Makedonya’da son birkaç yıldır devam eden siyasi kriz, 11 Aralık’ta yapılan erken genel seçimin ardından hükümetin hala kurulmamasıyla daha da derinleşerek kurumsal bir krize dönüşüyor.
İki yıl önce, muhalefetteki Makedonya Sosyal Demokratlar Birliği (SDSM) lideri Zoran Zaev’in, ‘bombalar’ olarak nitelendirdiği gizli dinlemelerin kayıtlarını kamuoyuyla paylaşmaya başlaması, halkın hükümete karşı ayaklamasına neden olmuş, ülke genelinde düzenlenen protestolarda dönemin başbakanı Nikola Gruevski’nin istifası talep edilmişti.
O dönemde ülkedeki siyasi krizin derinleşmesi üzerine devreye Avrupa Birliği (AB) girmiş, krizin aşılması için ülkedeki dört büyük siyasi partinin temsilcileri tarafından Prjino Antlaşması imzalanmıştı.
AB Komisyonu Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn’ın arabuluculuğunda imzalanan anlaşmaya göre, erken seçime kadar muhalefetin de içinde bulunacağı geçici bir hükümet kurulması ve dinleme kayıtlarını soruşturacak Özel Yetkili Savcılık kurulması kararlaştırılmıştı. İki kez ertelenen erken genel seçimin ise 11 Aralık 2016’da yapılması kararı alınmıştı.
Öte yandan, geçen yıl nisan ayında Cumhurbaşkanı Gyorge İvanov’un “af kararı” halkta ve bazı siyasi partilerde memnuniyetsizlik yarattı. İvanon’un, hakkında soruşturma açılmış siyasileri kapsayan af kararına karşı ülke genelinde protestolar düzenlendi. İvanov, mayıs ayında kararını geri çekmek zorunda kaldı.
Seçimin sonucu krizi daha da derinleştirdi
11 Aralık’ta yapılan erken genel seçim, ülkede son birkaç yıldır devam eden siyasi krizin ilacı olarak görülüyordu. Ancak seçimin sonucu, beklentilerin aksine krizi daha da derinleştirdi ve ülkeyi kurumsal bir krize doğru itmeye başladı.
Bir önceki dönem iktidarda olan Gruevski liderliğindeki İç Makedon Devrimci Örgütü-Makedonya Ulusal Demokratik Birliği (VMRO-DPMNE) ile son seçimde ülkedeki Arnavutlardan da önemli oy alan SDSM arasındaki farkın çok az olması hükümet kurmayı zorlaştırdı.
Ülkedeki en büyük Arnavut siyasi partilerinden Demokratik Bütünleşme Birliği (BDİ), son seçimde ciddi oranda oy kaybederken, Makedonya siyaset sahnesine yeni katılan ve 11 Aralık seçiminde beş milletvekili çıkaran BESA, önemli bir etken olmayı başardı.
Seçimin sonuçlarının açıklanmasının ardından siyasi partiler arasındaki hükümet kurma görüşmeleri başladı.
Cumhurbaşkanı İvanov, hükümet kurma görevini seçimde en çok oy alan VMRO-DPMNE Genel Başkanı Gruevski’ye verdi ancak Gruevski, 20 günlük yasal süre içinde kendisine koalisyon ortağı bulamadı.
Arnavutlar, ortak platform kurdu
Gruevski, yıllardır koalisyon ortağı olan BDİ ile Makedonya Meclisi’nde milletvekili bulunan Arnavut partilerin oluşturduğu platform nedeniyle uzlaşamadı. Makedonyalı Arnavutların haklarını savunan platform, talepleri yerine getirilmedikçe yeni hükümette yer alamayacaklarını ifade ederken, hiçbir partinin mecliste tek başına hükümet kurabilecek çoğunluğu sağlayamaması platformu daha da fazla önemli kıldı.
Üsküp’te oluşturulan ancak Kosova ve Arnavutluk’ta yapılan istişarelerin ardından Arnavutluk Başbakanı Edi Rama’nın arabuluculuğunda Tiran’da resmiyet kazanan platform, ‘yabancı bir ülkeden getirilmesi’ gerekçesiyle Makedonlar tarafından reddedildi.
Gruevski’nin VMRO-DPMNE’si, Arnavut platformundaki partilerle anlaşmamasını, bu platformun Makedonya Anayasası’na aykırı olmasına bağlarken, platformun ülkenin yeniden tanımlanmasına neden olabileceğini savundu.
Makedon milliyetçisi VMRO-DPMNE, platformun talep ettiği Arnavutça’nın ülke genelinde ikinci resmi dil olmasının, kendilerince kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Zaev, beklediğini alamadı
Gruevski’nin hükümet kurma çabaları başarısız olunca, Cumhurbaşkanı İvanov 67 milletvekilin imzasını alarak mecliste çoğunluğu sağladığını ispat eden parti liderine hükümet kurma görevini vereceğini açıkladı.
Bunun üzerine SDSM Genel Başkanı Zoran Zaev, Arnavut platformundaki partilerle anlaşarak, mecliste çoğunluğu sağladı ancak buna rağmen, Cumhurbaşkanı İvanov hükümeti kurma görevini kendisine vermedi.
İvanov, ” Makedonya halkı için tehdit teşkil eden, ülkenin üniterl yapısına, egemenliğine ve bağımsızlığına zarar veren başka ülkelerin platformu ile anlaşanlara hükümet kurma görevini vermeyeceğim” açıklamasında bulundu.
İvanov, 7 Mart’ta Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, ABD Başkanı Donald Trump ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ülkenin içinde bulunduğu durumu anlatan bir mektup yazarak, Arnavut siyasi partilerin kurduğu platformun kınanmasını ve reddedilmesini istedi.
İvanov’un kararına uluslararası tepkiler
Cumhurbaşkanı İvanov’un ısrarla SDSM lideri Zaev’e hükümet kurma görevini vermemesi, uluslararası toplumun da tepkisine neden oldu. Ülke kamuoyu Zaev’in görevlendirilmesi konusunda ikiye bölünürken, Makedonya’daki AB ve ABD büyükelçilerinin yanı sıra Johannes Hahn da hükümet kurma görevinin Zaev’e verilmesini talep etti.
11 Aralık’taki seçimin ardından iki kez Makedonya’yı ziyaret eden Hahn, şubat ayındaki ilk ziyaretinde İvanov ve mecliste milletvekili bulunan parti liderleriyle bir araya geldi. 21 Mart’ta ikinci kez Makedonya’ya gelen Hahn, siyasi liderlerle yaptığı görüşmelerin ardından, Cumhurbaşkanı İvanov’u tutumunu gözden geçirmeye davet ederek, kaybedilecek zaman olmadığını ifade etti.
Yeni hükümetin bir an önce kurulması gerektiğini vurgulayan Hahn, ” Cumhurbaşkanı dahil ülkedeki tüm liderlerin, son seçimin sonuçlarına saygı göstermeleri konusundaki tutumumuzu yineliyoruz. Demokraside herkes meclis çoğunluğunu kabul etmelidir” değerlendirmelerinde bulundu.
Öte yandan Makedonya’yı ziyaret eden AB Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini de Cumhurbaşkanı İvanov’dan hükümet kurma görevine ilişkin tutumunu değiştirmesi talebinde bulunurken, siyasi krizin etnik gruplar arasında krize dönüşmesi hususunda endişe duyduğunu aktardı.
Makedonya’daki siyasi liderlerle görüşen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Genel Sekreteri Lamberto Zannier de ülkedeki durum hakkında endişesini dile getirirken, liderlerden siyasi krize son vermelerini istedi.
Makedonya’da yıllardır devam eden siyasi krizde hala çözüme ulaşılamaması AB’nin siyasi krizden çıkışa götürecek reformların uygulanmasında önemli bir etkisinin olmadığı eleştirisini de beraberinde getirdi.
Her ne kadar AB ve NATO üyelikleri Makedonya’nın stratejik hedefi olsa da bazı siyasiler, AB başta olmak üzere uluslararası toplumun, Makedonya’nın içişlerine karışmaması gerektiğini zaman zaman dile getirmeye başladı.
Arnavut platformuna karşı protestolar
Siyasi kriz, şubat ayında başlayan protestolarla daha da alevlendi. Her gün öğleden sonra ülke genelinde binlerce kişinin katılımıyla protesto yürüyüşü düzenleyen “Ortak Bir Makedonya İçin” isimli sivil toplum örgütü, Arnavut partilerin kurduğu platformu protesto ediyor.
Protestocu grup ayrıca, Zaev’i hükümeti kurmakla görevlendirmeyen Cumhurbaşkanı İvanov’a da desteğini açıkça belirtirken, ülkede iki dilliliğe karşı olduğunu ifade ediyor.
Hahn’ın son Makedonya ziyaretinde kendisi ile görüşmek isteyen ancak olumsuz yanıt alan grup, Hahn’ın siyasi parti temsilcileri ile görüştüğü sırada meclis binası önünde toplanarak kendisine tepki gösterdi.
Olası senaryolar ve erken seçim ihtimali
Makedonya’daki siyasi kriz derinleşerek devam ederken, siyasi krizden çıkış senaryoları üzerine de görüşmeler yapılıyor.
Meclis başkanının seçilmesi ve meclisin çalışmalarına devam etmesini sağlamak için istişareler sürerken, aynı zamanda partiler de siyasi krizden çıkış yolları hakkındaki görüşlerini açıklıyor.
Makedon milliyetçisi VMRO-DPMNE, siyasi krizden çıkışın Arnavut partilerin kurduğu platformu reddetmekten ve bu yıl yapılacak yerel seçimle birlikte erken genel seçimin de yapılmasından geçtiğini savunurken, SDSM ise hükümeti kurma görevinin kendilerine verilmesi konusunda ısrarına devam ediyor.
Arnavut partilerinden BDİ, büyük siyasi partilerden büyük siyasi sorumluluk ve krizden çıkışı sağlayacak çözüm beklerken, BESA Hareketi ise kurumsal krizde hızlı bir şekilde çözüme ulaşılmaması halinde etnik gruplar arasında kriz riskinin artacağı endişesini dile getiriyor.
Kaynak: AA