaşı’nı sonlandıran Dayton Barış Anlaşması 27 yıl önce bugün Paris’te imzalandı

Bosna Hersek’te 1992-1995 yıllarında yaşanan ve yüz binlerce insanın yaşamını yitirdiği kanlı savaşı sonlandıran Dayton Barış Anlaşması’nın imzalanmasının üzerinden 27 yıl geçti. 4 yıla yakın süren savaşta silahları susturmayı başaran ancak ülkeye dünyadaki en karmaşık siyasi sistemlerden birini getiren barış anlaşması, aradan geçen onca yıla rağmen hala tartışılmaya devam ediyor. ABD’nin Ohio eyaletindeki Dayton şehrinde bulunan Wright-Paterson Hava Üssü’nde, günler süren müzakerelerin ardından 21 Kasım 1995’te paraf edilen anlaşma, 14 Aralık 1995’te Fransa’nın başkenti Paris’te Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Aliya İzetbegovic, Sırbistan Cumhurbaşkanı Slobodan Milosevic ve Hırvatistan Cumhurbaşkanı Franjo Tudjman tarafından imzalanmıştı.

Bosna’daki savaş

Eski Yugoslavya’nın parçalanmaya başlamasıyla Bosna Hersek’te de 29 Şubat-1 Mart 1992’de bağımsızlık referandumu gerçekleştirildi. Ülkedeki Sırpların büyük bir kesiminin boykot ettiği referandumda “evet” diyenlerin kazanmasıyla Bosna Hersek bağımsız bir devlet oldu. “Büyük Sırbistan” idealini savunan Sırplar, Yugoslav ordusunun da desteğiyle ülkedeki Sırp olmayan halklara yönelik kıyıma başladı. 4 yıla yakın süren savaşın sonuçları da çok ağır oldu. Savaşta 2 milyondan fazla kişi evlerini terk etmek zorunda kalırken, büyük çoğunluğu sivil 300 binden fazla insan yaşamını yitirdi. Ülkenin batısında ve güneyinde Hırvatlara, doğusunda ve kuzeyinde ise Sırplara karşı ülkelerini savunan Müslüman Boşnaklar, ağır silahlarla donatılmış düşmanları karşısında önemli zaferler kazandı. “Etnik temizlik” hedefiyle yola çıkan Sırplar, Prijedor, Visegrad, Foça, Bijelina, Zvornik, Srebrenitsa gibi şehirlerde büyük katliamlar yaptı. Ülkenin doğusundaki Srebrenitsa’da sadece birkaç gün içinde 8 binin üzerinde Boşnak erkek hunharca katledildi.Srebrenitsa’da yaşananlar daha sonra uluslararası mahkemelerce de “soykırım” olarak tanımlandı. Sırp güçlerinin kuşatması altında 3,5 yıl kalan ve her gün bombalanan başkent Saraybosna’da, 10 binden fazla sivil hayatını kaybederken, tarihi ve kültürel mirasa büyük zararlar verildi. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Avrupa’daki en büyük katliam ve yıkımların yaşandığı kanlı savaş, Dayton Barış Anlaşması ile son buldu.

Dayton Barış Anlaşması’nın ne kadar adil olduğu ise yıllarca tartışıldı. Boşnak Lider Aliya’nın “Bu adil bir barış değil ancak savaşın devam etmesinden daha adil. İçinde bulunduğumuz bu durumda ve böyle bir dünyada daha iyi bir barış sağlanamazdı.” ifadeleri, Boşnak kesiminin Dayton’a dair en net düşüncelerini ortaya koyuyor.

Anlaşma kördüğüme neden oldu

Dayton Barış Anlaşması, Bosna Hersek’te savaşı sonlandırsa da ülkeye karmaşık bir yapı getirdi. Boşnak, Hırvat ve Sırplar, anlaşma ile “ülkenin kurucu halkları” kabul edildi. Ülke, nüfusunun büyük çoğunluğunu Hırvat ve Boşnakların oluşturduğu Bosna Hersek Federasyonu (FBIH) ve Sırp nüfusun yoğun olduğu Republika Srpska (RS) entiteleri ile özel statüdeki Brcko Bölgesi’nden oluşuyor. FBIH entitesi de her birinin ayrı hükümeti ve meclisi olan 10 kantona bölündü.

Devletin en üst makamı ise Boşnak, Sırp ve Hırvat 3 üyeden oluşan Devlet Başkanlığı Konseyi. 4 yılda bir yapılan genel seçimlerde konsey üyeliğine seçilen isimler, dönüşümlü olarak sekiz aylığına “konsey başkanlığı” yapıyor. Konseyin Hırvat ve Boşnak üyeleri, FBIH’de yaşayan seçmenler, Sırp üye ise RS’de yaşayan seçmenler tarafından seçiliyor.

Ülkede ayrıca “Yüksek Temsilci” de görev yapıyor. Geniş yetkilerle donatılmış Yüksek Temsilci, Devlet Başkanlığı Konseyinin üyeleri dahil olmak üzere ülkedeki tüm diğer devlet yetkililerini görevden alma hakkını elinde bulunduruyor.

Dayton’un neden olduğu bu karmaşık yapıda, kanton, entite ve devlet düzeyinde 5 başkan (3’ü konsey üyesi), 13 hükümet başkanı ve 136 bakan bulunuyor.Bu karmaşık yapı, birçok kez hükümetler arasında yetki kargaşasına da neden oluyor.

BalkanNews

Read Previous

Fas, Fransa maçıyla Dünya Kupası’nda “sömürgeci ülkelere” karşı yeni bir zafer peşinde

Read Next

Kosova, AB ile vize serbestisi için bir adım daha attı