Afgan göçmen Velid Ahmed, Afganistan’dan Türkiye’ye, oradan Bosna Hersek’e uzanan hikayesini anlattı.
Afgan göçmen Velid Ahmed, Afganistan’dan Türkiye’ye, oradan Bosna Hersek’e uzanan hikayesini anlattı. Yollarda ölü insanlardan hiç görmediği değişik hayvanlara kadar çok farklı şeylerle karşılaştığını söyleyen Ahmed, “Ülkemde özgürce yaşamak isterdim. Fakat Taliban okula gitmemizi bile yasaklamıştı. ya onların militanı olacak ya da kaçacaktım” dedi.
Afganistan’ın Celalabad şehrinden Türkiye’ye ve daha sonra Bosna Hersek’e gelen Afganistanlı göçmen Vekil Ahmed, 6 ay süren yolculuğunu İhlas Haber Ajansı ile paylaştı. Şuan Bosna Hersek’in Hırvatistan sınırı yakınındaki Bihaç şehrinde Türk Kızılayı’nın kurduğu çadırda yaşayan Ahmed, Avrupa’nın kapıları açmasını bekliyor. Afganistan’da anlaştığı insan kaçakçısıyla yola çıktığını söyleyen Ahmed, 21 gün boyunca hiç durmadan yürüdüğünü belirtti. Afganistan’dan Pakistan’a, oradan İran’a ve Van’dan Türkiye’ye giriş yaptığını anlatan Ahmed, “Yola çıkmadan önce insan kaçakçısı nelere dikkat etmemiz gerektiği konusunda bizleri uyardı. Sonra dağlara doğru gittik. İran dağlarında cansız insan bedenleri gördüm. Neden öldüklerini bilmiyorum. Fakat Türkiye’ye gelirken yollarını kaybedip açlıktan ölmüş olabilirlerdi. Van’a geldiğimde bir evde kaldık. Kaçakçı burada ailemi arayarak beni getirdiğini ve önceden anlaştığımız bin 300 doların orada bağlantılı olduğu kişiye verilmesini istedi. Ailem parayı ödeyince beni otobüsle Esenler’e gönderdi. İstanbul yakınlarına gelince tüm kıyafetlerimi değiştirdim. 21 gündür hiç banyo yapmadığım için kokuyordum. Sonra Topkapı’ya gittim ve orada çalışmaya başladım” dedi.
“Dereye düşüp karnımı deştim”
Türkiye’de aylık bin 300 liraya bahçıvanlık yaptığını söyleyen Ahmed, haftanın 7 günü 16 saat çalıştığını belirtti. Türkiye’yi çok sevdiğini fakat bu durumun işkence gibi olduğunu anlatan Ahmed, “Avrupa’ya gitmek zorundaydım. Türkiye’de kimlik alamazdım ve ömür boyu bu şartlarda çalışamazdım. Bu nedenle Yunanistan üzerinden harekete geçtim. Önce kendim denedim fakat jandarmaya yakalandım. Sonra bir insan kaçakçısıyla anlaştım. Beni Yunanistan üzerinden Makedonya’ya getirdi. Makedonya’dan Sırbistan’a geçtim. Oradan Hırvatistan sınırını üç defa geçmek istedim ama yakalandım. Bir defasında bir dereye düşüp karnımı deştim. Bu yüzden ameliyat oldum ve 15 gün hastanede kaldım. Beni Sırbistan’daki bir kampa gönderdiler. Oradan kaçarak Bosna’ya geldim. Burada da iki defa gitmeyi deneyim. Önce bir kaçakçıyla gittim, olmadı. İkinci defa kendim hazırlık yaptım. Çantama 18 ekmek, 2 ayakkabı, bir ketçap ve bir soğan koyup yola çıktım. 7 gün boyunca yürüdüm. Hırvatistan sınırını geçip Slovenya’ya vardım. Oradan da iki gün yürüdüm fakat polislere yakalandım. Hırvatistan üzerinden yeniden buraya gönderildim” şeklinde konuştu.
“Çoğu arkadaşımız Hırvat milliyetçiler tarafından bıçaklandı”
Her gidişinde Hırvatistan polisinden dayak yediğini anlatan Ahmed, telefonuna ve tüm eşyalarına el konulduğunu söyledi. “Hırvatistan polisi bir daha denememeleri için herkesi dövüp, her şeylerini alıyor. Çoğu arkadaşımız Hırvat milliyetçiler tarafından bıçaklandı, bazıları vahşi hayvanlara yem oldu. Ben de Yunanistan sınırını geçince Alman ve Fransız polisleriyle karşılaştım. Sınırda bekliyorlardı, üzerime köpek saldırttılar” diye konuştu.
“Ya onların militanı olacaktım ya da kaçacaktım, başka çarem yoktu”
Toplamda 6 ay süren yolculuğu sırasında çok kötü şeyler yaşadığını belirten Ahmed, “Ama yine de gitmeyi deneyeceğim. Herkes gibi ben de ülkemde özgürce yaşamak isterdim. Fakat Taliban okula gitmemizi bile yasaklamıştı. ya onların militanı olacaktım ya da kaçacaktım, başka çarem yoktu” dedi.
İHA