“Bağ-lar: Edebiyat, Düşünce ve Kültür Dergisi Üzerine Bir Değerlendirme (2022 / 1)”

Bağ-lar dergisinin imtiyaz sahibi Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı YTB (Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı) adına Abdullah Eren’dir. Derginin basım yeri Ankara olup, dağıtımı Balkanlarda yapılmaktadır. Derginin Genel Yayın Yönetmeni Ali Işık, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Murat Arslan, Yayın Danışmanı Erkan Girişit ve Genel Editörü Sibel Kılıç’tır. Bağ-lar, “Edebiyat, Düşünce ve Kültür” dergisi olarak yayımlanmaktadır. Bağ-lar dergisi, BTE’nin tamamını kapsayan ilk mecralarından biri olmaya adaydır. BTE temsilcisi olan birçok yazar ve şair dergide yer almıştır. Derginin ilk sayısında kapak şiiri olarak Balkanlı şair Yahya Kemal Beyatlı’nın Kaybolan Şehir adlı eseri yer almaktadır. Bağ-lar dergisi, yüz kırk dört sayfalık bünyesi ve otuzun üzerinde zengin yazar kadrosuyla içerik ve konu çeşitliliği bakımından geniş bir yelpazeye sahiptir. Derginin birinci sayısında Türkiye, K. Makedonya, Bosna Hersek, Kosova, Yunanistan/Batı Trakya, Bulgaristan, Arnavutluk ve Sırbistan gibi ülkelerin yazarlarına yer verilmiştir. Dergi bünyesinde otuz dokuz alt başlık ve geniş bir konu yelpazesi barındırmaktadır.

Görsel 1: Bağ-lar Dergisi 1.Sayısı Kapağı

Bağ-lar, 2022 yılında Ankara’da ilk sayısıyla yayın hayatına başlamış ve “edebiyat, düşünce ve kültür” dergisi olarak tanımlanmıştır. YTB himayesinde matbu ve dijital olarak yayımlanmakta, dağıtımı ise ücretsiz olarak yapılmaktadır. Bağ-lar dergi isminden de anlaşılacağı gibi BTE’nın her yönüyle aktarıcı, “bağlayıcı” ve “kuşatıcı” bir özelliğini de bünyesinde barındırmaktadır. Bağ-lar, güzel bir tasarım ve dosya konusu çerçevesinde öykü, deneme, şiir, sinema, seyahat ve kitap tanıtımı başlıklarıyla BTE’ye değinilmektedir. Dergi içeriğinde on beş öykü, sekiz deneme, yedi dosya konusu, beş şiir, bir sinema üzerine yazı, iki seyahat yazısı ve bir kitap tanıtım yazısı mevcuttur. Bağ-lar dergisinde en çok yer verilen edebî tür öykü olmuştur. Medadin Limani, “Tito’nun Karşısında Bir Çocuğun Hayali” adlı öyküsünde Yugoslavya dönemi rejim lideri Tito’ya karşı eleştirel bir bakış açısı benimsemiştir. Meyrem Krüezi “Alacakaranlık” hikâyesinde, kendi benliğini bulma arayışı içerisinde kurguladığı bir dünya ile yerini alır.  Hüseyin Mehmet “Sefer Tası” adlı öyküsünde sade Türkçesiyle bir kazayı konu edinir. Furkan Şaban “Yeşil” adlı öyküsünde yaşadığı anılarını hikâyeleştirmiştir. M. Yasir Cebeci “Bir Ömür” adlı öyküsüyle dergide yer alır. Rabie Ruşid “Bir Mö Sesi Gelse” adlı öyküsünde ineği kaybolan bir köylünün durumunu işlemiştir. Ceyda Lama Arif “Sıcak Bir Günün Soğuk Hikâyesi” adlı eserinde iki çocuğun otobüste geçen zamanını ve durumunu öyküsüne konu edinir. Altay Mısırlı “Bir Bütün” adlı öyküsünde psikolojik bir anlatım kullanarak Vildan karakteri üzerinden metnini inşa etmiştir. Reyhan Mustafa Ferad “Uğur Böceği” adlı öyküsünde Hasan amca ve Ayşe teyzenin köylerinde yaşadıkları bir durumu yazmıştır. Sezin Spahiya “Değişim” adlı öyküsünde erken kalkan yol alır misali, her şeyin emek ve sabırla olduğuna işaret etmiştir. Fatme Mustafova İslyam “Şeytan Köprüsü”  adlı öyküsünde Bulgaristan’da var olan bir Osmanlı köprüsünü; Melek, Aylin ve Emre karakterleri üzerinden adeta gezi havası içinde anlatmıştır. Behima Asan “Orkide” adlı öyküsünde kanser hastası bir kadını konu edinmiştir. Merve Kara Halil “Azap Döngüsü”  adlı öyküsünde hayatta azap çeken bir kişinin intiharını işlemiştir. Celil Borluoğlu “Nazmi” adlı öyküsünde başkarakter Nazmi’nin yaz tatili, çiftçilik, eğitim ve iyi bir öğretmen olma hâyalini işlemiştir. Esma Deli Hasan “Yalnızlık” adlı öyküsünde dijital çağın sosyal medya platformlarına eleştirel göndermeler yaparak Neriman’ın psikolojisini ve yalnızlığı konu edinmiştir.

Deneme yazıları kısmında Azize Ramadani “Post-Modernizmi Konuşmak” başlığıyla postmodernizm meselesini irdeler. Mehmed Arif “Şiir, Şairin Nefesi” yazısında şiir ve şaire dair görüşlerini ifade eder. Ahsen Nuredin, “Bir Geleneğin Adı: Ayvar” isimli Balkanlarda yapımı gelenek haline gelen bir yemek türünün yapımını işler.  Rahima Receplar “Gora”  adlı yazısında Balkanlarda yaşayan Goralıları ve tarihlerini konu edinir. M. Huzeyfe Küçükaytekin “Âlemlerden Âlemlere”  adlı yazısında insanoğlunun dünyada yaşadığına dair bir iz bırakma uğraşını işlemiştir. Beyzanur İmam “Bizden Eksilen Nedir?” adlı yazıda her şeyden şikâyet eden ve yalnızlaşan bir nesilden bahseder. Rahime Receplar “Pratik Kadın” adlı denemesinde kadınlara dair güncel olan bazı meseleleri gündemine almıştır. İkramiye Altıparmak “Matematik Her Yerde” adlı denemesinde bazı örnekler üzerinden giderek matematiğin hayatın her yerinde olduğunu vurgulamaktadır.

Bağ-lar dergisi 1. sayısının dosya konusu olarak Balkan Türk Edebiyatı belirlenmiştir. Bu çerçevede Leyla Şerif Emin “Edebiyatla Tarihsel Köprüler Kurmak” adlı yazısında Kuzey Makedonya Türk edebiyatına dair görüşlerini genel olarak ifade etmiştir. Hüseyin Mehmet “Batı Trakya Türklerinin Türkçeye Tutunma Biçimi: Batı Trakya Türk Edebiyatı”  adlı eserinde bölgedeki Türk edebiyatının gelişim evrelerinden ana hatlarıyla bahsetmiştir. Taner Güçlütürk “Geçmişten Günümüze Kosova’da Türkçe Edebiyat Dergileri” adlı çalışmasında Kosova Türk Edebiyatının gelişim süreçlerini ve edebî yaratıcılığını, gazete ve dergilerden örnekler vererek işlemiştir.  Mehmed Arif “Balkanlarda Türk Sesi: Köprü Dergisi” başlıklı yazısında dergiye dair intisabını ve Köprü dergisinin yayınlanma süreçlerinden bahsetmiştir. M. Huzeyfe Küçükkaytekin “Balkanlardaki Türk Edebiyatına Etkileriyle Alhamiyado Edebiyatı” adlı makalesinde Bosna Hersek’teki Alhamiyado edebiyatının tarihî süreçlerinden ve örneklerinden bahsetmiştir. Nezir Tahsim “Mecra-i Efkâr’dan Nöbettepe’ye Bulgaristan’daki Türkçe Dergiler” Bulgaristan Türk edebiyatı ana çerçevede ele alarak ve yazılı basından somut misaller göstererek günümüzde hâkim olan mevcut durumu özetlemiştir. Enes Güler “Başka (Baška) Bir Dergi” isimli yazısında Bosna Hersek’te belli bir süre yayımlanan ancak yayın hayatına son veren “Başka” dergisinin hikâyesi anlatmıştır.

Şiirler kısmında Emrah Seljaci “Tarih Manzumesi” adlı eserini divan edebiyatı tarzını ve Klasik Osmanlı Türkçesini kullanarak beyitler halinde takdim etmiştir. Rabie Ruşid “Fariza”  adlı şiirinde bir yakarış içindeki duygu hâlini anlatmıştır. Müberra Karadayı “Akşam Vakti” adlı şiiriyle akşam vaktiyle gelen hüzün duygusunu konu edinmiştir. Mümin Aliov “Bir Balkan Türküsü”  adlı şiiriyle Balkanları merceğine almıştır. Saida Sacirovic “Göç” adlı şiirinde tabiatı, yaz mevsimini işlemiştir.

Dergide sinema üzerine sadece bir tane yazı kaleme alınmıştır. Ahsen Nuredin sinema köşesinde “Bal Ülkesi” belgeselini konu edinmiştir. Dergide iki tane seyahat yazısı bulunmaktadır. İrem Drda “Şarkının ve Aşkın Şehri: Prizren” adlı yazısında adeta Prziren’i tanıtarak Osmanlı’dan kalma tarihi yapılara güzellemeler yapmıştır. Nada Dosti “Slovenya’dan Bosna’ya Bir Yolcunun Anıları” adlı gezi yazısında gördüğü yerleri anlatmıştır. Bağ-lar dergisinde bir tane kitap tanıtım yazısı vardır. Azize Ramadani “Savaş ve Barış Üzerine Notlar” adlı kitap tanıtım yazısında dünya edebiyatı klasiklerinden Lev Tolstoy’un Savaş ve Barış eserine dair bazı notlar düşmüştür.

Bağ-lar dergisinde diğer türlere kıyasen şiire daha az yer verilmiştir. Öykü ve deneme çoğunluk olarak dergide ön plana çıkmaktadır. Bağ-lar dergisi BTE’nın ulaştığı güncel durumu gösterme açısından somut bir örnek teşkil etmektedir. Bağ-lar dergisi Balkanlarda tanınan yazar, şair, edebiyatçı ve genç yazar adaylarının yer aldığı bir mecra olduğu açıkça görülmektedir. Birçok yazar kendi ülkelerinde dergi çıkarmış ve yazılar kaleme almış kişilerdir. Böylece Bağ-lar dergisi bütün Balkan ülkelerini kapsayan edebî tecrübe ve birikim paylaşma platformu rolünü üslenmektedir.

Kaynakça:

Mumin Aliov, “Balkan Türk Edebiyatının Taşıyıcısı Olarak Balkan Türk Yazılı Basınının Rolü Üzerine”  Balted 5/1, 2023”.

Read Previous

Kovaçevski: Arnavut Belediyeler Birliği önerisi anlamsız ve kabul edilemez

Read Next

Yücelcileri idamlarının 75. Yıldönümü’nde rahmetle anıyoruz