Bosna Hersek’te Seçimler Öncesinde Hassas Dengeler

Bundan 25 yıl önce Bosna’nın Lasva Vadisi’ndeki Ahmiçi köyüne sabahın erken saatlerinde üç koldan saldıran Hırvat askeri birlikler Müslümanlar’a tek bir kaçış yolu bıraktı, bu yolu da keskin nişancılarla doldurdu.

Yaşanan dehşet, katliamdan kurtulan 63 yaşındaki Hasreta Ahmiç’in hafızasında hala taze. Saldırıda 120 kadar Bosnalı Müslüman’ın hayatını kaybettiği sanılıyor.

‘‘Sığınaklar yaşlılar, çocuklar ve bebeklerle doluydu. Yiyecek, içecek hiçbir şeyimiz yoktu’’ diyen Ahmiç, gökyüzünden toplar ve mermiler yağarken herkesin yer altındaki sığınaklara kaçtığını anlattı. Ahmiç suyun ve elektriğin kesik olduğu saldırı sırasında bir fırsatını bulup ahıra koştuğunu ve buradaki ineği sağarak sığınaktakilere süt taşıdığını hatırlıyor.

O gece kocası Huso onu ve üç çocuklarını güvenli bulduğu yakındaki ormana kaçırmış. Huso, bakıma muhtaç anne ve babasını almak için geri döndüğünde yaşadıkları evi alevler içinde görmüş ve anne-babasını bundan sonra hiç göremeyeceğini anlamış.

Katliamdan sağ çıkanlar 16 Nisan 1993’teki olayın hayatları boyunca peşlerini bırakmayacağını söylüyor.

Savaşan taraflar hala öfkeli 

1990’larda yaşanan ve 130 bin kişinin ölümüne neden olan Balkan Savaşları’na katılan tüm taraflar arasında öfke ve kırgınlık hakim.

Boşnaklar, Hırvatlar ve Sırplar arasında yeni nesilde ırkçılık yeniden baş gösteriyor. Özellikle ekonomik imkansızlıkların sıkıntısını yaşayan çalışan gençler geçmişin savaş liderlerini gözlerinde büyütüyor.

Helsinki İnsan Hakları Komitesi’nden Aleksandra Letiç, ‘‘Silahlı bir çatışmadan korkmuyorum çünkü zaten bir çatışma ortamında yaşıyoruz. Birbirimize ateş etmiyoruz ama kısmi barış denilen bir durum yaşıyoruz’’ diyor.

Letic, Sırplar’ın kontrolundeki Sırp Cumhuriyeti’nde yaşıyor. Burası Bosna Hersek içindeki iki özerk yapıdan biri.

Letiç bir şeyler değişmezse Bosna’nın büyük bir toplumsal çatışmanın içinde sıkışıp kalacağından endişe ediyor.

Seçimler 7 Ekim’de 

7 Ekim’de Bosna Hersek’te seçmenler cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri için sandık başına gidecek. İki özerk yapı olan Müslüman Hırvat Federasyonu ve Sırp Cumhuriyeti’nde de bunlardan ayrı olarak cumhurbaşkanı ve yasama organı seçimleri yapılacak.

Seçimleri daha da karmaşık hale getiren, Boşnak Hırvat Federasyonu’nun üzerinde mutabakata varılan bir seçim yasası olmaması. Bu durum bu bölgelerde hükümet kurulmasına engel olabilir. Bu da kritik Avrupa Birliği fonlarının kesilmesine yol açabilir.

Sırp Cumhuriyeti’nde 2010’dan beri görevde olan Cumhurbaşkanı Milorad Dodik yeniden seçilmek istiyor. Dodik daha önce de iki dönem başbakanlık yapmıştı.

Muhalefet lideri ve Demokratik İlerleme Partisi Başkanı Branislav Borenovic, Dodik’i ülkede korku atmosferi oluşturmakla suçluyor.

‘‘Yeni nesil siyasetçilere ihtiyaç var’’ 

Mevcut siyasi elitin günlük konuları tartışmaktan çekindiğini söyleyen Borenovic, Sırplar’ın kontrolündeki özerk cumhuriyetin geçmişin etnik düşünce yapısından uzak yeni nesil siyasetçilere ihtiyaç duyduğunu söylüyor.

Borenovic her iki özerk bölge için de seçimin bir dönüm noktası olmasını umuyor ancak jeopolitik çıkarlarla ABD, Avrupa, Rusya ve Türkiye gibi dış güçlerin bölgedeki yarışının etnik düşmanlığı yeniden alevlendirmesinden kaygı duyuyor.

‘‘ABD dost ve müttefik’’ 

ABD’yi ‘‘büyük müttefik ve dost’’ olarak tanımlayan Bosna Hersek cumhurbaşkanlığının önde gelen adaylarından Şefik Caferoviç, “Eğer ABD olmasaydı burada her şey çok farklı olurdu’’ diyor.

Caferoviç’e göre Balkanlar için iyi bir gelecek ancak tüm Balkan ülkelerinin Avrupa Birliği’ne katılmasıyla mümkün olabilir.

‘‘Rusya’nın başka hırsları var diyen’’ Caferovic, Rusya’nın Bosna Hersek’in NATO üyeliğini desteklememesinin lişkilerde sorun teşkil ettiğini söylüyor.

Dodik’in seçim kampanyasında Sırp milliyetçiliğinin geleneksel müttefiklerinden olan Rusya kartını oynaması, bir ayağının Balkanlar’da olmasını isteyen Rusya’yı memnun etti.

Kremlin yakın takipte 

Cuma günü Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Bosna’yı ziyaret etti ve bu ziyaretin Ekim’de yapılacak seçimlerle ilgisi olmadığını savundu. Lavrov, Kremlin’in Dodik’i desteklediği iddialarını reddetti ve Kremlin’in Bosna Savaşını bitiren 1995 tarihli Dayton Anlaşması’na bağlı olduğunu söyledi.

Kremlin geçen yıl Karadağ’da bir darbe planına karışmakla ve ülkenin NATO üyeliğini sabote etmekle suçlanmıştı. Batılı diplomatlar Rusya’nın Makedonya’daki isim anlaşması referandumunu da etkilemeye çalışmasından endişe ediyor. Anlaşma Makedonya’nın komşusu Yunanistan’la ilişkilerini normalleştirme çabalarından.

Kremlin suçlamayı reddediyor.

Dodik, seçimden kısa süre önce Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’i ziyaret etmeyi planlıyor. Bu 2011’den bu yana ikilinin dokuzuncu görüşmesi olacak. Dodik’in Kremlin’le yakın bağlarının Sırp Cumhuriyeti’nin milliyetçi oylarını kazanmasında kendisine yardımcı olacağı tahmin ediliyor.

 

 

amerikaninsesi.com

Read Previous

Hırvatistan’da “Balkan Konferansı”

Read Next

Yunanistan’ın sığınmacı fonu kullanımına inceleme

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *