Eski Yugoslavya dahilindeki altı cumhuriyetten biri olan Bosna Hersek, uzun bir tarihe sahip. Bosna’da 1992-95 yılları arasında yaşanan savaş da bu tarihin en önemli bölümlerinden birini oluşturuyor. İşte, Bosna’daki savaşa ilişkin ilginç detaylar;
Bosna bağımsızlığını ilan ettikten sonra çok milletli bir ülke oldu. En önde gelen gruplar nüfusun yaklaşık yüzde 45’ini teşkil eden Müslüman Boşnaklar, yüzde 31 Ortodoks Sırplar ve yüzde 17 Katolik Hırvatlar şeklinde. Bosnalı Sırplar, Saraybosna şehrine saldırdıklarında, yaklaşık dört yıl süren bir bağımsızlık savaş başladı ve esas olarak Müslümanlar hedef alındı. Bosnalı Sırplar, ülkenin kırsal kesimlerinde etnik temizlik yaptı.
– Birleşmiş milletler, 1995 yılında her iki taraf arasında gerçekleşen Dayton Barış Anlaşması’nın kabul edilmesinde yardımcı oldu. Bu anlaşma, Bosna’yı Boşnak-Hırvat Federasyonu ve Bosna Sırp Cumhuriyeti tarafından oluşturulan tek bir devlet olarak tanımlıyor. Ayrıca Birleşmiş Milletler, bugüne kadar yetmişten fazla kişiyi savaş suçundan mahkûm etti.
– 1993 yılında, kuşatılmış Saraybosna da tertiplenen güzellik yarışmasında “Bizi öldürmelerine izin vermeyin” yazılı bir pankart açıldı. Pankartı açan kişi Inela Nogic’ti ve o zaman sadece 17 yaşındaydı. Kendisiyle birlikte 12 genç kız, sahnede pankart açtıklarında arkada “Eve of Destruction (Yıkımın Arifesi)” şarkısı çalıyordu. Güzellik yarışması, o dönemde Saraybosna’da yaşayan 380.000 kişinin savaşa rağmen normal yaşamlarına devam etme isteklerinin bir temsiliydi.
Goran Jelisiç, BM ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin cinayet, kötü muamele, yağmalama ve insanlık dışı eylemlerden dolayı mahkûm ettiği eski bir Sırp polisiydi.1992’de “Sırp Adolf” olarak anılmaktaydı. Müslümanları sistematik olarak öldürdü, kadınlara tecavüz/taciz etti ve savaş esirlerinin değerli eşyalarını çaldı. Sonunda savaş suçlarından dolayı 40 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
– Srebrenitsa Anıt Mezarlığı’na, Doğu Bosna’daki toplu mezarlardan kimlikleri tespit edilen binlerce soykırım kurbanının cenazesi gömüldü. 2012’de, toplu cenaze töreni düzenledi ve sadece o yıl 615 cenaze toprağa verildi. Mezarlık, 2003 yılında eski ABD Başkanı Bill Clinton tarafından açıldı. Mezarlığa başlangıçta sadece 600 cenazeye ait kalıntılar gömülmüştü.
– Bosna Savaşı’nın başlamasından 20 yıl sonra bile, etnik gruplar arasında hala derin bir bölünme bulunmakta. Mostar bunun için mükemmel bir örnek; Hırvatların şehrin batı yakasını, Müslüman Boşnaklar ise doğu yakasını elinde tutmakta. Etnik çizgilerle ayrı şehirde her iki taraf için iki farklı itfaiyeye ekibi var ve bölünmüşlük bariz bir şekilde ortada.
– Yüksek mahkeme, eski Bosnalı Sırp lider Radovan Karadzic’i Bosna Savaşı’ndaki rolünden dolayı ömür boyu hapse mahkum etti. Kendisi soykırım ve 7.000’den fazla Müslümanı öldürülmekle suçlandı. Başlangıçta sadece 40 yıl mahkûm edilecekti fakat yargıçlar cezasını müebbet hapse çevirdi.
– 2012 Nisan ayında Saraybosna’nın ana caddelerinden olan Mareşal Tito Caddesi’nde 11.000’den fazla kırmızı sandalye sıralandı.Savaşın 20. yıl dönümününde dizilen bu sandalyeler kurbanları simgeliyordu.
– Bosna Savaşı, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’daki en kanlı çatışmaydı. Buna rağmen BM olaya zar zor müdahale etti ve tek müdahalesi, BM Koruma Gücü’nün ara sıra bölgelere asker göndermesiydi.
– Savaşın, çoğunlukla yiyecek-malzeme eksikliği ve yerinden edilme nedeniyle insanların sağlığı üzerinde yıkıcı etkileri oldu. Etnik temizlik, insanların hastalığa ve hatta ölüme karşı savunmasızlığını artıran önemli değişimlere yol açtı. Savaş, yarım milyondan fazla insanın öldürülmesi, yaralanması veya yerinden edilmesiyle sonuçlandı. O zamanlar Bosna’nın sağlık sistemi bu konulara ve hatta temel ihtiyaçlara cevap verecek durumda değildi.
– Bosna’nın demografi yapısı kaçmak için çok genç yaşlı veya zayıf olanların giderek arttığı daha savunmasız bir nüfus haline gelmekteydi. Araştırmacılar, savaş sırasında çocukların ve yaşlıların oranının arttığını ve bu bireylerin dış etkenlere daha duyarlı oldukları için halk sağlığını etkilediğini ileri sürdü.
– Etnik temizliğin bir diğer sonucu ise nüfusun yüzde 21 ila 76’sı savaştan dolayı göç etmeye zorlanmasıydı. Bu değişimler, önemli ölçüde mülteci nüfusuna sahip olunmasını sağladı. Banjaluka ve Doğu Bosna gibi yerlerde, nüfusun yüzde 50’sinden fazlasını yerinden edilmiş insanlar oluşturuyordu.
– Yiyeceklerin yanı sıra su kıtlığı da mevcuttu. Savaştan önce Saraybosna’nın su tüketimi kişi başına günde yaklaşık 200 litre idi. Su pompa istasyonlarında, güç için bir elektrik sistemi kullanılıyordu. Fakat savaş sırasında, elektrik kullanımı çok kısıtlıydı. Bu yüzden su dağıtımı ciddi şekilde sapmaya uğradı. Temmuz 1993’te Saraybosna’da su, kişi başına günde iki ila üç litre olarak paylaştırılıyordu.
– Savaştan önce Bosna’da, binaları ısıtmak için çoğunlukla doğal gaz kullanılıyordu. Ancak savaş sırasında boru hatları kapatıldı. Neyse ki, dış yardım yoluyla desteklenen bir proje, Saraybosna’daki 20.000 kişiyi doğal gaz boru hattına yeniden bağlamayı başardı ve Kasım 1993’e kadar ısınmayı sağladı.
Savaş çoktan sona ermiş olsa da Bosna-Hersek hala derin etnik bölünmeler yaşıyor. Bosna Savaşı ile ilgili bu bilgiler, gelecekte benzer bir çatışmayı önlemek için savaştan alınan dersleri vurgulamaktadır.
Kaynak: Balkan News