Avrupa Komisyonunun yaptığı bir araştırmanın sonuçları, Bulgar halkının AB’deki göçmenlere karşı en az hoşgörülü davrandığını gösteriyor.
Katılımcıların sadece yüzde 15’i, göçmenleri mesai arkadaşı, doktor, komşu olarak veya ailelerine kabul edip etmemelerine dair soruyu olumlu bir şekilde cevaplamıştır. Bu göstergeye göre Bulgaristan, AB’de ilk sırayı alarak, göçmenleri toplumda kabul etme eğilimini gösteren nüfus kesiminin yüzde 17’lik olduğu Macaristan’ı bile geride bıraktı.
Bulgarlar ve Macarlar, göçmenlere yönelik tutumlarında diğer Avrupalılardan keskin bir biçimde ayrılıyor.
Ortalama olarak AB’de insanların yüzde 57’si göçmenlerle birlikte çalışmaya karşı değiller ve göçmenlerle tanışıklığı var. İspanya, İsveç, İrlanda, Portekiz ve Hollanda’da nüfusun üçte ikisi göçmenlere karşı olumlu bir tutum sergilemektedir.
Genel olarak Batı Avrupalılar, göçmenlere daha hoşgörülü bir gözle bakıyorlar, Doğu Avrupalılar ise daha şüphecidirler. 2015 yılında sığınmacıların çiçeklerle karşılandığı Almanya’da şimdi nüfusun sadece yüzde 55’i onlara iyi bir gözle bakıyor.
Aynı zamanda Bulgarlar göç konusunda Avrupa’da en az bilgilendirilmiş durumdalar – sadece yüzde 17’si konu hakkında biraz bilgi sahibidir. Avrupa Komisyonu raporunda Bulgaristan’da kaç yabancının yaşadığı hakkındaki varsayımların yabancıların nüfusun yaklaşık yüzde 11’lik kesimini oluşturduğu yönünde olup, istatistiklere göre 8 misli yüksek bir oran verildiği belirtildi.
Aynı araştırma gösteriyor ki, Bulgarların yüzde 90’ından fazlası göçmenleri tanımıyor, onlarla konuşmamıştır ve hatta onları görmemiştir. Buna rağmen göçmenlerin işlerini alarak veya sosyal güvenlik sistemine yük olarak, onları tehlikeye atacaklarına inanırlar.
Katılımcıların yarısı göçün sorunlar yarattığını, yüzde 6’sı ise imkanlar yarattığını düşünüyor. Her ikinci Bulgar, göçmenlerin entegrasyonunun başarılı olmadığı görüşündedir ve beşinden sadece birisi göç konusunda az çok bilgi sahibi olduğunu kabul etmektedir.
Avrupa Komisyonu tarafından sipariş edilen temsili araştırmaya katılanların yüzde 90’ına göre, yabancıların entegrasyona başarısı, onların iş bulmasına ve Bulgaristan’da mevcut düzene ayak uydurmalarına imkan verecek resmi dili konuşup konuşmamaları, sosyal güvenlik ve sağlık sigortasına sahip olup olmaları, iş ve eğitim sahibi olup olmamaları ile ölçülmektedir.
Buna rağmen ankete katılanların sadece üçte biri göçmenlerin ülkede işgücü eksikliği sorununu çözeceklerini düşünürken, yarıdan fazlası onların bir çözüm olduğunu kabul etmemektedir.
Bulgarların anlayışı, AB’nin yüzde 70’inden fazlasının göçün ekonomiyi hızlandıracağı yönündeki görüşünden radikal bir farklılık göstermektedir. Bulgarlar, genellikle göçmenlerin yerel müzik, sanat, mutfak ve zanaatlarına katkıda bulunarak kültürünü zenginleştirebileceğine şüpheyle bakıyorlar.
Bununla birlikte yüzde 70’i sosyal güvenlik sistemine yük olacağı ve ülkede suçları artıracağı kanaatine sahiptirler. Yabancıların yüzde 51’i, yabancıların işlerini elinden alacağı korkusu içindeler. Her bir ikinci vatandaş, göçün iki yönlü bir yol olduğuna inanıyor, ancak yaklaşık yüzde 40’ı ülkeye yeni gelenlerin başarılı olmak için aktif olmaları gerektiğini düşünüyor.
Ankete katılan Bulgarların yüzde 84’ü, Bulgarca eğitiminin ülkede yaşayan göçmenler için zorunlu olması gerektiğine inanmaktadır. Her üçüncüsü de yabancıların kendilerini Bulgaristan’daki olanaklara ve davranış biçimlerine yönlendirecek programlara katılmaları gerektiğini ve çocuklarının anaokullarına gitmeleri gerektiğini düşünüyor.
Yaklaşık üçte biri, göçmenlerin yerel seçimlere katılabilmeleri gerektiği görüşündedir, ancak katılımcıların yarısı bu görüşe katılmamaktadır. Bulgarların yüzde 61’i, yetkililerin yabancılara karşı ayrımcılığa yönelik daha fazla çaba göstermesi gerektiğine inanıyor.
Avrupa Komisyonu verilerine göre, Avrupa’nın dışında doğmuş yaklaşık 37 milyon insan AB’de yaşıyor ve onlar Birliğin nüfusunun yaklaşık yüzde 7’lik kesimini oluşturuyor.
Kircaalihaber.com