Hırvatistan’daki Udruga Sunce’nin, İtalya’dan kurumlarla ortaklaşa yürüttüğü FishNoWaste projesi, balıkçılık faaliyetleri sırasında ortaya çıkan atık türleri ve miktarları ile limanlardaki mevcut uygulamaları inceliyor.
Projenin hedefi, atığın yeniden kullanımını, geri dönüşümünü ve azaltılmasını sağlayacak ortak bir atık yönetim modeli geliştirmek.
Sunce’nin İletişim ve Savunuculuk Departmanı’ndan Dora Čakušić, balıkçıların hâlâ büyük bir çelişkiyle karşı karşıya olduğunu vurguluyor:
“Yasa, pasif olarak çıkarılan atığın teslimini zorunlu kılıyor; ancak sahada çoğu zaman bunun nereye verileceği bile belli değil.”
Čakušić’e göre karadaki atık toplama sistemleri yetersiz, mevcut seçenekler de hem az hem etkisiz. Bu durum uzun yıllardır devam ediyor ve yetkili kurumlar hâlâ kapsamlı bir çözüm sunmuş değil. Altyapı eksikliği nedeniyle balıkçıların çabaları çoğu zaman sonuçsuz kalıyor.
Balıkçılık faaliyetlerinde artan deniz atığı
Av sırasında balıkçılar, ağları çekerken deniz tabanındaki atıkları da istemeden topluyor. Buna ek olarak, ağların yıpranması, ekipmanların kopması, halat ve plastik parçalarının kaybolması gibi durumlar da yeni atık oluşumuna neden oluyor.
“Balıkçılığın doğası gereği, yırtılan ağlar, kopan halatlar, şamandıralar ve diğer plastik parçalar zamanla aşınıyor veya kayboluyor ve deniz çöpüne dönüşüyor. Bu ‘hayalet ağlar’ yıllarca deniz ekosistemine zarar verebiliyor,” diyor Čakušić.
En çok atık üreten yöntem ise koçgıç (tırmık) tipi dip trolü. Bu yöntemde ağır ekipmanın deniz tabanında sürüklenmesi, hem ekipmanın zarar görmesine hem de plastiğin küçük parçalara ayrılarak çevrede uzun süre kalmasına yol açıyor. Styrofoam kasalar gibi kolay parçalanan malzemeler sorunu daha da büyütüyor.
Bilimsel izleme ve pilot uygulamalar
FishNoWaste kapsamında, pasif şekilde çıkarılan atık düzenli olarak izleniyor. Her ay Tribunj Balıkçı Limanı’nda rastgele seçilen atık torbaları analiz edilerek tür ve miktarlar belirleniyor.
Sunce uzmanları, bilimsel izlemenin uzun vadeli çözümler için kritik olduğunu vurguluyor.
Projenin ilerleyen aşamalarında, seçili limanlarda ortak atık yönetim modelinin pilot uygulaması yapılacak. Bu modelle balıkçıların sürece aktif katılımının, atığın daha verimli toplanmasını, ayrıştırılmasını ve teslim edilmesini sağlayacağı öngörülüyor.
Eğitim, iletişim ve yeni teknolojiler
Čakušić, iletişim ve eğitimin önemine özellikle dikkat çekiyor:
“Balıkçılar deniz kirliliğiyle ilk temas eden kişiler. Deneyimleri çözümün anahtarı.”
Proje kapsamında daha dayanıklı ve geri dönüştürülebilir polimerlerden üretilmiş modern ekipmanlar, uzun ömürlü ağlar ve işlenmesi kolay malzemeler gibi yenilikçi çözümler de değerlendiriliyor. “Fishing for Litter” gibi uluslararası iyi örnekler, doğru sistemle atık miktarının ciddi şekilde azaltılabileceğini gösteriyor. Ancak teknoloji tek başına yeterli değil; eğitimle desteklenmesi gerektiği vurgulanıyor.
Kapsayıcı bir döngüsel ekonomi yaklaşımı
Balıkçılıkta döngüsel ekonomi ilkeleri günlük hayatta da uygulanabiliyor: ağ yamamak, tek kullanımlık ürünlerden kaçınmak, çok kullanımlık kasalar tercih etmek gibi yöntemler bu sürecin parçası.
Sunce, balıkçıların katıldığı bilgilendirme kampanyaları ve gençlere yönelik çevre eğitimleriyle, toplumun deniz kirliliğine karşı bilinçlenmesini amaçlıyor. Eğitim programları; döngüsel ekonomi, atık yönetimi, deniz çöplerinin ekosistem ve ekonomi üzerindeki etkileri gibi konulara odaklanıyor.
Projenin beklenen sonuçları
FishNoWaste’in nihai hedefi, Hırvatistan ve İtalya’da balıkçılık atığı yönetim sistemini geliştirmek, ortak stratejiler oluşturmak ve toplanan–ayrıştırılan–geri dönüştürülen atık miktarını artırmak.
Projenin uzun vadeli etkisi; balıkçılar, uzmanlar ve kurumlarla sürecek işbirliği, ayrıca Adriyatik’e ulaşan atık miktarındaki değişim üzerinden ölçülecek. Böylece, denizlere karışan atıkların nihayet azalması amaçlanıyor.







