Brüksel’in en eski patates kızartması dükkanlarından birini işleten Kemal Vuciterna, çocukken öğrendiği ve hala unutmadığı Türkçesi ile iyi patates kızartmasının sırlarını anlattı.
Belçika’nın meşhur patates kızartmasını, Belçikalılara yıllardır bir Kosovalı yediriyor. Başkent Brüksel’deki en eski patates kızartması dükkanlarından birini 33 yıldır işleten Kemal Vuciterna, iyi patates kızartmasının sırrının patatesin çeşidi, kullanılan yağ ve pişirme tekniğinde yattığını söyledi.
Kemal Vuciterna, Brüksel’in turistik Sablon bölgesindeki tarihi Notre Dame Kilisesi’nin hemen yanı başında bulunan patatesçisinde 33 yıldır patates kızartması yapıyor. Brüksel’in en eski patatesçilerinden Kemal Vuciterna, iyi patates kızartmasının sırrını ve kendi hikayesini AA muhabirine anlattı.
Kosova’nın Prizren kentinde doğan ve 15 yaşına kadar orada yaşayan Vuciterna, 1980’lerin başında Brüksel’e geldikten sonra amcasının 47 yıl önce aynı yerde açtığı patatesçide başlayan hikayesinin devamını şöyle aktardı:
“İlkokulu Kosova’da okudum. Türkçe eğitim aldım. Sonra 15 yaşında buraya amcamın yanına geldim. Buraya geldiğimde benim amcam bir Yunan ile çalışıyordu. Ben burada 3 yıl okul okudum. Sonra burada çalışmaya başladım. Okul olmadığı zaman buraya geliyordum çalışmaya. Benim hikayem burada başladı. Ben başka bir şey bilmem.”
İyi patates kızartmasının sırrı
Kemal Vuciterna, basit gibi görünen patates kızartmasının nasıl iyi yapılacağının tarifini verdi. Patatesin çeşidi, kullanılan yağ ve kızartma tekniğinin iyi bir patates kızartması için önemli olduğunu vurgulayan Vuciterna, Belçika’nın patates kızartmasının neden meşhur olduğunu şöyle anlattı:
“Birincisi, patatesin soyu (türü). Buna Bintje diyorlar. Kızartma yapmak için en iyi patates. Burada yetişiyor. Hollanda’da, Lüksemburg’da da yetişiyor. En iyi kızartma bunlardan olur. Mısır yağı kullanıyoruz. Onunla iyi patates olur. Bazen ben biraz pişirirken zeytinyağı atıyorum. İyi kalitelisini atıyorum. Onun acı tadını veriyor.”
Vuciterna, patatesin çeşidi ve kullanılan yağdan sonra kızartma tekniğinin önemini vurguladı. Donmuş değil, taze patates kullandığını söyleyen Vuciterna, patatesi nasıl kızarttıklarını şöyle tarif etti:
“Patates iki sefer kızartılıyor. Önce az kızartıyoruz. Yarı pişmiş oluyor. İlk kızartmada yumuşamış oluyor. 125 derecede yarı kızartma olduktan sonra çıkarıyoruz. Çıkardığımız zaman bunlar istirahat ediyorlar. Müşteriler geldiği zaman bir paket veya iki paket atıyoruz. O zaman temperaturası (ısısı) daha yüksek. 170’den 173’e kadar olabilir.”
İyi bir kızartmada patatesin nasıl kesileceğinin, kaç milimetre kalınlığında olacağının bile önem taşıdığını ifade eden Vuciterna, “12 milimetre kalınlığında olmalı. Bunlar piştiği zaman, müşteriye verdiğimiz zaman 7-10 dakika sıcak kalıyor. Dışı çıtır oluyor, içi yumuşak. Patates tadını alıyorsun.” dedi.
“Evde hala Türkçe konuşuyoruz”
Haftanın her günü günde 12 saat çalışan Vuciterna, yaz tatillerini mutlaka Kosova’da geçiriyor. Vuciterna, kardeşlerinin de yaşadığı Kosova ile bağlarını koparmak istemiyor, dillerini ve kültürlerini korumak istiyor.
Vuciterna, hiç Türkiye’de yaşamamasına rağmen iyi Türkçe konuşuyor. “Biz evde de hala Türkçe konuşuyoruz. Kendi ailemiz içinde hem Arnavutça hem Türkçe konuşuyoruz.” diyen Vuciterna, çocukluğunda İstanbul’a hem alışverişe hem de gezmeye gittiklerini anlattı.
En son 2 yıl önce gittiği Türkiye’nin çok değiştiğini ve güzelleştiğini söyleyen Vuciterna, “Ben o tarafları çok seviyorum. Çünkü bizim dedelerimiz belki o taraflardan.” ifadelerini kullandı.
Emekli olduktan sonra Kosova’ya yerleşmeyi planlayan Vuciterna, “Bütün hayatım boyunca çalıştım bir küçük ev yapayım, çocuklarımı da yerleştireyim o taraflara diye. Oraları çok özlüyorum. Memleketimi çok seviyorum.” diye konuştu.
AA