Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı bir asra yakın süredir Yunanistan vatandaşı olarak yaşadığı topraklarda son yıllarda devletin gelenek haline getirdiği “yok sayma” ve “inkâr” siyasetiyle yüzleşmeye devam ediyor.
Haber-Analiz: Bilal BUDUR
Yunanistan devletinin ulusal ve uluslararası alanda Batı Trakya Türklerine yönelik baskıları bir yandan vatandaşı olan Batı Trakya Müslüman Türklerini incitmeye devam ederken, diğer yandan bu tavırlar demokrasi ve insan hakları bağlamında da ülkemizi yaralamaya ve devlet ile azınlık arasında arzulanan güven ortamını zedelemeye devam ediyor.
Son dönemde, önceki Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos’un bölgemize çeşitli vesilelerle yaptığı ziyaretlerde, her defasında Batı Trakya Türklerinin kimliğine yönelik “Yunan Müslüman Azınlık” vurgusu yapması ile başlayan, Başbakan Miçotakis’in yaptığı ziyarette azınlık kurum ve temsilcilerini yok sayması ile devam eden ve yine geçtiğimiz günlerde yeni Cumhurbaşkanı Katerina Sakelaropulu’nun bölgemize yaptığı ziyarette azınlık kurumlarının görüşme talebine rağmen yine azınlığın yok sayılması ile gelinen noktada devletin Batı Trakya Türklerini “yok sayma” siyasetinin inatla ve ısrar devam edeceğinin sinyalleri verildi.
YAPTIKLARI BASKILARI PİŞKİNCE İNKAR EDİYORLAR
Batı Trakya Türklerinin bir çok alandaki sorunları çözümsüzlük potasında erimeye ve yok edilmeye terk edilmişken, pandemi sürecinde özellikle ezan sesine yönelik susturma girişimleri de yakın dönemde hafızalarımıza kazınan hususlardan biri oldu. Ancak gel gelelim Batı Trakya Türklerine reva gördüğü haksız uygulamaları ve yaptığı baskıcı uygulamaları her platformda inkar etmeyi gelenek haline getiren devletimiz Yunanistan, geçtiğimiz günlerde AGİT İnsani Boyut toplantısında bunun bir örneğini daha gösterdi.
25 ile 26 Mayıs 2020 tarihlerinde, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) ilk kez internet ortamında “online” olarak düzenlediği Tamamlayıcı İnsani Boyut Toplantısında “Ayrımcılık ve Hoşgörüsüzlük ile Mücadele” konusu masaya yatırıldı. Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği adına toplantıya Meltem Giritli, Onur Mustafa Ahmet ve Pervin Hayrullah katıldılar ve bu konularda Batı Trakya Türk Azınlığının son dönemde yaşadığı sorunları dile getirip Yunan devletine çözüm önerileri sundular.
Toplantının ilk günü ilk oturumda Onur Mustafa Ahmet söz alarak, Ezan ve Ramazan davulu konusunda son dönemde yaşanan sorunları, Türk Azınlığa karşı uygulanan ayrımcılık uygulamalarını, halkın tepkisine rağmen tayin edilmeye çalışılan imamlar meselesini ve son dönemde tahrip edilen Yanıköy’deki çeşme konusunu dile getirdi. BTAYTD adına konuşan Onur Mustafa Ahmet’e Yunan Delegasyonu bunların yaşanmadığını belirterek cevap verdi.
Pandemi sürecinde ve ülkemizde sokağa çıkma kısıtlamalarının olduğu dönemde ezan sesini kısmaya yönelik baskılar gerek azınlık basınında gerek diğer yerel basında yer aldı. Emniyete götürülen din görevlileri oldu. Bizzat camilere gidilerek veya telefon edilerek ezan sesinin kısılması istendi. Yanıköy’de parçalanan çeşmenin fotoğrafları basında yer aldı. Bütün bunlar ortadayken Yunan delegasyonu AGİT toplantısında bunların hiçbirinin yaşanmadığını söyleyerek büyük bir “devlet yalanı”na imza atmış oldu.
Ne yazık ki Batı Trakya Türkleri söz konusu olduğunda devletimizin vicdansızca yürüttüğü “yok sayma” ve “inkar” siyaseti Batı Trakya Türklerini her geçen gün daha fazla incitmeye ve devletle arzulanan “güven bağı“nı zedelemeye devam ediyor.
CUMHURBAŞKANI SAKELAROPULU’NUN ZİYARETİ VE SÖYLEM-EYLEM UYUŞMAZLIĞI
Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakelaropulu göreve geldikten sonra ilk ziyaretini Batı Trakya bölgesine gerçekleştirdi.
Sakelaropulu, üç günlük Batı Trakya ziyaretine 28 Mayıs Perşembe günü başladı. Ziyaretine İskeçe ilinden başlayan Cumhurbaşkanı, belediye binasında yerel yöneticiler ile görüştü. Cumhurbaşkanına, hükümet adına Makedonya – Trakya Bakanı Theodoros Karaoğlu eşlik etti.
İskeçe ziyaretinde “yasalar önünde eşitlik” vurgusu yapan ve bölgenin Müslüman ve Hıristiyanların uyum içinde yaşadığı örnek bir bölge olduğunu söyleyen Sakelaropulu’nun, azınlık temsilcileriyle görüşmemesi dikkat çekti.
İskeçe Belediye binasında kendisine fahri hemşehrilik nişanının verildiği törende konuşan Sakeralopulu, “Trakya’nın Müslüman ve Hristiyan vatandaşların birlikte huzur içinde yaşadığı, yasalar önünde eşitlik ilkesinin uygulanması konusunda örnek bir bölge olduğunu ve olmaya devam edeceğini” söyledi. Cumhurbaşkanı, bölgenin çok kültürlülük özelliğinin Trakya için önemli bir avantaj olduğunu, Trakya’nın jeopolitik açıdan da bir köprü görevi gördüğünü söyledi.
“HRİSTİYANLAR VE MÜSLÜMANLAR DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKEN BİR KÜLTÜR MOZAYİĞİDİR”
İskeçe Belediyesi binasındaki törenin ardından Cumhurbaşkanı Sakelaropulu Mustafçova Belediyesi’ne bağlı Gökçepınar köyünde bulunan (Türkçe eğitimin verilmediği) devlet ortaokulu ve lisesini ziyaret etti. Burada öğrenci ve öğretmenler tarafından yöresel kıyafetler ve çiçeklerle karşılanan Sakelaropulu, bölgenin çok kültürlülüğünün değerlendirilmesi gereken bir zenginlik olduğunu söyledi. Bölgedeki sorunları bildiğini belirten Cumhurbaşkanı, çocukların okulu erken yaşta terk etmek zorunda kaldığını, erkeklerin çalışmak için Avrupa’ya gittiğini, bu sebeple de büyük bir yük altına giren kadınların sosyal hayata yeterince dahil olamadığını belirtti.
“İki din mensupları, karşılıklı saygı ve vatana sevgi ile barışçıl ve yapıcı bir şekilde bir arada yaşıyor” diyen Sakelaropulu, bu durumun önemli bir kültür ve gelenek mozayiği olduğunu belirterek, bu mozayiğin İskeçe’nin ve bölgenin geliştirilmesi için doğru bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Gökçepınar’daki devlet ortaokulu ve lisesi ziyaretinde okula sembolik olarak üç adet laptop hediye eden Cumhurbaşkanı’nı öğrenci ve öğretmenlerin yanı sıra İskeçe Belediye Başkanı Manolis Çepelis ve Mustafçova Belediye Başkanı Rıdvan Deli Hüseyin karşıladı.
Öte yandan, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği ve İskeçe Azınlık Ortaokul Lisesi Encümen Heyeti 27 Mayıs Çarşamba günü yayımladıkları açıklamalarla, Cumhurbaşkanı Sakelaropulu’yla görüşmek istediklerini dile getirmişlerdi. Ancak Cumhurbaşkanı üç günlük geniş Batı Trakya programında maalesef azınlık kurumlarının görüşme taleplerine olumlu yanıt vermeyerek Batı Trakya Türklerine yönelik “yok sayma” geleneğinin en azından bu süreçte devam edeceğinin mesajını verdi.
Cumhurbaşkanı Sakelaropulu, bölgemize yaptığı ziyaretinde ortaya koyduğu söylemler kapsamında değerlendirildiğinde daha ılımlı ve hassas bir profil ortaya koyduğunu söylemek mümkün. Ancak bu söylemleri ortaya koyan Cumhurbaşkanı’nın Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği ile İskeçe Azınlık Ortaokul Lisesi Encümen Heyeti’nin taleplerine kulak vererek “Dur bakalım bu insanlar ne istiyor” diyerek kısa da olsa bir görüşmenin sağlanmasına imkan verebilirdi. Anlaşılan o ki “yok sayma stratejistleri” devreye girmiş ve bu görüşmelerin gerçekleşmesine imkan tanınmamıştır.
Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği Yönetim Kurulu, Cumhurbaşkanımızın bölgemize ziyaretleri öncesinde kendileriyle olan görüşme arzusunu şu şekilde dile getirmişlerdi:
“Sayın Cumhurbaşkanımız,
29-30 Mayıs tarihlerinde Gümülcine ve İskeçe’de gerçekleştireceğiniz temaslarınıza ilişkin program medyada yer almıştır. Programınızdan bölge nüfusunun önemli bir bölümünü teşkil eden biz Azınlık mensuplarıyla hiç bir şekilde bir araya gelmeyeceğiniz ortaya çıkmaktadır. C19 salgınından hemen önce Başbakanımız sayın Miçotakis de bölgeyi ziyaret etmiş ve o da bizimle hiç temas etmemeyi tercih etmişti. O zaman bu durumun zaman darlığından kaynaklandığı da iddia edilmişti. Siz ise 3 gün boyunca bölgemizde temaslarda bulunacağınıza göre herhalde böyle bir mazeret geçerli değildir diye düşünüyoruz.
Başbakanımızdan sonra Cumhurbaşkanımızın da Azınlığın gerçek temsilcileri olan bizlerle bir araya gelmemesinin demokrasi ve insan haklarına aykırılığı bir yana, Yunan vatandaşları olarak bizlere verdiği mesaj – ne yazık ki – istenmeyen, ikinci sınıf vatandaşlar olduğumuzdur.
Bu çerçevede, sizi ister Gümülcine ister İskeçe’deki ofislerimizde ağırlamaktan veya sizin uygun göreceğiniz başka bir mekanda sizinle görüşmekten memnuniyet duyacağımızı kamuoyuna ilan ediyoruz.
Saygılarımızla, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği Yönetim Kurulu”
Aynı şekilde İskeçe Azınlık Ortaokul ve Lisesi Encümen Heyeti de Cumhurbaşkanımıza açık mektup ile görüme talebinde bulunmuştu.
Encümen Heyeti tarafından Cumhurbaşkanı Sakelaropulu’ya gönderilen mektupla İskeçe Azınlık Ortaokul Lisesi’ni ziyaret edip, sorunları yerinde tespit etmesi istendi.
Mektupta şu ifadelere yer verildi:
“Sayın Cumhurbaşkanımız,
İskeçe Azınlık Ortaokul/Lisesi Encümen Heyeti olarak okulumuzun yaşadığı fiziki yetersizlikler hakkında yıllardır çeşitli makamlara taleplerimizi iletiyoruz.
Bir Avrupa Birliği üyesi ülkeye yakışmayan, daha ziyade üçüncü dünya ülkesi standartlarını anımsatan, fiziki şartlarımızın iyileştirilmesinin, öncelikli olarak öğrencilerimizin sağlığı açısından elzem olduğunu düşünüyoruz.
Bu çerçevede, 28 Mayıs 2020 tarihinde İskeçe’ye gerçekleştireceğiniz ziyaret kapsamında okulumuzu da ziyaret edip, ülkemizin en üst makamı olarak, sorunlarımızı yerinde tespit etmenizi ve çözüm bulmanızı rica ediyoruz.”
Saygılarımızla, İskeçe Azınlık Ortaokul/Lisesi Encümen Heyeti”
Her iki görüşme talebine de özellikle tarihe not düşmesi açısından burada yer verdik. Kısaca analizlerini yapmak gerekirse; Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği talebinde ‘Son dönemde azınlığın görüşme taleplerine yer verilmediğine ve bunun azınlık tarafından ikinci sınıf vatandaş muamelesi” olarak algılandığı ifade edilmektedir. Yoğun talepten dolayı bina sorunu yaşayan İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesi Encümen Heyeti de yaşanan sıkıntıların yerinde görülmesi arzuyla Cumhurbaşkanımızı okula davet etti ancak Cumhurbaşkanımız bu talebi de dikkate alma gereği hissetmedi.
GÜMÜLCİNE TEMASLARI
Cumhurbaşkanı Katerina Sakelaropulu, üç günlük Batı Trakya ziyaretinin ikinci gününde Gümülcine’deydi. Sakelaropulu burada yaptığı konuşmada, “Farklı bir kültüre sahip bir şehir, kültürlerin ve dinlerin buluşma yeri, Yunanlı erkek ve kadınların, Hristiyanların ve Müslümanların eşsiz bir hazinesidir.” ifadelerini kullandı.
Gümülcine ziyaretine anıta çelenk bırakarak başlayan Cumhurbaşkanı Sakelaropulu, ardından tarihi Çanaklio köşküne geçti. Cumhurbaşkanı burada Gümülcine Belediye Başkanı Yannis Garanis ve 4. Kolordu Komutanı Korgeneral Aggelos İlaridis tarafından kapıda karşılandı. Milletvekilleri İlhan Ahmet, Evripidis Stilyanidis ve Dimitris Haritu ile Doğu Makedonya – Trakya Eyalet Başkanı Hristos Metios, Başkan Yardımcıları Ahmet İbram, Nikos Çalikidis, Makedonya-Trakya Bölgesi Emniyet Müdürü Pashalis Siritudis, Maronya-Gümülcine Metropoliti Panteleimon, İskeçe, Maronya-Şapçı, Yassıköy ve Kozlukebir belediye başkanları da cumhurbaşkanını karşılayanlar arasında yer aldı.
Cumhurbaşkanı Sakelaropulu’ya, Gümülcine Belediyesi tarafından düzenlenen törende “fahri hemşehri” ünvanı verildi.
Sakelaropulu, Batı Trakya’ya gerçekleştirdiği üç günlük ziyaretin sonuncu gününde memleketi Stavrupoli’yi ziyaret ederek tamamladı.
DEB PARTİSİ GENEL BAŞKANI ASAFOĞLU ZİYARETİ DEĞERLENDİRDİ
Dostluk Eşitlik Barış Partisi Genel Başkanı Çiğdem Asafoğlu Cumhurbaşkanı Sakelaropulu’nun bölgemizi ziyaretini değerlendirdi.
DEB Partisi Genel Başkanı Çiğdem Asafoğlu şu değerlendirmede bulundu:
”Saygıdeğer Cumhurbaşkanı, Batı Trakya ziyaretinizi basından takip ettim. Gördüğüm kadarıyla Azınlık mensubu kadınlar ile de bir araya geldiniz ve bu gayet olumlu bir gelişme ancak bir kadın olarak ve ayrıca iki kez seçimlere katılmış, İskeçe ve Rodop illerinde birinci Parti olan ve Batı Trakya Türk Azınlığı’nın ezici çoğunluğunu temsil eden Dostluk Eşitlik Barış Partisi Genel Başkanı olarak, Azınlık için, büyük önem taşıyan bu siyasi partiye de vaktinizi ayırmış olsaydınız çok daha pozitif ve demokratik bir adım atmış olacağınızı düşünmekteyim. Doğruyu ve var olanı görmezden gelmek kimseye yaramadığı gibi, bu şekilde doğru ve gerçeğin sadece kenara itildiğini görüyorum.”
İNKÂRIN KİBAR VERSİYONU
İskeçe kökenli Cumhurbaşkanı Sakelaropulu selefinki kadar sert ve katı bir Türk Azınlık karşıtı profil sergilemese de, Gümülcine’deki ziyaretinde devletin Türk Azınlık kimliğine yönelik inkarcı politikasının sözcülüğünü “kibarca” yaptı. Bu tutumu Türk Azınlığın dikkatinden kaçmadı ve kamuoyunda, “Cumhurbaşkanlarının mizacı ve profili farklı olabilir, ama devletin Türk Azınlık kimliğini inkar eden Türk ve İslam karşıtı zihniyeti/politikası değişmedikçe söylem hep aynı olmaya mahkûmdur” vb. değerlendirmelerine neden oldu.
Milletgazetesi.gr