Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20-22 Şubat tarihlerinde tamamladığı Afrika turu, Türkiye’nin kıta ile kurduğu ilişkileri yeniden gündeme getirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Senegal’e düzenlediği mini Afrika turu, dikkatleri Türkiye’nin Senegal ve kıtada oluşturduğu pozitif imajın nedenlerine çevirdi.
AA muhabiri, Afrikalı uzmanlara Türkiye’nin Afrika ve Senegal’deki konumu ve kıtadaki avantajlarını sordu.
Gana’da Türkiye-Afrika ilişkileri üzerine çalışmalar yürüten Aboagye Mintah, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 30’dan fazla Afrika ülkesini ziyaret eden kıta dışı tek lider olduğunu ve bu konuda rakip tanımadığını söyledi.
Mintah, Erdoğan’ın uluslararası toplum tarafından dışlandığı ve savaşın böldüğü Somali’ye yaptığı ziyaretin de oldukça sıra dışı olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2013’ten bu yana Senegal’i 5 kez ziyaret ettiğini anımsatarak Somali’de olduğu gibi Senegal’de de ortak din unsurunun iki ülkeyi çok çabuk yakınlaştırdığına vurgu yaptı.
Mintah, Somali’nin aksine Senegal’in ekonomik ve siyasi açıdan oldukça istikrarlı olması dolayısıyla birçok Türk yatırımını da çektiğini kaydetti.
“Uygun fiyata kaliteli ürün Türkiye’ye güveni artırıyor”
Ortak din dışında Türkiye’nin sömürgecilik konusundaki duruşunun da Senegal ile ilişkileri kolaylaştırdığına dikkati çeken Mintah, şöyle konuştu:
“Türkler, her türlü sömürgecilik faaliyetine karşı çok hassaslar. Türkiye, sömürgecilik dönemi sonrasında Fransa’nın hala Afrika’da bağımsızlığını kazanmış ülkeleri kontrol etmeye çalışmasını sık sık eleştiriyor. Bunun yanı sıra Erdoğan, geneli Müslüman olan Batı Afrika ülkeleriyle de güçlü bağlar kurmaya başlıyor. Bu noktada ekonomisi ve Türkiye’ye olan ilgisi göz önünde bulundurulduğunda Senegal’in yeri tartışılmaz. Sömürgecilik karşıtı söylemlerle Türkiye hem yeni müttefikler ediniyor hem de Fransa’yı kızdırıyor. Bir taşla iki kuş.”
Mintah, Türkiye’nin sömürgecilik eleştirisinin yanı sıra Afrika ile kurduğu eşit temellere dayanan ilişkiler sayesinde de kıtada müthiş bir avantaja sahip olduğuna dikkati çekti.
“Erdoğan’ın uluslararası arenada marjinalleştirilen Afrika ülkelerini savunması da kıtanın birçok noktasında takdirle karşılanıyor.” diyen Mintah, Türkiye’nin imajının Senegal’de bu kadar iyi olmasına şaşırmamak gerektiğini vurguladı.
Mintah, Türkiye’nin Afrika’ya uygun ücretli kaliteli ürün sağladığının da altını çizerek “Senegal’de Türk ürünlerinin ve yatırımlarının kalitesi tartışılmaz hatta çoğu zaman Batı’nın sunduğundan daha iyi. Yıllarca Asya’nın kalitesiz ürün ve altyapı hizmetlerinden bıkmış Afrika için Türkiye’nin uygun fiyata kaliteli mal ve hizmet sunması birçok Afrikalı liderin de Türkiye’ye güvenmesini sağlıyor.” ifadelerini kullandı.
“Bayraktar Sahel’de fark yaratır”
Mali’de güvenlik ve uluslararası ilişkiler alanında araştırmacı Dr. Daouda Kinda, Erdoğan dönemine kadar Afrika’nın, Türkiye’nin yakın bir partneri olmadığını ancak 20 yıldır hem ekonomik hem de diplomatik alanda birçok ilerleme yaşandığını söyledi.
Senegal’in istikrarlı yapısı, darbe görmemiş tarihi ve birçok uluslararası örgütün varlığı ile Afrika’da herkesin isteyebileceği bir partner olduğuna dikkati çeken Kinda, Türkiye’nin de Senegal’e fayda sağlayacak bir ortak olduğunu dile getirdi.
Kinda, Türkiye’nin inşaat ve eğitim alanındaki kabiliyetinin bölge ülkeleri tarafından dikkatle izlendiğine vurgu yaparak bu iki konu başlığının Türkiye’yi özellikle Batı Afrika’da başka bir yere taşıdığına işaret etti.
Afrika’nın da son dönemde alışılagelmiş partnerlerinin yanı sıra farklı ülkelerle de iş birlikleri yapmaya başladığını belirten Kinda, Türkiye’nin de bu partnerler arasında ilk sıralarda yer aldığını vurguladı.
Kinda, Türkiye’nin özellikle savunma sanayi alanındaki tecrübesinin Sahel ülkeleri için çok önemli olduğuna dikkati çekerek şöyle devam etti:
“Baykar Bayraktar’ın Dağlık Karabağ savaşındaki rolünü düşününce neden Sahel’de de bundan faydalanmayalım? Sahel’de etkin hava gücüne sahip olmak terörle mücadelenin seyrini değiştirebilecek kadar önemli bir husus. Türkiye, Afrika orduları için vazgeçilmez bir partner olabilir. Bilgi paylaşımı, askeri eğitim, zırhlı araç ihracatı gibi birçok konu başlığında kıtaya katkı sağlayacağını düşünüyorum. Hatta Türkiye, kalifiye eleman yetiştirirse Afrika’da silah üretim veya mühimmat fabrikası bile açabilir. Kıtadaki Türk yatırımları arttıkça Afrika’nın güvenliği ve refahı Türkiye’yi daha çok ilgilendirecektir.”
“Futbol okulu yumuşak güce katkı sağlar”
Türkiye’nin “futbol gibi yumuşak bir güce de sahip olduğunu” belirten Kinda, futbola çok ilgi duyan Afrika’nın bu noktada da Türkiye ile samimi bir ilişki kurabileceğine işaret etti.
Kinda, “Fenerbahçe gibi Türk kulüpleri Afrika’da futbol okulu açsa bunun Türkiye’nin halihazırdaki pozitif imajına çok güçlü katkı sağlayacağı kesin. Üstelik genç nesli bir spora kanalize etmek onları, aşırıcı unsurların tuzağına düşmekten kurtaracaktır. Yani futbolla terörle mücadeleye dolaylı bir katkı sunulabilir. Genç nüfusun bu kadar yoğun olduğu bir coğrafyada futbol konu başlığı Türkiye’nin yumuşak gücüne ayrı bir boyut getirecektir.” diye konuştu.