Eski NASA astronotu Anna Lee Fisher, daha fazla insanın uzay deneyimi yaşayıp Dünya’ya uzaydan bakması gerektiğini belirterek, bu sayede insanların kendini bir ülkeden ziyade daha çok Dünya’ya ait hissedeceğini söyledi.
NASA astronotu Fisher ve Kanadalı astronot Julie Payette, Uzay Kaşifleri Derneği (ASE) tarafından Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezinin (GUHEM) ev sahipliğinde Uludağ’daki Bursa Business School’da düzenlenen “Planetary Congress” (Gezegen Kongresi) kapsamında AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Fisher, Türkiye’yi üçüncü kez ziyaret ettiğini, ülkeyi ve yemeklerini çok sevdiğini dile getirerek, Türkiye’nin uzay çalışmaları konusunda ilerleyerek yakında kendi astronotlarını uzaya gönderecek olmasının harika olduğunu ifade etti.
“Uzaydaki ilk anne” olmasıyla bilinen Fisher, “Kızım her zaman bunu ona borçlu olduğumu söyler. Ama bu şekilde planlanmamıştı ve sadece tesadüftü. 8,5 aylık hamileydim ve patronum beni arayıp bir misyonda görevlendirileceğimi söyledi. Çok şaşırmıştım, çok zorlu bir yıldı. Cuma günü kızımı kucağıma alıp pazartesi ofisteki rutin toplantıya katıldım. Çünkü bebeğim olmasına rağmen insanların benim sorumluluklarımdan kaçınmayacağımı bilmelerini istedim. Hiç kolay değildi ve çok zorluydu. Aynı anda iki şey yapıyordum, annelik ve uzaya gitmek için hazırlanmak.” şeklinde tecrübelerini aktardı.
Fisher, kızının da medya sektöründe yoğun şekilde çalıştığına ve zorlu bir kariyeri olduğuna dikkati çekerek, “Kızımın da çocukları var ve her zaman bana ‘hiçbir zaman talepkar bir kariyer sahibiyken anne olmaktan şüphe etmedim çünkü karşımda senin gibi bir örnek vardı’ dedi. Bunu söylemesi benim için çok anlamlı. Genç kadınların bu konuda çok endişelendiğini duyuyorum. Bu konular üzerine konuşma şansını değerlendirin ve bunu yapabileceğinize güvenin.” ifadelerini kullandı.
Dünya’ya iniş yaptıklarında eşine ilk cümlesinin “Buna değdi.” olduğunu aktaran Fisher, mesleğin risklerine rağmen uzayı tecrübe etmenin insanı dönüştürdüğünü anlattı.
Uzaydan gezegenimize bakmanın güzel deneyim olduğunu vurgulayan Fisher, şimdi SpaceX, Blue Origin ve Virgin Galactic gibi farklı kuruluşlar aracılığıyla uzaya gidilebileceğini kaydetti.
Fisher, daha fazla insanın bu tecrübeye sahip olmasını istediğini belirterek, “Çünkü olağanüstü. Size şu veya bu ülkede olmaktan daha çok Dünya adlı gezegenden olduğunuzu hissettirecek bir deneyim olduğunu düşünüyorum. Uzay, insanları bir araya getiren tek şey.” değerlendirmesinde bulundu.
“Türkiye uzay yolculuğu yapan bir ulus haline geliyor”
Kanadalı astronot Payette, Türkiye’yi ilk kez ziyaret ettiğini ve geldiği için de mutlu olduğunu söyledi.
Payette, “Ancak Türkiye’yi birçok kez uzaydan gördüm. Güzel gezegenimizdeki güzel bir ülke. Türkiye, Türk astronotları ve uyduları uzaya göndererek çok harika bir maceraya başlıyor. Uzay yolculuğu yapan bir ulus haline geliyor.” diye konuştu.
Uzaya gidenler arasında kendini ayrıcalıklı hissettiğini anlatan Payette, ilk görevinde henüz Uluslararası Uzay İstasyonu’nun (UUİ) inşa aşamasında ancak ikincisinde ise istasyonunun tamamlanmaya yakın olduğunu bildirdi.
UUİ’nin yapılması hakkında da fikrini dile getiren Payette, “Uzayda dünyanın her yerinden insanlarla çalışacağımız Uluslararası Uzay İstasyonu’nu inşa etmek için çalışmak bir ayrıcalık. Bu işi yaptığım için çok mutluyum ve diğer insanların da bunu yapabilmesini diliyorum.” dedi.
İlk misyonunda uzay mekiği Discovery ile UUİ’ye gittiklerini kaydeden Payette, o dönemde sadece UUİ’de iki modül olduğunu ve kimsenin orada bulunmadığını bildirdi.
Dünya’nın insanlığa ait olduğunu ifade eden Payette,”Hangi dili konuştuğun ya da hangi ülkeden olduğun önemli değil. Ortak bir gezegeni paylaşıyorlar ve bizim işimiz de onu korumak.” değerlendirmesinde bulundu.
AA