Aslen Üsküplü olan ve Balkan araştırmaları yapan Emir Çoşkun’un, Türkiye karşıtı yazılara yanıt olarak kaleme aldığı “Arnavutluk ve Kosova’da artan islamofobi, Türk karşıtlığı ve Barış Pınarı harekatı” başlıklı yazısını ilgilerinize sunuyoruz.
Barış Pınarı Harekatının başladığı günden itibaren Arnavutluk ve Kosova medyasında Türkiye karşıtı ve Türkiye’nin savaş suçları işlediği, Kürtlere katliamlar yaptığı, kimyasal silah kullanmış olabileceğine dair yalan haberler YPG-PKK teröristlerinin ise “vatanlarını savunan direnişçiler” tarzı propogandalar servis edilmeye başladı. Bu Türkiye karşıtı söylemler ağırlıklı sosyal medyada devam etti.
Hatta bazı ırkçı çevreler Türkiye’yi destekleyen Arnavutlara “Türk piçleri”, “satılık hainler” diye hakaretler savurmaya başladılar. Arnavutluk ve Kosova’da artan Türkiye karşıtı söylemlerin aslında üç temel kaynağı var.
Birincisi son 10 yıldır yükselişte olan Vatikan ve diğer Hıristiyan cemaatler tarafından desteklenen köktendincilik (Bu oluşumlar Arnavut milliyetçiliğini kendi köktendincilikleri için yem olarak kullanıyorlar). İkincisi Batı’ya ve Avrupa’ya yaranmak için Türkiye Düşmanlığı yapan bazı çevreler ve kuruluşlar. Üçüncüsü FETÖ’nün propogandaları.
Bu üç farklı oluşumlar görsel ve yazılı medyada,Sosyal medyada yapmış oldukları çalışmalar ile Türkiye ve Türkleri ”Arnavutların ezeli ve ebedi düşmanları” olarak lanse etmenin peşindeler.
Geçtiğimiz günlerde Gostivar’da bir okulda öğrencilerin yaptığı asker selamı ve Üsküp’te düzenlenen “Barış Pınarı Harekatına destek Mitingi” bu ırkçı çevrelerin daha da agresifleşmesine sebep oldu. Makedonya’da yaşayan Türk azınlığa ve Arnavutlara yönelik ağız dolusu hakaretler savurmaya başladılar. Kimileri Makedonya’daki Arnavutları “Türk ve Sırp-Yugoslav Piçleri”, “vatan haini” olduklarını, kimileri “Makedonya Arnavutlarının milli kimliklerinin yok olduğunu ve Araplar ile Türkler gibi yaşadıklarını” ve bazıları da oradaki Türklere “500 yıllık tarihi düşmanımız Arnavutlara soykırım yapan, katleden işgalci barbar Osmanlı’nın artıkları”, “İslam ve Türkler Arnavutların milli bilincini, kültür ve adetlerini yok etti” gibi palavraları ve efsaneleri dillendirerek hem Makedonya Türklerine hem de Makedonya Arnavutlarına hakaretler savurdular.
Bu cahil ırkçı kesimin büyük bir kısmı da Makedonya’nın demografik yapısından bihaberler. Makedonya’nın sadece Makedon ve Arnavutlardan ibaret olduğunu sandıkları için bu mitingi düzenleyenlerin de sadece Arnavutlar olduklarını sanıyorlar.
Bu nefret dolu ırkçı cahil çevrelere cevabımı birkaç noktada vereceğim:
1. Mitingi düzenleyenler Makedonya’da yaşayan Türk toplumu ve oradaki STK’lar. Makedonya Arnavutları ise sadece bireysel ya da grupsal olarak mitinge katıldı.
2. Makedonya Arnavutları “Türk” ya da “Yugoslav” değil öyle olduklarını söyledikleri yok (çok az sayı da bir kısım Türk olduğunu söylüyor o da Türkler ile yapılan evlilikler, akrabalıklardan dolayı). Çoğu köken olarak Kuzey Arnavutluk’un Luma ve Debre bölgelerinden, Yakova ve İşkodra Dağlarından Berişa, Gaşi, Krasniç, Thaçi, Şala, Bütüç kabilelerinden ve çoğu kökenlerini çok iyi biliyor.
Ne Yugoslav ne de Türk “piçi” değiller
3. Makedonya Arnavutları tüm Arnavutlar arasında milli bilinçlerini, adet ve geleneklerini en çok muhafaza edenler. Aile içinde,düğünlerde,misafir karşılamada Bugün Arnavutluk ve Kosova’da unutulmuş olan çoğu adet ve geleneği uyguluyorlar, yaşatıyorlar.
“Türkler ve Araplar” gibi yaşamıyorlar
4. Yugoslavya içinde Makedonya Arnavutları kimlik konusunda en çok sıkıntılar yaşayan ve dışlanan etnik grup olmuştur diyebiliriz. Bu yüzden milli kimliklerine daha sıkıya sarılmışlardır ve bu milli bilinci daha diri tutmuşlardır. Hatta aynı şekilde İslami kimliğin korunması ve bu konuda taviz vermemeleri de Arnavut milli kimliğini daha çok muhafaza etmiştir. Arnavut ve Müslüman kimliği neredeyse aynı manaya gelmeye başlamıştır.
İslam Arnavut milli kimliğini yok etmemiştir ve asimile de olmamışlardır
5. Makedonya Arnavutları yeri geldiğinde Osmanlı’ya karşı da hakları için isyan etmişlerdir. Buna en büyük örnek 19.yy’da Tanzimat Reformu’na karşı yapılan ayaklanmalar ve Derviş Tsara ayaklanmasıdır. İkinci Dünya Savaşı sırasında da birçok Makedonya Arnavutu hem İtlayan faşistlere hem de Sırp Çetniklere, Komunist Partizanlara hem de Bulgar faşistlere karşı savaşmışlardır. Birçoğu da 1999’da Kosova Savaşına gönüllü olarak katılmıştır.
Makedonya Arnavutları Osmanlı “artıkları” değillerdir hele hele vatan haini ve korkak hiç değillerdir.
6. Makedonya Arnavutları’nın çoğu Türkiye’yi çok sever çünkü Üsküp, Kumanova, Gostivar, Tetova ve Struga’da hemen hemen her ailenin Türkye’de bir akrabası vardır. Türkiye’de bulunan ve 5-6 milyon oldukları söylenen Arnavutların çoğu aslen Makedonya göçmenidir. Ayrıca Türkiye sevgisinin diğer bir sebebi de Balkan Harbi ve sonrasında ve de Yugoslavya döneminde baskılara ve zulme maruz kalan Arnavutlara kapılarını açıp vatandaşlık veren tek ülkenin Türkiye olmasıdır.
“‘500 yıllık tarihi düşmanımız Arnavutlara soykırım yapan, kültürlerini ve karakterlerini yok eden işgalci barbar Türkler ve Osmanlı” tarzı söylemlere gelecek olursak
1. Osmanlı aslında sadece Türkleri temsil eden bir devlet değildi,multi-etnik ve multi-milli ve İslami kimliğe sahip bir emperyal güçtü. Osmanlı idaresinde Türklerden çok Türk olmayan etnik gruplar yer almıştır. Hatta Osmanlı döneminde Anadolu’daki Türkler Osmanlı’ya karşı daha çok isyan etmişlerdir ve oradaki Türk ahali daha çok baskılara ve zaman zaman katliamlara maruz kalmıştır.
Osmanlı hiçbir milletin temsilciliğini yapmamıştır ve Osmanlı idaresine göre kimlik ve dini farklılık gözetmeksizin tüm tebaa ve halk “Padişah’ın kulları” olmuştur. Yunan, Sırp, Arnavut, Bulgar milliyetçiliği gibi Türk milliyetçiliği de 19.yy da şekillenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiçbir zaman Arnavutluk’u ya da Kosova’yı işgal etmemiştir. Öyleyse “Ebedi düşmanımız işgalci Türkler” söylemi hamaset ve ırkçılıktan başka birşey olmayan bir nefret söylemidir.
2. Tarih hiçbir zaman “tamamen beyaz ya da tamamen siyah” şekilde yorumlanmamalıdır. Diğer tüm imparatorluklarda olduğu gibi Osmanlı döneminde dönem dönem olumsuz olaylar da, olumlu olaylar da olmuştur. Bu yüzden 600 yıllık koca bir tarihi tek bir perspektiften yorumlamak bilimsellik ve mantıktan uzaktır.
Osmanlı’nın Arnavutlara “soykırım” uygulamak, “asimile etmek” gibi politikaları hiçbir zaman olmamıştır ve sistematik bir şekilde Arnavutları hedef alan etnik temizlik yaptığına dair hiçbir tarihi belge yoktur. Aksine Osmanlı döneminde Niş’ten tutun, Kosova’nın doğusuna Preveze’den Sancak bölgesine kadar birçok yere Arnavutlar yerleştirilmiştir.
3. Arnavutluk’da değerlerin, adet ve geleneklerin yok olmasına Türkiye’de İslam’da ya da başka bir ülke ya da din sebep olmamıştır.Bunun en büyük sebebi Enver Hoca’nın uyguladığı katı komünist rejimdir.Bugün ise Arnavutluk ve Kosova’da ailevi ,ahlaki ve gelenksel değerlerin yok olmasına ve dejenerasyonun, eşcinselliğin, fuhuşun, uyuşturucunun normalleştirilmesine en büyük sebep ise post-modernizm ve onun getirdiği akımlardır.
Bugün çoğu Balkan ülkelerindeki bozuk olan siyasi ve ekonomik sistem ile toplumların cehaleti bu ülkelerde yaşayan insanların büyük bir kısmı kendi ülkelerinden ve milliyetlerinden nefret eder duruma gelmiştir ve başka ülkelere özellikle de Batı’ya kaçmak oralara yerleşmek istemektedirler. Başka milletlerden,dinlerden,ülkelerden nefret ederek ve tarih adına yazılmış masallara inanarak milli kimlik korunmaz ve vatansever olunmaz. Asıl bu sorunlara gerçek çözümler arayarak ve bu sorunları ortadan kaldırmaya çabalarayarak vatansever olunur ve Milli kimlik korunur.