Bu ay küresel ortalama sıcaklığın sanayi öncesi dönemin 1,3 ila 1,7 derece üzerinde ve mutlak küresel ortalama sıcaklık açısından da temmuzun, şimdiye kadar kaydedilen “en sıcak ay” olacağı tespit edildi.
Haziran 2023’ün “en sıcak haziran ayı” olarak kayda geçmesinin ardından rekor sıcaklıklar temmuzda şiddetini artırdı ve bu nedenle şu anda Kuzey Amerika, Asya ve Avrupa’nın büyük bölümünde sıcak hava dalgaları, Kanada ve Yunanistan başta olmak üzere birçok noktada orman yangınları yaşanıyor.
İnsan faaliyetlerinden kaynaklanan küresel ısınmanın yol açtığı rekor sıcaklıklar, küresel ortalama sıcaklık artışının 1850’den beri 1,2 dereceye ulaşmasıyla etkisini daha da şiddetli hissettiriyor.
Leipzig Üniversitesi’nden iklim bilimci Karsten Haustein’ın bu ayın sonuna kadar tahmin edilen sıcaklıklar da dahil olmak üzere ön verilere dayanarak yaptığı analize göre, Temmuz 2023’teki ortalama sıcaklık, sanayi öncesi dönemdeki sıcaklık ortalamasının 1,3 ila 1,7 derece üzerinde ve Temmuz 2019’daki rekor sıcaklık seviyesinden 0,2 daha sıcak olacak.
Bu ay sıcaklık artışının aylık bazda 1,5 dereceye ulaşmış olması, hükümetlerin Paris Anlaşması’nda belirlendiği üzere, küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırmada henüz başarısız oldukları anlamına gelmese de rekor sıcaklık artışları emisyonları azaltmaya yönelik eylemlerin hala yetersiz olduğu ve ülkelerin anlaşmaya uymayan bir yolda ilerlediği gerçeğini yansıtıyor.
Yeni sıcaklık rekorları görülmesi çok muhtemel
Haustein, verilere ilişkin değerlendirmesinde, temmuzun en sıcak ay olacağının neredeyse kesin olduğunu belirterek, “Sadece en sıcak temmuz ayı değil, aynı zamanda mutlak küresel ortalama sıcaklık açısından şimdiye kadarki en sıcak ay olacak.” ifadesini kullandı.
Temmuzdaki sıcaklık rekorunun tropikal Pasifik’teki El Nino’nun henüz ilan edildiği sırada yaşandığına işaret eden Haustein, El Nino’nun rekor sıcaklıklara etkisi bulunduğunu ancak bu tür rekorların görülmesinin temel nedeninin insan faaliyetlerinden kaynaklanan emisyonların yüksek seviyede devam etmesi olduğunu belirtti.
Haustein, El Nino’nun etkilerinin ancak yılın ikinci yarısında tam olarak ortaya çıktığından haziran ve temmuzu, en azından 2024’ün başlarına kadar daha fazla rekor sıcak ayın izleyebileceğini dile getirerek, şunları kaydetti:
“Bu tür dramatik iklim değişiklikleri aynı zamanda deniz ve kara alanlarında eşi benzeri görülmemiş sıcak hava dalgalarını tetikleyerek aşırı sıcaklık riskini arttırıyor. Çin, Güney Avrupa ve Kuzey Amerika’da geçtiğimiz haftalarda rekor ya da rekora yakın sıcaklıklar görüldü. Kuzey Atlantik Okyanusu’nda da… Kuzey ve Batı Avrupa’nın bazı bölgeleri ayın büyük bir bölümünde bulutların altında kalacak kadar şanslıyken nüfusun yoğun olduğu diğer bölgelerin çoğunda, hızla ısınan bir gezegende beklenebileceği gibi, ortalamanın üzerinde sıcaklıklar görüldü.”
Emisyonları hızla azaltmak için “aciliyet” çağrısı
Danimarka Kalkınma İşbirliği ve Küresel İklim Politikası Bakanı Dan Jorgensen, analize ilişkin değerlendirmesinde, bu ayki yüksek sıcaklıkların zaten bilinen bir gerçeği açıkça ortaya koyduğunu belirterek, “Küresel ısınmanın yıkıcı etkileri bir gerçek ve her bir derecelik artışla daha da kötüleşecek. Bu, gezegendeki tüm yaşam için bir tehdit. Hayatları ve geçim kaynaklarını kurtarmak için şimdi küresel şekilde harekete geçmeliyiz. Doğru yolda değiliz ancak G20 ülkeleri gidişatı değiştirme gücüne sahip. Onları bu gücü kullanmaya çağırıyorum.” ifadelerini kullandı.
Birleşik Krallık İklim Değişikliği Komitesi Geçici Başkanı ve Leeds Üniversitesi’nde görevli Profesör Piers Forster, sera gazı emisyonları nedeniyle kara alanlarındaki aşırı sıcakların küresel ortalama sıcaklıktan iki kat daha hızlı arttığına işaret ederek, “Daha önce 10 yılda bir görülen sıcak hava dalgaları, artık 2-3 yılda bir görülüyor ve görüldükleri zaman ortalama iki derece daha sıcak yaşanıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Sıcak hava dalgalarına karşı acilen adaptasyon önlemlerinin alınması gerektiğini vurgulayan Forster, karbondioksit ve metan emisyonlarının hızla düşürülmesi için şimdiden harekete geçilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Sıcak hava dalgalarının sıklığı ve şiddeti “olağandışı”
Oxford Üniversitesi Smith İşletme ve Çevre Okulu Öğretim Görevlisi Laurence Wainwright ise son yıllardaki sıcak hava dalgalarının sıklığı ve şiddetinin olağan dışı olduğuna dikkati çekti.
Fosil yakıtların yol açtığı iklim değişikliği nedeniyle bu aşırı olayların yaşandığını kaydeden Wainwright, “Altyapımızı, şehirlerimizi, evlerimizi ve sağlık sistemlerimizi dünyanın birçok bölgesinde yeni norm haline gelen sıcak hava dalgalarına hızla adapte etmekle kalmamalı, her şeyden önce karbon emisyonlarını azaltmak için hızla çalışmalıyız. Kelimenin tam anlamıyla ateşle oynuyoruz ve buna bir son vermenin zamanı geldi.” ifadelerini kullandı.
Hakemli tıp dergisi Lancet Geri Sayım İcra Direktörü Marina Romanello, küresel ısınmayı önlemeye karşı eylemsizliğin “affedilemez” olduğunu ve dünya çapında milyonlarca insanın bunun bedelini şimdiden hayatlarıyla ödediğini belirtti.
AA