Almanya’da faaliyet gösteren İslam ve Müslüman Düşmanlığı Karşıtı İttifakının (CLAIM) hazırladığı rapor, ülkede 2023’te Müslüman karşıtı 1926 vakanın kaydedildiğini ortaya koydu.
CLAIM’in yayımladığı raporda, Almanya’da her gün ortalama 5’ten fazla Müslüman karşıtı vaka gerçekleştiği bildirildi.
Geçen sene Müslüman karşıtı toplam 1926 vakanın kaydedildiği, bunların yaklaşık 90’ının cami, Müslüman mezarlıkları, restoran gibi yerlere yönelik saldırılar olarak belirlendiği aktarıldı.
Müslüman karşıtı 1926 ırkçı vaka sayısının, 2022’ye göre 114 artış anlamına geldiği ve bu durumun “son derece alarm verici bir gelişme” olarak kayıtlara geçtiği belirtildi.
Kayıt altına alınmayan vakaların daha fazla olduğunun tahmin edildiği vurgulandı.
Müslüman karşıtı vakalardan etkilenenlerin yüzde 62’si kadın
“İnsanlar Müslüman oldukları veya Müslüman oldukları varsayıldığı için hedef alınıyor.” ifadesi kullanılan raporda, 7 Ekim 2023’ten sonra bu vakaların hızla arttığına, sadece 7 Ekim-31 Aralık 2023 döneminde 679 Müslüman karşıtı vakanın kaydedildiğine işaret edildi.
Raporda, belgelenerek kayıt alına alınan vakaların yüzde 66’sının hakaret, tehdit ve iftira gibi sözlü saldırlar olduğu bilgisi paylaşıldı.
Sözlü saldırıları yüzde 19 ile ayrımcılık, yüzde 15 ile adam yaralama, mala zarar verme, kundaklama ve başka şiddet vakaları içeren “yaralayıcı davranışların” takip ettiği belirtilen raporda, Müslüman karşıtı vakalardan etkilenenlerin yüzde 62’sinin kadın olduğuna dikkati çekildi.
Raporda, “Vakalar değerlendirildiğinde, ötekileştirmenin, ayrımcılığın, aşağılanmanın ve en kötü durumda fiziksel şiddetin Müslümanların ve Müslüman olarak görülenlerin hayatın her alanında başına gelebileceğini ve her gün karşılaşabilecekleri bir deneyim olduğunu gösteriyor.” ifadesi kullanıldı.
“Sokaklar, otobüsler veya camiler uzun zamandan beri güvenli yerler değildir”
CLAIM yöneticisi Rima Hanano, 2023’te Müslüman karşıtı saldırı ve ayrımcılıktaki büyük artışın endişe verici olduğunu belirterek, “Müslümanlar ve bu şekilde algılanan kişiler için sokaklar, otobüsler veya camiler uzun zamandan beri güvenli yerler değildir.” değerlendirmesinde bulundu.
Hanano, Müslüman karşıtı ırkçılığın daha önce hiç olmadığı kadar toplumsal alanda kabul görüldüğünü ve toplumun merkezinde kendine yer bulabildiğini kaydetti.