1. Her toplumun belirli bazı korkuları vardır. Her konuda farklı olduğumuz gibi bizim korkularımız da haliyle farklı oluyor. Hangi toplumda cumhurbaşkanının bir konuya el atması korkusu var? Uygar toplumlarda liderlerin konulara ve sorunlara el atması beklenir. Bizde özellikle cumhurbaşkanıyla ilgili ters bir algı oluşmuş durumda. Hükümet kurma yetkisini vermemesindeki olayları hatırlayın( O 61 milletvekili buraya gelecek). En son diller yasasıyla iligli konuda da korkulan oldu ve cumhurbaşkanı bu konuya da el attı. Ve gelinen en son durumda meclisin çalışması muhalefet partisinin verdiği 35 bin önergeyle engelleniyor. 35 bin önerge nedir arkadaş? Önerge nedir? Cidden nedir?
2. Şimdi bu milletvekileri var ya. Hani şu 35 bin önergeyi verenler. Önerge vermeyenler de. Önergenin ne olduğundan bihaber olanlar da var ya. Hani dört yıl mecliste yan gelip yatanlar da var ya. Eee ne olmuş onlara? İşte onlar gündemlerine farklı bir konuyu daha taşımışlar. Kendilerinin yol masraflarını meclis tartışmasına getirmişler. Milletvekillerin yol masrafları aldıkları maaşlarından nerdeyse iki katıymış. Yani iki yıllık yol masrafı dört yıl aldığı maaşa denk geliyormuş. Şaka değil gerçek. Dört yıllık dönemde 5 milyon euroluk bir yol masrafı çıkmış. Daha da ilginç olan, böyle bir tartışmayı gündeme 15 yıldır iktidarda olan bir parti getiriyor. 15 yıldır nerdeydiniz şapşikler diyesi geliyor insanın. Yok yok bu sadece seçmenlerin aklıyla alay etmektir. Seçmenin aklı varsa tabi. Yol masraflarını kökten kaldırmanın bir çözümü mevcut. Vekiller meclise gelmesinler böylece ortada yol masrafı falan kalmaz. Devlet memurları yan gelip yatarken maaş alabiliyorsa vekiller niye almasın. Geçen dönemde muhalifler meclisi boykot etmişlerdi bu dönem de şimdiki muhalifler meclisi boykot ediyor. Yani yarısı kafadan yok. Diğer yarısını meclise getirmemenin bir yolunu bulmak şart oldu. Yoksa batarız…
3. Diaspora diye bir şey var. Diasporanın ne olduğuyla ilgili toplumun yüzde doksanının bir fikri olduğunu sanmıyorum. Umurlarında da olduğunu sanmıyorum. Toplumun yüzde doksanını bu işin içine katarak ne yapmaya çalıştığımı anlamadım. Yüzde onun suçu ne? Diaspora seçimden seçime duyduğumuz bir şey. Diasporadan gelen milletvekilleri sağolsun diasporayı hatırlatıyor. Gelmeseler vay halimize hatırlamayacağız. Çok janjanlı bir isim. Janjanlı olmasından başka bir işe de yaramıyor. Yeni öğrendim diaspora bakanımız da varmış. Daha önce öğrensem sanki çok işime yarayacaktı. Okuyucu sitem ediyordur yazılarını okuduğumuz adama bakın herşeyden bihaber. Aslında okuyucunun yüzde doksanı da benden öğrendi. Bu yazıda bir yüzde doksan takıntısı oluştu. Şimdi diaspora da nerden çıktı? Son günlerde isim sorunuyla ilgili tartışmalar hız aldı. Sorunun çözümüne yaklaştıkça diaspora devreye girmeye başladı. Yunanlar bize vuruyor ses diasporadan geliyor. Bu diasporacılar arabulucumuzu BM’ye şikayet edeceklermiş. ‘Bakın BM’deki abiler, bu arabulucu var ya bu arabulucu çok yaramaz biri haa’ diyceklermiş. İsim değişikliğine karşılar. Nimitz’e karşılar. Yunana karşılar. Peki kim ki bu adamlar? Makedonya’yla sadece ve sadece gönül bağları olan, Makedoncaları kıt olan, bir eli yağda bir eli balda olan, uzaktan ahkam kesmeyi bilen ve ölmeyi bayılmak sanan bir güruh. Boşuna demiyor Reis bekara karı boşamak kolay diye. Karıyı geçtim bu gidişle bunlar kumayı bile boşarlar…
4. Arnavut Tiyatrosunun yapımına ne zaman başlanıldı bilmem ama tiyatronun yapımı yarıda kalmış durumda. Yeni yayınlanan bir haberde tiyatroyla ilgili işlerin arap saçına döndüğünü gösteriyor. Daha önceleri iflas etmiş bir şirket yeni bir isimle tekrardan bu binanın yapımı için ihaleyi kazanıyor. Sonra… sonrası daha karışık. Boşuna Arap saçı demedim. İyi de bize ne bundan? Cidden bize ne Arnavut Tiyatrosu’ndan? Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla. Okuyucu sana söyledim temel atma töreninde boyboy fotoğraf çekenler anlasın.
5. Kırçova’da Türk öğrenciler eğitimi okula gitmeyerek boykot etme kararı almışlar. Bu karardan sonra tabi bu bölgede Türkçe eğitimi gören öğrencilerin sorun yaşadıkları ortaya çıktı. Yani öğrenciler kendi sorunlarını anca okula gitmeyerek dile getirebiliyorlar. Bu sorunlar sadece Kırçova’da yok, Makedonya’nın her yerinde mevcut. Bu konuyla ilgili yapılan bir çalışma tabiki de oda yok. İktidar partisinden bir vekilimiz sorunun ne olduğuyla ilgili bir röpörtaj vermiş ağzına sağlık. Fakat konuşmalarında sadece sorunun ne olduğunu anlatmış. Çözüme dair hiçbirşey yok. Yetkililerle iletişimdeyiz falan, filan. Doktora gittiniz, doktor da size hastalığınızla ilgili bir sürü açıklama yaparak bunun yanında hastalığın latince ismini de söyledi –ki doktorlar buna bayılır- mesela ‘Beyefendi sizin Diabetes Mellitusunz varmış’ dedi. Fakat hiç bir tedavi yazmadı. Ne oluyor? Siz Diabetes Mellitusunuzla yaşamak zorunda kalırsınız. Vekilimizin konuşmasının bundan bir farkı yok. Hey Kırçovalı Türkler sizin Quaestio Dicipli’nanız var..