Üsküp hatta Balkanların gördüğü son klasik hocaefendi olan Hafız İdris Hocaefendi, yürüyen bir Kur’an-ı Kerim, yürüyen bir hadis-i şerif, yürüyen bir tefsir, yürüyen bir tarih, yürüyen bir Arapça – Osmanlıca lügat ve yürüyen bir ilm-i hal idi. Üsküp’ün kalbini temsil eden ve şehir geleneği ile kudemasının en değerli temsilcilerinden olan merhum Hafız İdris Hocaefendi’yi vefatının 13. sene-i devriyesinde rahmetle anıyoruz. Üsküp’ün önemli değerlerinden Hafız İdris İdri Hocaefendi’nin hayat hikayesini sizlerle paylaşıyoruz.
Hafız İdris İdris Hocaefendi 15 Kasım 1936’da Üsküp’ün Dükkancık mahallesinde dünyaya gelir. Babası, Üsküp’ün birçok camisinde görev yapmış Hafız İbrahim Efendi, annesi ise Fikriye Hatun’dur. 1945 yılında, babası merhum Hafız İbrahim Efendi’de Kur’an-ı Kerim hafızlığına başlar ve iki yıl içinde hafızlığını tamamlar. Hemen akabinde yine babasında eski usul dinî ilimler tahsiline başlar. 1957 tarihinde Makedonya Diyanet İşleri Reisi tarafından Dükkancık Camii’de imam ve hatib olarak ilk resmi görevine atanır. Bu resmi görevden önce Dükkancık mahallesinde bulunan ve kimsenin siyasi sistemden dolayı girmeye cesaret edemediği atıl halde bulunan Dükkancık Camii’nin kapılarını kardeşi ile birlikte açar ve camiiyi temizleyip namaz kılınabilir hale getirir. Bu camide kendisi imam, kardeşi de müezzin olarak 5 yıl vazifede bulunurlar.
1963 Üsküp depreminde Dükkancık Camii’nin hasar görüp namaz kılınamaz hale gelmesinden ötürü Hafız İdris Hocaefendi Üsküp Yelen Kapan Camii’ne imam ve hatib olarak atanır. Yelen Kapan Camii’nde görevdeyken imam ve hatiplik vazifesi yanında talebe okutmaya başlar ve ilk hafız talebelerini burada yetiştirir, bunun yanında eski usul dinî ilimleri tedrisata da burada başlar. 1964 yılında Ülfet hanımla evlenir, ikisi kız ikisi erkek olmak üzere dört çocuğu dünyaya gelir. Çocuklarından üçü Kur’an-ı Kerim hafızı olup ailesinin hafızlar ailesi ünvanını devam ettirmişlerdir.
1969 yılında 30 yıl görev yapacağı Üsküp Alaca (İshak Bey) Camii’ne atanır. Alaca Camii’nde de sistemin şiddetli baskılarına rağmen, eski usul dinî ilimleri tahsil eden üç nesili burada yetiştirecektir. Bu talebelere Arapça dilbilgisi dersleri olan sarf ve nahv’ın yanısıra diğer İslami ilimlerden tefsir, hadis ve fıkıh okutacaktır. Görev aldığı her camiiyi medreseye dönüştüren Hocaefendi, “Alaca Medresesi’nde” 20 hafız ve sayısı bilinmeyen yüzlerce gence Kur’an-ı Kerim okumayı öğretecektir. 1973’te övgüyle bahsettiği hoca babası Hafız İbrahim Efendi’yi, 1979’da da annesi Fikriye hanımı kaybeder. 1999 yılında Makedonya İslam Birliği’ne sunduğu istifa dilekçesi ile 3 Eylül Cuma günü Alaca Camii kürsüsünde verdiği son vaazıyla görevinden ayrılır. 47 yıl sıkılmadan, durmadan, yorulmadan yaptığı vazifeden çekilir ve vefatına kadar münzevi bir hayat sürer. 17 Kasım 2005 yılında Hakk’ın rahmetine kavuşur.