Bosna-Hersek’in kültürel ve tarihi zenginlikleriyle bilinen Tuzla şehri, hem tarih meraklıları hem de doğaseverler için eşsiz bir adres. Şehrin köklü geçmişi, Bizans dönemine kadar uzanırken, bugün ziyaretçilere hem tarihî hem de doğal güzellikler açısından zengin bir deneyim sunuyor.
Hem tarih meraklıları hem de doğa tutkunları için çeşitli seçenekler sunan Bosna-Hersek Tuzla Kantonu, her geçen gün daha fazla turist çekiyor. Tuzla’nın tarihi tuz madenlerinden, mineral zenginliğine sahip göllerine ve renkli kültürel etkinliklerine kadar, bölge keşfetmeye değer bir yer. Geçtiğimiz günlerde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın girişimleri ile İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan Tuzla Uluslararası Havalimanı’na aktarmasız uçuş seferleri başlatıldı. Biz de Yeni Şafak olarak aktarmasız uçuştan yararlanarak Tuzla’ya gittik. Tuzla’nın tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerini gözlemledik.
Adını madenden alıyor
Kanton, adını tarihte önemli bir yer tutan tuz madenlerinden alıyor. Tuzla’nın tuz madenleri, bölgenin 13. yüzyıldan beri ekonomisinin temel taşlarından biri. Madenler, günümüzde modern müzeler ve sergi alanları olarak restore edilmiş şekilde hizmet veriyor. Tuzla Tuz Müzesi, eski tuz üretim yöntemlerini ve madenlerin tarihini detaylı bir şekilde sunarken, ziyaretçilere interaktif sergilerle geçmişe dair etkileyici bir yolculuk yapma fırsatı veriyor. Aynı zamanda madenlerin çevresindeki tarihi yapılar ve eski işçi yerleşimleri, bölgenin geçmişine dair önemli ipuçları sunuyor.
Sağlık için de cazibe merkezi
Tuzla Kantonu’nun doğal güzellikleri arasında en dikkat çekeni Pannonian Tuz Gölleri. Bu üç yapay göl, mineral açısından zengin sularıyla hem yerel halk hem de turistler tarafından sağlık ve dinlenme amacıyla kullanılıyor. Göller, yüzme, güneşlenme ve terapi amaçlı olarak kullanılabilen geniş kumsallara sahip. Bölgedeki ormanlık alanlar ve doğal parklar, doğaseverler için mükemmel bir kaçış noktası.
Tuzla Kantonu, zengin kültürel mirası ve geleneksel vetkinlikleri ile de tanınıyor. Bölgedeki festivaller, geleneksel Bosna müziği, dansları ve el sanatlarını tanıtarak, ziyaretçilere Bosna-Hersek’in kültürel çeşitliliğini deneyimleme fırsatı sunuyor. Özellikle yaz aylarında düzenlenen Tuzla Kültür Festivali, yerel müzik gruplarının ve sanatçıların performanslarına ev sahipliği yapıyor. Ayrıca, bölgenin geleneksel yemekleri ve el yapımı ürünleri, ziyaretçilere Bosna mutfağının ve zanaatlarının derinliklerine dair bir bakış sunuyor.
Orta Çağ’ın izleri kalede
Tuzla Kantonu’nun bir parçası olan Srebrenik şehri, Srebrenik Kalesi ile ünlü. Bu kale, Bosna-Hersek’in en iyi korunmuş ortaçağ kalelerinden birisi olma niteliği taşıyor. 1333 yılında inşa edilen kale bölgenin tarihine ışık tutuyor. Kale, güzel manzarası ve tarihi atmosferiyle ziyaretçileri kendine çekiyor. Osmanlı döneminden kalan camiler de ziyaretçilerin uğrak noktası. 16. yüzyılda inşa edilen Cojluk Camii sade, zarif mimarisi, ahşap minaresi ve taş işçiliğiyle öne çıkıyor. Geçmişte savaş ve doğal afetler nedeniyle zarar görmüş olmasına rağmen, çeşitli restorasyon çalışmalarıyla orijinal haline sadık kalmış durumda. Yine Osmanlı dönemine ait bir başka eser ise Derviş Hacı Hasan Bey Camii. Cami Bosna Hersek’te ayakta kalan 5 ahşap camiden birisi.
Yerel kültür Zivinice’de
Doğa ile tarihin buluştuğu Zivinice kasabası da yine Tuzla Kantonu’na bağlı. Ormanları, nehirleri ve gölleriyle doğa severler için cazip bir destinasyon. Zivinice aynı zamanda, yerel kültürü ve geleneksel Bosna-Hersek yaşamını deneyimlemek isteyenler için de ilgi çekici. Kasabanın tarihi yapıları, Osmanlı dönemine ait izler taşıyor ve yerel pazarlar, geleneksel el sanatları ve Bosna mutfağının lezzetlerini deneyimleme fırsatı sunuyor.
Etno Avlu’da kırsal yaşam
Mackovac Etno Avlusu, Bosna-Hersek’in kırsal yaşamını, geleneksel mimarisini ve el sanatlarını yaşatmayı ve ziyaretçilere tanıtmayı amaçlıyor. Avluda, geleneksel Bosna-Hersek evleri, ahşap yapılar, su değirmenleri ve zanaat atölyeleri bulunuyor.
Kladanj mistik havası ile öne çıkıyor
Kladanj kasabasının yakınlarında yer alan Kladanj’daki Kız Mağarası hem doğal yapısıyla hem de tarihi ve efsanevi hikayeleriyle ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Mağara, adını bölgedeki bir efsaneden alıyor. Rivayete göre, Osmanlı döneminde bir kız, zorla evlendirilmekten kaçmak için bu mağaraya sığınmış ve burada izini kaybettirmiş. Bu hikaye, mağaraya mistik bir hava katıyor ve yerli halk arasında hâlâ anlatılıyor. Sarkıt ve dikitleriyle dikkat çeken Kız Mağarası, doğa yürüyüşü ve keşif için ideal bir nokta.
Türkiye ile bağ güçlenecek
Srebrenik Belediye Başkanı Adnan Bjelic, “İstanbul seferlerinin başlatılmasının Türkiye ile olan bağlarımızı daha da derinleştireceğine ve bu adımın bölgemizin kalkınmasının ilerlemesine katkı sağlayacağına inanıyorum. Özellikle bu uçuşların ekonomik ve ticaret kalkınma ve turizm teklifinin her iki yöne de genişletilmesi konusunda olumlu bir etkisi olmasını umuyorum” diye konuştu.
Katliamın anıtı
Tuzla’da Kapija olarak adlandırılan meydan, 1995 yılında Sırp kuvvetleri tarafından bombaladı. Bu saldırıda 71 kişi hayatını kaybetmiş, 120’den fazla sivil yaralanmıştı. Tuzla’da eskiden şehrin doğu girişi olması nedeniyle “Kapija” olarak adlandırılan meydanda, şehir sakinleri her yıl 25 Mayıs’ta anıt ile katliam kurbanlarının kabirlerine çiçek ve çelenk bırakıyor.
Restorasyon Türkiye desteği ile
Bosna-Hersek’in Tuzla kentindeki en eski cami olan Atik Behram Bey veya Alaca Camii, Türkiye Cumhuriyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle yeniliyor. Bosna Hersek’in milli anıtı kategorisindeki eser, 1888’de sahip olduğu kubbeye yeniden kavuşacak.
Kaynak: yenişafak