ABTTF ve BTAYTD temsilcilerinden müteşekkil Batı Trakya Türk heyeti, toplantıda yaptığı sunumlarda Yunanistan’ın Batı Trakya Türk toplumunun dini özerkliğini ortadan kaldırmayı amaçlayan müdahaleleri ve müftülere yönelik adli kovuşturmaları dile getirdi.
Batı Trakya Türk toplumunu temsilen Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) ve Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD), 1-2 Nisan 2019 tarihlerinde Avusturya’nın başkenti Viyana’da düzenlenen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Ek İnsani Boyut Toplantısı’na katıldı. “Din veya İnanç Özgürlüğünün Korunması ve Teşvik Edilmesi Dahil Hoşgörü ve Ayrımcılıkla Mücadele Prensiplerinin Savunulması” başlıklı 2019 yılının ilk insani boyut toplantısında ABTTF Uluslararası İlişkiler Direktörü Melek Kırmacı Arık ve BTAYTD üyesi Dr. Öğretim Üyesi Ali Hüseyinoğlu’ndan oluşan Batı Trakya Türk heyeti, Batı Trakya Türk toplumunun din özgürlüğü alanında yaşadığı sorunları ve dini özerklik hakkının ihlal edilmesini gündeme taşıdı.
AGİT’in 2019 Dönem Başkanlığı’nı üstlenen Slovakya ve AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi (ODIHR) tarafından düzenlenen toplantının din veya inanç özgürlüğü bağlamında ırkçılık ve ayrımcılığın temel nedenleri ve sonuçlarının tartışıldığı ilk oturumunda söz alan Batı Trakya Türk heyeti, Yunanistan’da yaşayan Batı Trakya Türk toplumunun dini özerkliğinin uluslararası antlaşmalarla garanti altına alındığını ve kendi dini liderleri olan müftüleri seçme hakkına sahip olduğunu hatırlatarak Yunan devletinin tek taraflı uygulamalarla Batı Trakya Türk toplumunun din alanındaki özerkliğini ortadan kaldırmaya çalıştığını not etti. Yunanistan’ın Batı Trakya Türklerinin seçtiği müftüleri tanımadığını ve 1990’ların başında çıkarılan yasa ile müftülerin devlet tarafından atandığını belirten Batı Trakya Türk heyeti, 1970’lerden beri de Batı Trakya Türk toplumuna ait vakıfların idare heyetlerinin atamayla belirlendiğini kaydetti. Batı Trakya Türk toplumunun seçtiği müftülere yönelik son yıllarda gittikçe artan, bir siyasi baskı ve yıldırma aracı haline dönüşen adli kovuşturmaları aktaran Batı Trakya Türk heyeti, Yunanistan’dan Batı Trakya Türk toplumunun kendi dini liderlerini seçme hakkına saygı göstermesini ve dini özerkliğini ihlal eden devlet müdahalelerine son vermesini talep etti. Son olarak Batı Trakya Türk heyeti, Yunanistan’ın müftülük ve vakıflar konusunda Rodos, İstanköy ve Onikiadalar’da yaşayan Türklere karşı da benzer bir tutum sergilediğini hatırlatarak, adalardaki Türk toplumunun son elli yıldır dini özgürlüklerini tam anlamıyla yaşayamadığını not etti.
Toplantının ikinci gününde, Hristiyanlar, Yahudiler, Müslümanlar veya diğer inançlara mensup kişileri hedef alan ayrımcılık, nefret ve şiddet ile mücadelenin iyi örnekleri ile toplumların güvenliği ve mağdurlara destek konusunun tartışıldığı ikinci oturumda konuşan Batı Trakya Türk heyeti, Batı Trakya Türk toplumuna karşı nefret söyleminin bölgedeki barışçıl ortamı tehdit ettiğini belirterek, siyaset ve medya alanındaki bu nefret söylemini örnekleri ile dile getirdi. Batı Trakya Türklerinin anavatanı Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Aralık 2017’de Batı Trakya’yı ziyareti öncesinde sokaklara tehdit dolu mesajlar içeren kağıtlar atıldığını ve bazı evlerin duvarlarına haç işaretleri çizildiğini not eden Batı Trakya Türk heyeti, Batı Trakya Türk toplumunu temsil eden ABTTF ve BTAYTD’nin AGİT Nefret Suçları Raporu’na her yıl katkıda bulunduğunu ifade etti. AGİT 2017 Nefret Suçları Raporu’na göre Yunan polisince toplam 128 nefret suçunun kaydedildiği, bunlardan 46’sı hakkında adli kovuşturma yürütüldüğü ancak 6 tanesinin mahkumiyetle sonuçlandığını belirten Batı Trakya Türk heyeti, Yunanistan’da İslamofobi temelli nefret suçlarının büyük çoğunluğunun halen tanımlanmadığını ve bu nedenle de Yunan devlet makamları tarafından cezalandırılmadığını ekledi.
İki oturumda da yanıt hakkını kullanan Yunanistan, İslam dünyasında müftülerin seçimle göreve geldiği bir ülke bulunmadığını belirterek Yunanistan’da da müftülerin devlet tarafından belirlendiğini ifade etti. Batı Trakya Türk toplumunun dini ve kültürel özgürlüklerine tamamen saygı gösterildiğini ileri sürerek resmi devlet tezini tekrar eden Yunanistan, Batı Trakya Türk heyetinin sunumlarında dile getirdiği eleştirileri reddetti.
Milletgazetesi.gr